Magosa Zindanında Namık Kemal İle Birlikteyim


             

Ä°letiÅŸim


 05xx xxx xx xx


vbnetron


[email protected]

×

Magosa Zindanında Namık Kemal İle Birlikteyim

  • #1
    Serdar Yýldýrým - ait Kullanýcý Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    26.Eylül.2009
    Nereden
    Bursa
    Mesajlar
    173
    @Serdar Yýldýrým



    Magosa Zindanında Namık Kemal İle Birlikteyim





    MAGOSA ZÄ°NDANINDA NAMIK KEMAL Ä°LE BÄ°RLÄ°KTEYÄ°M
    Zaman gezgini olarak 150 yıl önceye gitmeyi düşledim ve Kıbrıs'ta bulunan Magosa zindanında olmayı istedim. Namık Kemal yerde, taş üstünde oturuyordu ve beni görünce ayağa kalktı. İlerici, çağdaş fikirlerle donanmıştı ve bir devlet yönetiminin tek bir kişinin tekelinde olmasını istemezdi. Bana seslendi: " Dur bakalım, aslanım, sen de kimsin böyle? Burada ne işin var? "
    " Ben, gelecekten geldiğimi, söyledim. Tarih 9-2-2024. Adım Serdar Yıldırım, dedim.
    Namık Kemal: " Bak bu çok iyi. Yüz bilmem kaç yıl sonrasından geçmişe dönülüyorsa insanlık çağ atlamış demektir. Ben şimdi burada olmamı özgürlük, bağımsızlık, halkın kendi kendini yönetmesi dememe borçluyum. Arkadaş, sen boş biri değilsin ama dolu biri de değilsin. Senden şüphelendim. Doğrusu ne ise, sen onu söyle. "
    Serdar: " Her sözünüzün altına imzamı atarım. Hepsi doğrudur. Boş değilim ama dolu da değilim. Bir gün dolduğumda dinamit gibi patlayacağım. "
    Namık Kemal: " Ben patladım da ne oldu? Sonradan kendimi bu zindanda buldum. Sen patlama. Sessiz ve derinden git. Bakışlarından anladım. Sen bana saygı duyuyorsun. "
    Serdar: " Sizin fikirleriniz gelecek nesilleri etkiledi. Bu fikirlerden etkilenen çağdaş özgürlük savaşçıları, Anadolu'da Türkiye Cumhuriyeti'ni kurdu. Mustafa Kemal ve arkadaşları, bunu başardı. Osmanlı sizden 35 yıl sonra Türkiye Cumhuriyeti oldu. "

    Namık Kemal: " Kardeşlik, gel yamacıma sokul biraz. Ben aylardır bu taş üstünde yatıyorum. Sen bir süre burada otursan güç kaybına uğramazsın. "
    Serdar: " Vatan Yahut Silistre adındaki tiyatro oynanırken, sizi yakaladılar ve göz hapsine aldılar. Senaryosunu sizin yazdığınız bu oyun neden bazı kesimlerin işine gelmedi? "
    Namık Kemal: " Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Padişah 1. Abdülaziz'in hafiyeleri geldi ve seni bu oyundan ötürü tutuklamak zorundayız, dedi. Ben bağırarak oynanan tiyatronun konusu hakkında konuşmaya başlayınca iki adım gerilediler. Konuşmam bitince bileklerime kelepçe takmadılar. Öylesine karakola götürüp gözaltına aldılar. Sonrası işte bu Magosa ve zindan. "

    Serdar: " Ben padişahın yerinde olsam, sizi yönetim üstünde tutar, devlet yapardım. Değişen çağa ayak uydurur, Osmanlı İmparatorluğu'na çağ atlatırdım. Böyle gelmiş böyle gider olmaz. Diğer devletler koşarken, Osmanlı'ya yürümek yakışmaz. Yakışmadı zaten. "
    Serdar: " Ey vatan ve özgürlük şairi Namık Kemal. Gelin şöyle dışarı çıkalım. Çayırda yürüyelim. "
    Namık Kemal: " Aman Serdar, sen ne diyorsun? Burası babanın çiftliği değil. Öyle istediğin zaman dışarı çıkamazsın. Sen istedin diye bu iş olmaz. "
    Serdar: " Sayın Namık Kemal, ben istediğim zaman biz dışarı çıkarız. Ben istemedikçe onlar bizi göremezler. Buyrun önden siz yürüyün. Ben sizi takip ederim. "

