Kar ve Çocuk Çocuk evinin camından dışarı baktı. Hayalleri cama takıldı. Parka gitmek istiyordu diğer bütün çocuklar gibi. Salıncakta sallandıkça mutlu olacaktı çocuk. Dönme dolaplarda dönecekti. Sesi diğer çocukların seslerine karışacaktı.
Bütün çocukların sesleri kuş seslerine karışacaktı. Ve çok mutlu olacaktı. Sadece parka gitmesi yetecekti. Başka bir şey istemiyordu.
Mutlu olması için iki zincirin ucundaki küçük bir tahta parçası yetecekti ona. “Ah! şimdi parkta olabilseydim.” dedi.
Elleri ile cama dokundu. Camın soğukluğu onun küçücük yüreğine. Mutlulukla arasındaki engeli cam olarak gördü birden. Bir de dışarıda ki bembeyaz örtüyü. Nasıl da her yeri kaplamıştı. Bir taraftan da küçük küçük beyaz tanecikler iniyordu gökyüzünden.
Ne kadar da çoklardı. Sanki onlarda kendi aralarında oynuyordu. Bir sağa bir sola çığlık çığlığa koşuyordu. Tıpkı çocuklar gibi. Telaşlı ve ürkek birden bitiverecek gibi mutlulukları. Sanki birisi, “artık yeter şimdi eve gidiyoruz” diyecek ,alıp götürecekti hepsini.
Çocuk görünce baktığı camdan, küçük beyaz taneciklerin sevincini… Unutuverdi kendi içini saran kederini. Çekti camdan ellerini.
Bahara erteledi parka gitme hayallerini. Çünkü isminin kar olduğunu öğrendiği bu küçük beyaz taneciklerin baharıydı içinde bulunduğu zaman. Isıttı küçücük yüreğinin içini, neşeli dansı kar tanelerinin.
Birde ilerideki okulun bahçesinde şen şakrak kar topu oynayan çocukların sesleri geldi kulağına,ne güzeldi. Çocukların yaptığı kömür gözlü,havuç burunlu kardan adamın gülümseyen yüzünü görünce, daha da sevdi kar tanelerini.
Parka gitmiş kadar mutluydu sanki, içindeki coşkuyu haykırmak istiyordu. Sesini duyurmak istercesine dünyadaki bütün kar tanelerine. “Sizi seviyorum kar taneleri! Hepinizi çok seviyorum!”diye bağırdı.
Ve daha çabuk büyüyüp kar taneleri ile oynamanın hayallerine dalarken,annesinin kendisine seslenen sesini duydu çocuk. Nasıl kar taneleri uça uça neşe ile iniyorsa yeryüzünün kucağına, çocukta tıpkı kar taneleri gibi gitti uzandı annesinin kucağına.
İdris ARMAĞAN