KOMİK ADAM HİKAYELERİ
KOMİK ADAM: FUTBOLCU
Komik adam gençliğinde amatör futbolcuymuş. 5 kere gol kralı olmuş. Her maçta tabelaya golünü yazarmış. 30 yaşında futbolu bırakmış. 90 dakikalık jübile maçında 60 gol atmış ve bunca gol atmasına karşın, bir kere bile milli takımda oynayamamaktan yakınıyormuş.
KOMİK ADAM: DEDEKTİF
Komik adam yıllar önce İstanbul’da dedektiflik bürosu açmış. Müşteriler hep telefon dinleme işi için tutarlarmış. Eşinin, arkadaşının, ortağının, düşmanının, dostunun telefonla yaptığı görüşmeleri bilmek isteyenler yüksek bir ücret öderlermiş. Komik adam telefon teline girer ve bu telin içinde elektrik hızıyla uçarmış.
KOMİK ADAM: BASKETBOL MAÇI
Komik adam mayıs ayının günlerinden birinde televizyonda basketbol maçı seyrederken spiker basketbolcuların boylarını söylermiş. İşte Ahmet 1.90, Mehmet 2.10 gibi. Komik adam merak etmiş acaba boyum kaç santim diye. Çocukluğu aklına gelmiş. O zamanlar kar yağınca yere sırtüstü yatar sonra kalkıp yerde çıkan izini 20 santimlik cetveliyle ölçermiş. Tam 8 ay kar yağmasını beklemiş. Ocakta kar yağınca evinin bahçesinde karın içine yatıp, bir türlü atmaya kıyamadığı öğrencilik yıllarından kalan 20 santimlik cetvelle boyunu ölçmüş. Boyu 9 cetvel gelmiş. Komik adam boyunu 1.80 olarak hesaplamış.
KOMİK ADAM: ASKERDE
Komik adam askerliğinde acemi birliği Antalya topçulardaymış. Bir gün şehir izni alıp alaydan çıkmış. Antalya sokaklarında gezmiş, dolaşmış, yorulmuş. Hava da sıcak. Serinlemek için denize girmiş. İyi yüzücüymüş, gençliğinde yüzme yarışlarına katılıyormuş. Sahilden iyice açılmış. Arkasında bir fosurtu duymuş. Hızla geriye dönmüş. Atlas Okyanusu’ndan gelen koskoca bir balina Akdeniz’de gördüğü insanı yutarmış. Komik adamı da yutmuş, fakat derisinin sert olmasından dolayı midesinde öğütememiş ve iki gün sonra hapşırarak komik adamdan kurtulmuş. Daha sonra komik adam yüzerek kıyıya çıkmış.
KOMİK ADAM: GÜNEŞE GİDİYOR
Komik adam liseye giderken başarılı bir öğrenciymiş. Uzaya çok meraklıymış. Uzay hakkında kitaplar okur, gezegenlerin durumunu incelermiş. Güneşi ise bir gezmezgen olarak tarif edermiş. Güneş gezmezgeni özellikle ilgisini çekiyormuş. Güneş hakkında derin araştırmalar yapmış. Bir gün güneşe gitme fikri uyanmış. Türlü aletler, motorlar, bilgisayarlar almış ve aylarca uğraştıktan sonra bir uzay aracı yapmış. Araç çalışıyormuş ama olduğu yerde durup ilerlemiyor ve yükselmiyormuş. Yakın bir arkadaşına durumu anlatıp, güneşe gidememekten, güneşle kucaklaşamamaktan yakınmış. Arkadaşı: Yakınmayı bırak. Senin yaptığın zamazingo uçsaydı, yanacaktın. Güneşe yaklaştıkça sıcaklık artacak ve seninle birlikte aracın da yanacaktı. Hiç güneşe gidilir mi? Hiç güneşle kucaklaşılır mı? İlla kucaklaşmak istiyorsan gel ikimiz kucaklaşalım, demiş.