    Serdar Yıldırım'ın öz benliği, Namık Kemal'in silüeti dışarı çıktı. Magosa Zindanı' nın karşısı çayırlık, çimenlikti. O yöredeki veya o ülkedeki güç sahipleri, defalarca uyarılmalarına karşın, yanlışlarından dönmüyorsa bunda bir sorun var demektir. Cumhuriyet ve özgürlük demeleri için, daha bir süre beklemek gerekir. Bunlar sonradan Cumhuriyet'in ve kişisel özgürlüklerin rahatını gördükçe biz neden bu fikirlere karşı çıktık diye kendilerine kızacaktır.
    Namık Kemal çayırda, çimende yürüdü, koştu. Bazı zamanlar, ben O' na yetişmekte zorlandım. Sonra bir ağacın dibine oturduk.
    Ben: " Sayın Namık Kemal, ben gelecekten geldiğime göre, sizin daha sonraki yaşantınız hakkında bilgi sahibiyim. Siz isterseniz bunları anlatayım. "
    Namık Kemal: " Aman Serdar, ne demek? Kim öğrenmek istemez geleceğinin nasıl olacağını? Anlat bakalım, ben hep burada mı kalacağım? "
    " Siz ne kadardır buradasınız? "
    " 2.5 yıl oldu. "
    " Burada 8 ay daha kalacaksınız. Sonrasında kurtulacaksınız. "
    " Neden? "
    " Çünkü sizi buraya atan padişah 1. Abdülaziz tahttan indirilip yerine 5. Murat gelecek. O da pek çok tutuklu gibi sizi serbest bırakacak. Midilli Adası'na mutasarrıf tayin edileceksiniz. "
    " Bak bu çok iyi. Demek ki, ben bu zindanda çürümeyeceğim. "
    " Siz Kıbrıs'a sürgün edildikten sonra da Vatan Yahut Silistre sahnelenmeye devam etti. İlk 2 ay süresince bu oyun 47 defa oynandı. Daha sonra İzmir ve Selanik'te üç yıl içinde 500 defa sahnelendi. "
    " Ya Serdar, biliyor musun, iyi ki geldin. Bana sevinç ve huzur verdin. Buradan kurtulup özgürlüğe adım atacağım günleri bekler oldum. "

    Daha sonra Namık Kemal'e yaşadığım güne gitmeyi teklif ettim. Saniyesinde evet dedi ve evimde belirdik. Namık Kemal evin salonunda sağa sola bakındıktan sonra, Serdar, bu ne değişik bir ev? Bu, şu, o bunlar nedir?
    " Bu buzdolabı, şu çamaşır makinesi, o televizyon. Şaşırmakta haklısınız. Bunlar sizin zamanınızda yoktu. Hepsi sonradan icat edildi. Buyurun bu odaya geçelim. Orada internet var.
    " Geçelim bakalım. Yeniliğe meraklıyım. Sen de beni şaşırtmaya devam et. "
    " Sayın Namık Kemal, bu internet. Televizyon gibi. Televizyonda başkaları oynatır, sen seyredersin. İnternette sen oynatırsın başkaları seyreder. Bakın az sonra ekranda görünecek. Namık Kemal yazıyorum. Görüyor musunuz, sizin resimleriniz ve hayat hikayeniz çıkıyor. Ben sizin kadar meşhur olsam başka ne isterim. "
    " Gerçeği söylemek gerekirse sen benim kadar meşhur olamazsın. Gelecek nesillerin beyninde benim kadar iz bırakamazsın. Sen bir kartal olsan her yıl aynı yerde yuva kurardın. Ben her yıl değişik bir yerde yuva kurdum ve ilk yuvamı özlemedim. "
    " Görsellere giriyorum, resimleriniz çıkıyor. Sizden 150 yıl sonra resimleriniz gözlerde, gönüllerde. "
    " Aradan bir buçuk asır geçmiş. Dünya eskiyi özler, geleceği gözler olmuş. Ey Serdar Yıldırım, senin amacın nedir? Neden beni rahatsız ettin? "
    " Benim amacım, yaşadığım çağ insanına Namık Kemal adındaki kaliteli bir beyin yapısının tanıtımını yapmaktı. O yüce bir beyindir ki, şiirden kapı açmış, hikaye derken, roman yazmaya yönelmiş. Ben de işe şiirden başladım. Şiir öksüzdür, arayan soran olmaz. Sonra masal, hikaye yazmaya yöneldim. Ben roman yazmaya yönelmeyeceğim. Anlatılmak istenen, kısa ve öz olarak anlatılmalı. "

