PİKO DÜZENLİ OLMAYI ÖĞRENİYOR
Piko akıllı mı akıllı, güzel mi güzel bir çocuk olmasına rağmen, bir o kadar da düzensiz bir çocukmuş. Kıyafetlerini ve oyuncaklarını oradan oraya atar. Odası da her zaman dağınık olurmuş. Piko bu yüzden aradığı eşyalarını bir türlü bulamazmış. Bazen de odasının her yerinde oyuncak olduğu için onların üzerine basar, oyuncakları da çıııt diye kırılırmış. Annesi ve babası piko’nun bu kadar düzensiz ve dağınık olmasından dolayı çok üzülürlermiş. Piko’yu uyarırlar fakat piko onlara hiç kulak asmazmış.
Bir Pazar akşamı piko oyuncaklarıyla oynamış. Her zaman yaptığı gibi yine onları toplamadan yatağına yatmış. Oyuncak ayıcık piko’ya seslenmiş:
‘’yine bizi toplamadın. Bizim yerimiz oyuncak sepeti. Yerde böyle dağınık halde uyumak istemiyoruz.’’demiş. Piko:
‘’öfff çok uykum var. Üstelik yarın erken kalkıp okuluma gideceğim. Sizi toplayarak zaman kaybedemem’’diyerek uykuya dalmış. Küçük oyuncak robot piko’nun bu sözlerine çok sinirlenmiş.
‘’piko bu gün benimle oynarken beni yarın okuluna götüreceğini söylemişti. Ben ona çok güzel bir ders vermeyi düşündüm.’’deyip piko’nun yastığının altına saklanmış.
Sabah olunca piko dağınık halde bıraktığı oyuncaklarının üzerine basa basa hazırlanmış. Neden basıyor demeyin. Odaya saçtığı oyuncaklar yüzünden adım atacak yer bile yokmuş ki! Üzerine basılınca zavallı oyuncakların da canı bir yanıyormuş ki sormayın.
Piko kahvaltısını yapıp küçük oyuncak robotunu almak için odasına çıkmış. Aramış aramış bir türlü bulamamış. Annesi seslenmiş:
‘’piko acele et. Okul servisin geldi’’piko ağlayarak annesinin yanına gelmiş.
‘’bu gün okulda oyuncak günü ben arkadaşlarıma ve öğretmenime robotumu götüreceğimi söyledim. Ama şimdi onu bulamıyorum.’’demiş ve annesiyle birlikte odasına tekrar çıkmış. Annesi odasının dağınık halini görünce:
‘’bu dağınıklıkta robotunu bulmamız mümkün değil. Oyuncaklarınla oynaman bitince ve kıyafetini değiştirdikten sonra onları yerine kaldırsaydın robotunu rahatlıkla bulurdun. Üzgünüm canım okula başka oyuncak götüreceksin.’’demiş.
Piko dağınık ve kırık olan oyuncaklarının arasından bir tek küçük kırmızı arabasının sağlam olduğunu görmüş.
‘’miço kırmızı araba götüreceğini söylemişti. Şimdi ikimizin de tanıtacağı oyuncak aynı olacak. Başka sağlam oyuncakta yok. Bunu götürmeye mecburum.’’demiş; isteksizce kırmızı arabayı alarak okuluna gitmiş.
Sınıfa girdiğinde arkadaşlarının daha önce söylemiş oldukları oyuncakları getirdiklerini görmüş. Piko başını önüne eğip, oyuncağını arkasına saklamış. Utancından yüzü kıp kırmızı bir halde hiçbir şey demeden yerine oturmuş. Arkadaşları tek tek söz alıp getirdikleri oyuncaklarını tanıtmış. Sıra piko’ya gelince öğretmeni:
‘’evet, piko sıra sende oyuncağını tanıtmayan bir tek sen kaldın. Sen bize oyuncak robotunu tanıtacaktın.’’demiş.
Piko çok utanmış. O anda pişman olup ‘’keşke bu kadar dağınık olmasaydım’’ diye düşünmüş ve:
‘’öğretmenim çok üzgünüm ama ben robotumu bulamadım. Bu yüzden kırmızı arabamı getirdim.’’deyip oyuncağını isteksiz isteksiz tanıtmış ama miço zaten kırmızı arabayı tanıttığı için arkadaşları piko’yu dinlememişler bile. Üstelik piko’yla:
‘’Robotu bulamamış, sözünde durmamış.’diye onunla dalga geçmişler.
Piko o gün gerçekten çok kötü bir gün geçirmiş. Ama o kadar çok pişman olmuş ki; evine gelir gelmez odasını düzenlemeye başlamış. Önce etrafa çıkartıp attığı kıyafetlerini dolabına yerleştirmiş daha sonra oyuncaklarını oyuncak sepetine toplamış. Ama robotunu hala görememiş. Odasını düzenlediğini düşünüp etrafa şöyle bir bakınca yatağının dağınık olduğunu fark etmiş. Piko yatağını düzeltmek için eğilmiş, yastığı kaldırmış. aaa o da ne? Robotu yastığının altından piko’ya gülümsüyormuş.
‘’özür dilerim’’demiş piko’’bundan sonra sizi asla dağınık bırakmayacağım. Odam her zaman düzenli ve mis gibi olacak’’
Deyip sevinçle annesini çağırmış. Annesi piko’nun odasının tertemiz ve düzenli olduğunu görünce:
‘’odan ne kadar da temiz ve düzenli böyle! Aferin sana piko. Bundan sonra böyle düzenli olursan aradığını çok rahat bulursun ve verdiğin sözleri de yerine getirmen kolaylaşır.’’deyip piko’yu öpmüş.
Piko o günden sonra odasını düzenleyen, aradığını rahatlıkla bulan bir çocuk olmuş. Piko bütün çocuklara mektup yazmış. sizede bir mektup göndermiş. Mektupta şöyle yazıyor:
‘’ben düzenli olmanın önemini öğrendim. Darısı odasını düzenlemeyen diğer çocukların başına’’
ZÜBEYDE CEYLAN