KOMİK ADAM: ULUDAĞ’DA
Komik adam gençliğinde yılbaşı için Uludağ’a gitmiş. Hemen otele yerleşmiş ve akşam yemeği yiyip yatmış. Sabah olunca kahvaltısını yapıp tulumunu ve kar ayakkabılarını giyip gezintiye çıkmış. Ormana girmiş, ormanda ilerlerken önüne aniden uzun yeleli bir aslan çıkmış. Komik adam ilk şaşkınlığı geçtikten sonra geri dönüp kaçmaya başlamış. Bir ara ağaca çıkmış ama aslan da ağaca çıkmış. Bunun üzerine ağaçtan yere atlamış ve kaçmaya devam etmiş. Sonunda güç bela oteller bölgesine ulaşmış ve aslandan kurtulmuş. İki haftalık tatilinin kalan on üç gününü otelde geçirmiş. Bu arada arkadaş olduğu otel müdürüne olayı anlatmış ve acaba aslan beni yakalasaydı yer miydi, diye de sormuş. Bunun üzerine otel müdürü: “ Herhalde yerdi değil mi? Yoksa seni yakalayıp da, benle papaz kaçtı oynar mısın Selim Bey diyeceğini mi sandın? Sen en iyisi yakalasaydı yer miydi yoksa içer miydi diye düşünmeyi bırak ve önceki yaptığın gibi yine aslan görürsen kaç, “ demiş.
KOMİK ADAM: AVA GİDİYOR
Komik adam bir gün arkadaşıyla ava gitmiş. Ormanda yürürken, karabatak mı avlayalım, çulluk mu, yoksa karga mı, diyerek tartışmaya başlamışlar. Arkadaşı karga avında çok ısrar ediyormuş:
“ Bak komik, bütün iş ormanda bir çınar bulmakta. Çınarı bulduk mu, üstünde karga pek çoktur. Tüfek patladı mıydı vurulan kargayı pişirip yeriz. “
“ Yazık sana, karga eti yenir mi? “ demiş komik adam.
“ Yenir. Geçen hafta avda yalnızdım. Karga avlayıp, pişirip yedim. Et işte, hep bildiğimiz et. “
“ Yapma ya, tadı lezzetli miydi bari? “
“ Güzel yeniyordu ama tadı biraz acıydı. Üstüne acı biber dökülmüş bıldırcın eti gibi yani. “
“ Desene az sonra acı biberli bıldırcın eti yiyeceğiz. Bir karga vurabilsem…“
Komik adamla arkadaşı daha sonra ilerde birkaç tane çınar ağacı görmüşler. Kargalara tuzak olsun diye ayrılmışlar ve ikisi iki koldan, eller tetikte sessizce ilerlemişler. Arkadaşı muziplik olsun diye komik adama görünmeden çınar ağaçlarından birine çıkıp gak gak diye karga gibi ötmüş. Çınarın üst dallarındaki arkadaşını karga zanneden komik adam arkadaşını tek atışta vurmuş.
KOMİK ADAM: BÜYÜK SAHRA ÇÖLÜ’NDE
Komik adam ve diğer ziyaretçiler Mısır’dan sonra batıya doğru uzun süre otobüslerle gitmişler. Konvoyda dört otobüs ve yüz civarında insan varmış. Günler geçtikçe hava giderek sıcaklaşıyor ve büyük kum yığınları uzaktan görünüyormuş. Orada dünyanın en büyük çölü Büyük Sahra Çölü varmış. Sonunda çöle girmişler. Çölde yılanlar, çıyanlar, akrepler, türlü türlü böcekler, kertenkeleler, çöl aslanları, tilkiler varmış. Çöl milyarlarca hayvanı barındırıyormuş. Gündüz sıcak, çok sıcak olduğu için, geceleyin hepsi ortaya çıkıyor, birbirlerini yiyorlarmış. Kimbilir gündüzleri çölün altında ne olaylar oluyor, akıl almazmış.