    " An geliyor ki, 5-10 sayfa hikaye yazmak yetmiyor. Olayı kesin, kati ve detaylı anlatmak gerekiyor. Belki okuyucu hikayedeki karakterin saç şeklini, şapkasını, giyimini, kuşamını merak edecektir. Sen hikaye yazarken bunları aklına getirmez misin? "
    " Tabii ki getirmem. Konuyu kısa keserim. Sonuçta, okuyucunun beyninde ne, neden, niçin ve sebep kalır. Bence 4 sayfalık hikaye 200 sayfalık romana bedeldir. "
    " Eee sıktın ama? Durup dururken kendini övüyorsun. Konu ben değil miyim? Aynı davranışı tekrar edersen, seninle öyle bir kavgaya tutuşurum ki, dünya gelse seni kurtaramaz. Padişah bile benden korktuğundan bu zindana attırdı. "

    Aradan bir dakika geçti. Sertleşen havayı Namık Kemal yumuşattı: " Evde çay var mı, çay? Bir çay demle de içimiz ısınsın. "
    " Evet var. Beş dakikada çayınız hazır olur. Yanında yiyecek bir şeyler de getiririm. Şu an evin ikinci katındayız. Siz isteyin ben pencereden aşağı atlarım. "

    Dünya tarihi boyunca pek çok fikir ve düşünce sistemi insanları etkilemiştir. Bunların bazıları kısa ömürlü olmuştur. Bazıları ise, uzun ömürlü olmuştur. Gelecek yüzyılları şekillendirmiştir. Fakir biri, çağının çok ilerisinde fikirler öne sürse de taraftar bulamamıştır. Tarihin karanlıkları arasında kaybolup gitmiştir. Adam zengindir. Taraftarı, inananı çoktur. Bunların fikirleri bin yıl sonrasına bile ulaşır. Böyleleri dünya tarihinde vardır. İnsanlar, zengini sever. Zenginlik hayranlık uyandırır. Saraylar, köşkler, yalılar vardır. Bunlar hayatlarını sorunsuz yaşar. Alamama durumları yoktur. Parasıyla değil mi, her şeyi alırlar. Gün gelir geleceklerini satın alırlar. Sonunda bize ayrılan zaman doldu. Ayrılık vakti geldi. Magosa zindanına geri döndük.

    Namık Kemal: " Serdar, gel gitme, dedi. Burada benimle kal. "
    Serdar: " Ama, dedim, Sayın Namık Kemal burada kalamam. Daha önce de bizimle burada kal diyenler oldu. Onlarla birlikte kalsaydım, size gelemezdim. Şimdi burada kalırsam geleceğe gidemem. En uzun paylaşımım sizinle olan olacak. Varın izin verin ben gideyim ve yaşadıklarımızı insanlara ulaştırayım. İnanın sevenleriniz milyonları aşacaktır. "
    Namık Kemal: " Dediğin gibi olsun, varsın taraftarım çok olsun. Özgürlük ve bağımsızlık savaşçısı Namık Kemal diye araştırma yapsınlar. Acısını biz çektik sefasını onlar sürsün. O dediğin Mustafa Kemal ve Türkiye Cumhuriyeti vizyonunu kaybetmesinler. "

