Eskiden bahçesi olan müstakil bir evde oturuyorduk.Şimdi ise,dört katlı bir apartmanda oturuyoruz.Bu apartmanda bizden başka yaşayanlar da var.Onlar bizim komşularımız.En çok, yan dairede oturan Beyhan teyzeyi seviyorum .Çünkü Beyhan teyze, ne zaman karşılaşsak, bana gülerek selam veriyor.Okula giderken gördüğünde “iyi dersler” diyor.Arada sırada bize gelip annemle sohbet ediyor.Ben bazen ona fırından sıcak ekmek alıyorum.
Alt katımızda Yusuf amcalar oturuyor.Yusuf amca bir öğretmen.O da beni her gördüğünde:
-Dilediğin zaman derslerine yardımcı olabilirim,diyor.Ne yalan söyleyeyim,bir keresinde çözemediğim matematik probleminin çözümünü öğretti bana.
Üst katta bir hemşire abla oturuyor.İki küçük çocuğu var.Durmadan tepemizde koşup duruyorlar.Koşmak bir yana, ip bile atlıyorlar.Arada sırada:
-Çıkıp şunlara kızayım, diyorum.Annem engel oluyor.
-Çocuğum onlar daha küçük.Biraz büyüyünce koşmazlar, diyor.
Ben anneme katılmıyorum.Hiç değilse bir kez olsun rahatsız olduğumuzu söylemek istiyorum.Sizce ben yanlış mı düşünüyorum?
Ben de çok büyük değilim;ama kimseyi rahatsız etmemem gerektiğini biliyorum.
Bence çocuklar masum.Neden mi?Onlar evin içinde koşup oynarken anne ya da babaları;onlara, başkalarını rahatsız etmemeleri gerektiğini hatırlatmalı.Ya hasta biri varsa apartmanda… Ya bir bebek uyuyorsa… Öyle değil mi ama?
Ben yine de komşularımızı seviyorum.Çocukları tepemizde zıplasa da…Her karşılaştığımızda selam veriyor,hatırlarını soruyorum. Çünkü her zaman birbirimize ihtiyaç duyabileceğimizi biliyorum.
Ülkü Duysak