Yeşillik varmış, biraz çimen ve azıcık ağaç. Oradan su çıkıyormuş, kaynak varmış. Buraya vaha diyorlarmış. Bir akşamüstü vahanın kenarına otobüsleri yanaştırmışlar, çadırlar kurulmuş. Yemek yenmiş, su içilmiş ve yatmışlar. Komik adam çadırda uyuyormuş. Rüyasında sürüyle akrep peşine takılmış. Komik adam kaçıyor, akrepler kovalıyormuş. Sonradan komik yorulmuş. O yavaşlayınca akrepler yetişip çevresini sarmışlar. Çember giderek daralmış, zehirli kuyruklarını uzatan akrepler ha soktular, ha sokacaklar. Komik adam kan ter içinde uyanmış. Çadırdan çıkmış. Bakmış gerçekten vahanın etrafı akreplerce sarılmış. Hemen çadırdan makasını alıp akreplerin kuyruklarını kesmiş. Kuyruksuz kalan akreplerin hepsi kaçmış.
KOMİK ADAM: AZERBAYCAN’DA
Komik adam Azerbaycan’ın başkenti Bakü’ye gitmiş. Bakü, Hazar Denizi kıyısında bir liman şehriymiş. Yolları temiz, bakımlı, insanları nazik, güler yüzlü. İnsanın yüzüne gülüyorlarmış ama art niyetsiz, saf bir gülüş bu, kötülük taşımayan. Komik adam, bu Azerileri çok sevmiş. Onların oynadıkları Kafkas Oyunları’nı seyretmiş. Bakü’de çok petrol çıkarılıyormuş. Her yer petrol çıkarma istasyonuyla doluymuş. Komik adam daha sonra bir kayık kiralayıp, şöyle bir gezeyim demiş. Yanında bir de oltası varmış, belki biraz hamsi tutarım diye düşünmüş. Birkaç kayıkçı, aman kayıkla gezme 40 metrelik Hazar Denizi yılanı seni yutar, demişler. Sadece bir kayıkçı, yok be yılan, sen kiralamak kayık, gezmek denizde diyormuş. Yahudi miymiş, neymiş. Bir saatlik kiralama 500 milyon demiş. Sanki kayığı satacakmış. Komik adamın eli çok sıkıymış. Yahudi’yle bir pazarlık, bir pazarlık; 10 milyona kiralamış kayığı, paranın yarısını peşin vermiş. Kayığa binmiş, başlamış kürek çekmeye. Bakü gittikçe küçülmüş ve sonunda görünmez olmuş.
Komik adam fikir değiştirip hamsi tutmaktan vazgeçmiş ve yılanı tutmaya karar vermiş. Yanında oltası, dürbünü ve elma soymak için kullandığı bir çakısı varmış. Dürbünle bakarken çok uzakta bakmış canavar yılan sarılmış yolcu gemisine sallıyor ve düşen insanları yutuyormuş. Komik adam hızla kürek çekmiş oraya doğru. Canavar yılan bir kuyruk vurmuş kayığa kayık bir yana uçmuş, komik bir yana. Canavar yılanın kocaman dikenli sırtına tutunmuş. Komik adam yılanın kulağına tırmanıp içeri yeh huu diye bir bağırmış, yılanın kulağı çınlayınca kafasını silkelemiş ve komik adam denize düşmüş. Canavar yılan gemiyi sallamayı, insanları yutmayı bırakıp, Hazar Denizi’nin derinliklerine dalıp gözden kaybolmuş. Daha sonra komik adamı gemidekiler kurtarmış ve gemi başka olay olmadan Bakü’ye varmış. Azeriler, gemidekileri kurtardığı için komik adama bir ziyafet çekip, madalya vermişler.
YEŞİL BALİNA
Afrika Kıtasının ortasında Kenya, Tanzanya ve Uganda devletleri varmış. Buralar dağlık bir bölgeymiş. İşte bu üç komşu devletle komşu olan bir göl varmış. Marmara Denizi’nden daha büyükmüş bu göl. Adı Viktorya Gölü’ymüş. Nil Nehri genelde bu orta Afrika Dağları’ndan gelen sularla oluşuyormuş. Viktorya Gölü’nün en derin yeri 1.134 metreymiş. Doğusunda Serenge Ulusal Parkı varmış. Burada orman hayvanları korumaya alınmış, yani avcıların burada avlanması yasakmış. Bu Viktorya Gölü’nde 50 metrelik, yeşil bir balina yaşıyormuş.