    Bebeklik çağları hariç ağlamayan Namık Kemal'in göz pınarlarından iki damla yaş süzüldü:
    " Ama, dedim, ağlıyorsunuz? "
    " Yok be Serdar, gözüme bir şey mi kaçtı, nedir? Beni rahatsız etti. Ben aylardır bu Magosa zindanındayım. Hep aynı gardiyan ve aynı sessiz gemi. Bu gardiyan benimle bir kelime konuşmadı. Yasakmış! Var git yoluna internet midir nedir, bu hikayeyi hazırla ve okuyucunun ilgisine sun. "
    Sonunda Namık Kemal ile vedalaştık. Evime geri döndüm. Şimdi tarih: 9-5-2024. Ben 90 gün uğraştım bu hikayeyi hazırladım. Okurlar, en çok 9 dakikada okur, bitirirler. Bu onların çabukluğundandır. Onların arasından çıkanlar, Namık Kemal'i benden çok daha iyi anlatacaklardır.

    SON

  • #2
    Serdar Yýldýrým - ait Kullanýcý Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    26.Eylül.2009
    Nereden
    Bursa
    Mesajlar
    173
    @Serdar Yýldýrým



    Magosa Zindanýnda Namýk Kemal Ýle Birlikteyim





    MAGOSA ZÝNDANINDA NAMIK KEMAL ÝLE BÝRLÝKTEYÝM
    Zaman gezgini olarak 150 yýl önceye gitmeyi düþledim ve Kýbrýs'ta bulunan Magosa zindanýnda olmayý istedim. Namýk Kemal yerde, taþ üstünde oturuyordu ve beni görünce ayaða kalktý. Ýlerici, çaðdaþ fikirlerle donanmýþtý ve bir devlet yönetiminin tek bir kiþinin tekelinde olmasýný istemezdi. Bana seslendi: " Dur bakalým, aslaným, sen de kimsin böyle? Burada ne iþin var? "
    " Ben, gelecekten geldiðimi, söyledim. Tarih 9-2-2024. Adým Serdar Yýldýrým, dedim.
    Namýk Kemal: " Bak bu çok iyi. Yüz bilmem kaç yýl sonrasýndan geçmiþe dönülüyorsa insanlýk çað atlamýþ demektir. Ben þimdi burada olmamý özgürlük, baðýmsýzlýk, halkýn kendi kendini yönetmesi dememe borçluyum. Arkadaþ, sen boþ biri deðilsin ama dolu biri de deðilsin. Senden þüphelendim. Doðrusu ne ise, sen onu söyle. "
    Serdar: " Her sözünüzün altýna imzamý atarým. Hepsi doðrudur. Boþ deðilim ama dolu da deðilim. Bir gün dolduðumda dinamit gibi patlayacaðým. "
    Namýk Kemal: " Ben patladým da ne oldu? Sonradan kendimi bu zindanda buldum. Sen patlama. Sessiz ve derinden git. Bakýþlarýndan anladým. Sen bana saygý duyuyorsun. "
    Serdar: " Sizin fikirleriniz gelecek nesilleri etkiledi. Bu fikirlerden etkilenen çaðdaþ özgürlük savaþçýlarý, Anadolu'da Türkiye Cumhuriyeti'ni kurdu. Mustafa Kemal ve arkadaþlarý, bunu baþardý. Osmanlý sizden 35 yýl sonra Türkiye Cumhuriyeti oldu. "

    Namýk Kemal: " Kardeþlik, gel yamacýma sokul biraz. Ben aylardýr bu taþ üstünde yatýyorum. Sen bir süre burada otursan güç kaybýna uðramazsýn. "
    Serdar: " Vatan Yahut Silistre adýndaki tiyatro oynanýrken, sizi yakaladýlar ve göz hapsine aldýlar. Senaryosunu sizin yazdýðýnýz bu oyun neden bazý kesimlerin iþine gelmedi? "
    Namýk Kemal: " Özgürlük ve baðýmsýzlýk benim karakterimdir. Padiþah 1. Abdülaziz'in hafiyeleri geldi ve seni bu oyundan ötürü tutuklamak zorundayýz, dedi. Ben baðýrarak oynanan tiyatronun konusu hakkýnda konuþmaya baþlayýnca iki adým gerilediler. Konuþmam bitince bileklerime kelepçe takmadýlar. Öylesine karakola götürüp gözaltýna aldýlar. Sonrasý iþte bu Magosa ve zindan. "

