Güzel bir yaz gününde anne, baba ve yavru fil lunaparka gitmişler. Anne ve baba fil daha önce defalarca buraya gelmişler ama yavru fil için durum öyle değilmiş. Yavru fil ilk kez geliyormuş ve çok heyecanlıymış. Yavru fil, annesiyle birlikte atlıkarıncaya binmiş. Sürenin dolmasına karşın, yavru fil atlıkarıncadan inmek istememiş. Baba fil iki bilet daha almış ve bilet kesen adama vermiş. Böylece anne ile yavru filin bir kez daha tur atmaları mümkün olmuş.

Daha sonra onlar dönme dolaplara binmişler. Dönme dolabın yükseldiği anlarda yavru fil çok korkmuş, gözlerini kapamış ve ağlamış.

Baba fil tüfekle hareketli hedeflere on atış yapmış ama bir isabet bile kaydedememiş. Çevredekilerin bakışlarından sıkılan baba fil kendini aynalar çadırına zor atmış. Aynalar çadırında karşısına geçeni ince-uzun, kalın-kısa, uzun yüzlü, yamuk gözlü gösteren pek çok ayna varmış. Baba fil sıkıntısını burada unutmuş, çünkü yavru filin neşesine diyecek yokmuş. Yavru fil, o ayna senin, bu ayna benim koşmuş, durmuş.

Anne ve baba fil ortaya yavrularını alarak korku kapısına girmişler. Burada anne fil korkmuş ve ara sıra çığlıklar atmış. Çıkışta yavru fil, babasına, ben hiç korkmadım, demiş.

Zamanın ilerleyen saatlerinde fil ailesi evlerinin yolunu tutmuşlar.

SON


Serdar Yıldırım