Güneşli güzel bir bahar sabahıydı. Elif bahçede küçük bir çiçek gördü. Sevimli, sarı renkli bir çiçek. Elif çiçeği öyle beğendi ki ona kendisi su verdi.
Günler geçti, çiçek büyüdü, büyüdü, büyüdü ve bir sabah ;
“Bu bahçede yaşadığıma çok memnunum” diyerek konuşuverdi. “Güneş çok iyi ısıtıyor, sen her gün su veriyorsun. Doğrusu, ben çok şanslı bir çiçeğim.”
“Demek güneşi seviyorsun” dedi Elif. Çiçek “Elbette” ısısıyla büyüyorum. Senin yemek yiyerek büyüdüğün gibi. Birde bol su içmem gerekiyor.” Öyleyse sen de insan gibisin” dedi Elif. “Evet, çünkü ben bir canlıyım. İnsanlar gibi.
Ağaçlar, kuşlar, kediler gibi. Bende her canlı gibi doğdum. Önce küçüktüm şimdi büyüyorum.”
Elif ve çiçek konuşa konuşa arkadaş oldular. Bahar geçti yaz geldi. Elif artık her gün bahçeye çıkıyor, çiçeğin hatrını soruyordu. Artık çiçek iyice büyümüş mis gibi kokuyordu.
Günler geçti. Yaz bitti. Sonbahar geldi. Hava soğudu, ağaçların yaprakları dökülmeye başladı.
Bir gün çiçek “Benimde yapraklarımı tutacak gücüm kalmadı” dedi. “Artık yaşlanıyorum. Rüzgar daha çok eserse yapraklarım dökülecek.”
Gerçektende ertesi sabah Elif bahçeye çıkınca tüm yaprakları yerde gördü. Çiçeğin rengi solmuş, boynu bükülmüştü.
Elif’ e kendimi öyle güçsüz hissediyorum ki dedi. Yakında öleceğim. Her çiçek gibi. Biz çiçekler bahar da doğar, büyür, yaz bitince ölürüz. Sonbahar’ın, kışın soğuklarına dayanamayız. Ama artık bıraktığım tohumlar toprakta baharı bekler.”
Elif üzülmüştü.” Seni özleyeceğim” dedi. Birlikte ne güzel günler geçirmişdik”. “Üzülme” dedi çiçek. “O güzel yaz günlerini düşün ve bekle”
Kış bitince yine bahar gelecek. Tohumlarımdan yeni çiçekler açaçak. Böylece bahçede yeni arkadaşların olacak. Ben bu bahçede güzel günler yaşadığım, seninle arkadaş olduğum için çok memnunum.
Kış bitince baharın geleceğini biliyor umutla bekliyordu.
Ertesi sabah Elif’i bir sürpriz bekliyordu. Kar yağıyordu ve bahçe karla kaplanmıştı. Elif camdan baktı, baktı… Her yer karla örtülü bembeyazdı. Çiçek ölmüş karlar altında kalmıştı. Hiç gözükmüyordu. Elif yine çiçeklerin açması için baharı beklemek zorundaydı.