    Serdar: " Ben padiþahýn yerinde olsam, sizi yönetim üstünde tutar, devlet yapardým. Deðiþen çaða ayak uydurur, Osmanlý Ýmparatorluðu'na çað atlatýrdým. Böyle gelmiþ böyle gider olmaz. Diðer devletler koþarken, Osmanlý'ya yürümek yakýþmaz. Yakýþmadý zaten. "
    Serdar: " Ey vatan ve özgürlük þairi Namýk Kemal. Gelin þöyle dýþarý çýkalým. Çayýrda yürüyelim. "
    Namýk Kemal: " Aman Serdar, sen ne diyorsun? Burasý babanýn çiftliði deðil. Öyle istediðin zaman dýþarý çýkamazsýn. Sen istedin diye bu iþ olmaz. "
    Serdar: " Sayýn Namýk Kemal, ben istediðim zaman biz dýþarý çýkarýz. Ben istemedikçe onlar bizi göremezler. Buyrun önden siz yürüyün. Ben sizi takip ederim. "

    Serdar Yýldýrým'ýn öz benliði, Namýk Kemal'in silüeti dýþarý çýktý. Magosa Zindaný' nýn karþýsý çayýrlýk, çimenlikti. O yöredeki veya o ülkedeki güç sahipleri, defalarca uyarýlmalarýna karþýn, yanlýþlarýndan dönmüyorsa bunda bir sorun var demektir. Cumhuriyet ve özgürlük demeleri için, daha bir süre beklemek gerekir. Bunlar sonradan Cumhuriyet'in ve kiþisel özgürlüklerin rahatýný gördükçe biz neden bu fikirlere karþý çýktýk diye kendilerine kýzacaktýr.
    Namýk Kemal çayýrda, çimende yürüdü, koþtu. Bazý zamanlar, ben O' na yetiþmekte zorlandým. Sonra bir aðacýn dibine oturduk.
    Ben: " Sayýn Namýk Kemal, ben gelecekten geldiðime göre, sizin daha sonraki yaþantýnýz hakkýnda bilgi sahibiyim. Siz isterseniz bunlarý anlatayým. "
    Namýk Kemal: " Aman Serdar, ne demek? Kim öðrenmek istemez geleceðinin nasýl olacaðýný? Anlat bakalým, ben hep burada mý kalacaðým? "
    " Siz ne kadardýr buradasýnýz? "
    " 2.5 yýl oldu. "
    " Burada 8 ay daha kalacaksýnýz. Sonrasýnda kurtulacaksýnýz. "
    " Neden? "
    " Çünkü sizi buraya atan padiþah 1. Abdülaziz tahttan indirilip yerine 5. Murat gelecek. O da pek çok tutuklu gibi sizi serbest býrakacak. Midilli Adasý'na mutasarrýf tayin edileceksiniz. "
    " Bak bu çok iyi. Demek ki, ben bu zindanda çürümeyeceðim. "
    " Siz Kýbrýs'a sürgün edildikten sonra da Vatan Yahut Silistre sahnelenmeye devam etti. Ýlk 2 ay süresince bu oyun 47 defa oynandý. Daha sonra Ýzmir ve Selanik'te üç yýl içinde 500 defa sahnelendi. "
    " Ya Serdar, biliyor musun, iyi ki geldin. Bana sevinç ve huzur verdin. Buradan kurtulup özgürlüðe adým atacaðým günleri bekler oldum. "