Bundan 16 yıl önce bir İngiliz kontu okyanusta yavru bir balina tutmuş. Özel uçağının içine havuz yaptırıp yavru balinayı buraya getirmiş. Aradan yıllar geçmiş, yavru balina büyümüş ve kocaman olmuş. Balinalar bu kadar büyük olmazlar ama denizden, gölden balık tutulup balinanın ağzına atılıyor, vitamin ilaçları falan derken, deve balinası olmuş. İki doktor devamlı kontrol ediyormuş balinayı, öksürse ağzına kürekle hap atıyorlarmış. İlaçlardan rengi de değişmiş balinanın, beyazken yeşil olmuş. Durumu fark eden komik adam bir gün sessizce balinanın yanına sokulmuş: “ Arkadaş, hep kıyıda durma, gez, dolaş, yediklerini yak, uzaklaş buradan. İlaç, ilaç ne bu, hadi balık veriyorlar ye ama ilaç içme. Sonun ne olacak senin, bak 50 metre olmuşsun, 100 metre olsan ne olacak? “ demiş, anlatmış, durmuş. Sonunda yeşil balina komik adama: “ Komik, bana biraz balık getir de yiyem “ demez mi? Arkadaş olarak gayet iyiymiş ama biraz yediklerine dikkat etse daha iyiymiş.
KOMİK ADAM: HAVAALANI SATIN ALIYOR
Komik adam cebine 50.000 lira koymuş ve İstanbul’a daire almaya gitmiş. Nasıl olduysa yolu Yeşilköy Havaalanı’na düşmüş. Sülün Osman da oralardaymış, yolunacak kaz arıyormuş. Komik adam’ı görünce yanaşmış:
“ Hemşerim, gel sana bu havaalanını satayım “ demiş.
Bunun üzerine komik adam:
“ Yapma ya, havaalanı senin mi? “ diye sormuş.
“ Pek tabi ki benim. “
“ Kaça satıyorsun burayı? “
“ Kaç paran var? “
“ 20.000 liram var bu cebimde. “
“ Ya öteki cebinde. “
“ O cebi karıştırma. “
“ Haydi, söyle söyle. “
“ 30 var orada ama o parayı bu pazarlığa sokmam. “
“ Bak arkadaş, sana bu havaalanını 20.000’e satarım ama uçakları da alırsan hepsi 50.000’e olur. “
“ Şu koca uçaklar mı? En azından 10 uçak var burada. “
“ Tamam, işte, hepsi 50. Anlaştık mı? “
“ Anlaştık. Al 50.000’i “ demiş komik adam ve parasının hepsini Sülün Osman’a vermiş.
Sülün Osman’da gidiş o gidiş, bir daha ara ki bulasın.
KOMİK ADAM: EVLENİYOR
Komik adam evlenmeye karar vermiş. Komşularına durumu bildirmiş.
Komşuları: “ Görücü usulüyle mi evlenmek istiyorsun? “ diye sormuşlar.
Komik adam: “ Hayır, görmeyici usulüyle. Nikâh defterine imzayı attıktan sonra gelinin yüzünü görmek istiyorum. Siz gider istersiniz, söz kesersiniz. Daha sonra nişanı ayrı mekânlarda yaparız “ demiş.
Komik adamın bu sözleri üzerine şaşıran ve makaraya sarıldıklarını düşünen komşuları, makarayı tersine sarmaya karar verip bir gelin adayında karar kılmışlar. Bir ay sonra nikâh salonunda imzayı atan komik adam, gelinin duvağının altından yetmişlik nine çıktığını görünce çığlıklar atarak kaçmış.
SON
Serdar Yıldırım