    Daha sonra Namýk Kemal'e yaþadýðým güne gitmeyi teklif ettim. Saniyesinde evet dedi ve evimde belirdik. Namýk Kemal evin salonunda saða sola bakýndýktan sonra, Serdar, bu ne deðiþik bir ev? Bu, þu, o bunlar nedir?
    " Bu buzdolabý, þu çamaþýr makinesi, o televizyon. Þaþýrmakta haklýsýnýz. Bunlar sizin zamanýnýzda yoktu. Hepsi sonradan icat edildi. Buyurun bu odaya geçelim. Orada internet var.
    " Geçelim bakalým. Yeniliðe meraklýyým. Sen de beni þaþýrtmaya devam et. "
    " Sayýn Namýk Kemal, bu internet. Televizyon gibi. Televizyonda baþkalarý oynatýr, sen seyredersin. Ýnternette sen oynatýrsýn baþkalarý seyreder. Bakýn az sonra ekranda görünecek. Namýk Kemal yazýyorum. Görüyor musunuz, sizin resimleriniz ve hayat hikayeniz çýkýyor. Ben sizin kadar meþhur olsam baþka ne isterim. "
    " Gerçeði söylemek gerekirse sen benim kadar meþhur olamazsýn. Gelecek nesillerin beyninde benim kadar iz býrakamazsýn. Sen bir kartal olsan her yýl ayný yerde yuva kurardýn. Ben her yýl deðiþik bir yerde yuva kurdum ve ilk yuvamý özlemedim. "
    " Görsellere giriyorum, resimleriniz çýkýyor. Sizden 150 yýl sonra resimleriniz gözlerde, gönüllerde. "
    " Aradan bir buçuk asýr geçmiþ. Dünya eskiyi özler, geleceði gözler olmuþ. Ey Serdar Yýldýrým, senin amacýn nedir? Neden beni rahatsýz ettin? "
    " Benim amacým, yaþadýðým çað insanýna Namýk Kemal adýndaki kaliteli bir beyin yapýsýnýn tanýtýmýný yapmaktý. O yüce bir beyindir ki, þiirden kapý açmýþ, hikaye derken, roman yazmaya yönelmiþ. Ben de iþe þiirden baþladým. Þiir öksüzdür, arayan soran olmaz. Sonra masal, hikaye yazmaya yöneldim. Ben roman yazmaya yönelmeyeceðim. Anlatýlmak istenen, kýsa ve öz olarak anlatýlmalý. "

    " An geliyor ki, 5-10 sayfa hikaye yazmak yetmiyor. Olayý kesin, kati ve detaylý anlatmak gerekiyor. Belki okuyucu hikayedeki karakterin saç þeklini, þapkasýný, giyimini, kuþamýný merak edecektir. Sen hikaye yazarken bunlarý aklýna getirmez misin? "
    " Tabii ki getirmem. Konuyu kýsa keserim. Sonuçta, okuyucunun beyninde ne, neden, niçin ve sebep kalýr. Bence 4 sayfalýk hikaye 200 sayfalýk romana bedeldir. "
    " Eee sýktýn ama? Durup dururken kendini övüyorsun. Konu ben deðil miyim? Ayný davranýþý tekrar edersen, seninle öyle bir kavgaya tutuþurum ki, dünya gelse seni kurtaramaz. Padiþah bile benden korktuðundan bu zindana attýrdý. "

    Aradan bir dakika geçti. Sertleþen havayý Namýk Kemal yumuþattý: " Evde çay var mý, çay? Bir çay demle de içimiz ýsýnsýn. "
    " Evet var. Beþ dakikada çayýnýz hazýr olur. Yanýnda yiyecek bir þeyler de getiririm. Þu an evin ikinci katýndayýz. Siz isteyin ben pencereden aþaðý atlarým. "

    Dünya tarihi boyunca pek çok fikir ve düþünce sistemi insanlarý etkilemiþtir. Bunlarýn bazýlarý kýsa ömürlü olmuþtur. Bazýlarý ise, uzun ömürlü olmuþtur. Gelecek yüzyýllarý þekillendirmiþtir. Fakir biri, çaðýnýn çok ilerisinde fikirler öne sürse de taraftar bulamamýþtýr. Tarihin karanlýklarý arasýnda kaybolup gitmiþtir. Adam zengindir. Taraftarý, inananý çoktur. Bunlarýn fikirleri bin yýl sonrasýna bile ulaþýr. Böyleleri dünya tarihinde vardýr. Ýnsanlar, zengini sever. Zenginlik hayranlýk uyandýrýr. Saraylar, köþkler, yalýlar vardýr. Bunlar hayatlarýný sorunsuz yaþar. Alamama durumlarý yoktur. Parasýyla deðil mi, her þeyi alýrlar. Gün gelir geleceklerini satýn alýrlar. Sonunda bize ayrýlan zaman doldu. Ayrýlýk vakti geldi. Magosa zindanýna geri döndük.

    Namýk Kemal: " Serdar, gel gitme, dedi. Burada benimle kal. "
    Serdar: " Ama, dedim, Sayýn Namýk Kemal burada kalamam. Daha önce de bizimle burada kal diyenler oldu. Onlarla birlikte kalsaydým, size gelemezdim. Þimdi burada kalýrsam geleceðe gidemem. En uzun paylaþýmým sizinle olan olacak. Varýn izin verin ben gideyim ve yaþadýklarýmýzý insanlara ulaþtýrayým. Ýnanýn sevenleriniz milyonlarý aþacaktýr. "
    Namýk Kemal: " Dediðin gibi olsun, varsýn taraftarým çok olsun. Özgürlük ve baðýmsýzlýk savaþçýsý Namýk Kemal diye araþtýrma yapsýnlar. Acýsýný biz çektik sefasýný onlar sürsün. O dediðin Mustafa Kemal ve Türkiye Cumhuriyeti vizyonunu kaybetmesinler. "

    Bebeklik çaðlarý hariç aðlamayan Namýk Kemal'in göz pýnarlarýndan iki damla yaþ süzüldü:
    " Ama, dedim, aðlýyorsunuz? "
    " Yok be Serdar, gözüme bir þey mi kaçtý, nedir? Beni rahatsýz etti. Ben aylardýr bu Magosa zindanýndayým. Hep ayný gardiyan ve ayný sessiz gemi. Bu gardiyan benimle bir kelime konuþmadý. Yasakmýþ! Var git yoluna internet midir nedir, bu hikayeyi hazýrla ve okuyucunun ilgisine sun. "
    Sonunda Namýk Kemal ile vedalaþtýk. Evime geri döndüm. Þimdi tarih: 9-5-2024. Ben 90 gün uðraþtým bu hikayeyi hazýrladým. Okurlar, en çok 9 dakikada okur, bitirirler. Bu onlarýn çabukluðundandýr. Onlarýn arasýndan çýkanlar, Namýk Kemal'i benden çok daha iyi anlatacaklardýr.

    SON

  • YORUM BIRAKMAK ÝÇÝN ÜYE OLMALISINIZ !

    ÜYE OLMAK ÝÇÝN TIKLA

    Benzer Konular

    1. Orhan Kemal
      Konu Sahibi LL_MeraL Forum YAZARLAR VE ÞAÝRLER
      Cevap: 0
      Son Mesaj : 12.Aralýk.2015, 22:39
    2. kemal paþa
      Konu Sahibi suves Forum TEKERLEMELER
      Cevap: 6
      Son Mesaj : 02.Þubat.2012, 00:56
    3. MUSTAFA KEMAL
      Konu Sahibi Gülþah MUTLU Forum MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
      Cevap: 0
      Son Mesaj : 03.Þubat.2010, 03:13
    4. Namýk Kemal
      Konu Sahibi Ayþe Turan BAL Forum TARÝH
      Cevap: 0
      Son Mesaj : 23.Ocak.2010, 03:15
    5. NAMIK KEMAL
      Konu Sahibi Rabia PEKKAN (rpekkan) Forum YAZARLAR VE ÞAÝRLER
      Cevap: 2
      Son Mesaj : 07.Haziran.2009, 22:37

    Yetkileriniz

    • Konu Acma Yetkiniz Yok
    • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
    • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
    • Mesajýnýzý Deðiþtirme Yetkiniz Yok
    •  

    Giriþ

    Facebook ile Baglan Giriþ