okulöncesi hikayeleri
çocuk hikayeleri
türkçe dil etkinlikleri
masallar

hayvanlarla ilgili masallar
Sarayın Süslü Bülbülü

Güzel bir bahar günüydü. Güneş gökyüzünde neşeyle parıldıyordu. Sarayın bahçesi rengârenk çiçeklerle kaplanmıştı. Kır çiçekleri, papatyalar, menekşeler, leylaklar, mis kokulu manolyalar, lavantalar, hanımeliler. Tarlalarda altın sarısı buğday başakları rüzgârla salınmaktaydı. Yeşil mısır koçanları hızla büyüyordu. Kuşlar, böcekler, arılar etrafta uçuşuyor, çocuklar neşeyle oyunlar oynuyordu.
Tüm canlılar hayat doluydu. Bir tanesi hariç: Güzel sesli bülbül... O, sarayda kapalıydı. Çünkü imparator ne zaman onun güzel sesini dinlemek isterse onu bulabilmeliydi. Bu nedenle bülbülün dışarı çıkıp gezmesine bile izin vermiyordu gardiyanlar.
Bülbülün çok güzel renkli tüyleri, duyanları hayran bırakan çok güzel bir sesi vardı. Ama o, diğer kuşlara özeniyordu. Keşke sesi karganınki kadar kötü olsaydı da onun gibi özgür gezebilseydi.
Çok üzgündü bülbül, çok... Onun bu hâlini gören hizmetkâr da üzülüyordu. Bir gün bunu dile getirdi:
– Sevgili bülbül, keşke seni teselli etmek için yapabileceğim bir şey olsaydı.
Bülbül bu fırsatı değerlendirmek istedi:
– Yapabileceğin bir şey var aslında. Beni bir günlüğüne serbest bıraksan... Özgürce uçup şakısam... Akşamüstü geri dönerim, söz veriyorum.
Hizmetkâr bunu yapmayı çok isterdi ama mümkün değildi:
– Gardiyanlar buna izin vermezler ki. Hem imparatorun ne kadar öfkeli olduğunu biliyorsun. Seni isteyecek ve bulamayacak olursa beni cezalandırır.
Hizmetkâr haklıydı. Bülbül de bunu biliyordu. Ama çok kederliydi. Bu duruma mutlaka bir çare bulması gerekiyordu. Saraydan çıkabilmesinin mutlaka bir yolu olmalıydı. Sonunda bülbülün aklına bir fikir geldi:
– Serçeden rica etsek ve onu, benden dökülen süslü tüylerimle bezesek. Bir günlüğüne benim yerime geçse...
Hizmetkâr:
– Peki, ama sesi ne olacak? Serçe veya başka hiçbir kuş senin kadar güzel şarkı söyleyemez ki, dedi.
Bu da doğruydu. Ancak bülbül, biraz düşündükten sonra buna da bir çözüm buldu:
– Şehirde usta bir saatçi var. Onun her tür sesi kayıt eden bir aleti var. Onu gizlice buraya çağır. Benim sesimle şarkı çalan bir saat yapsın. İmparator beni istettiğinde de serçeyi karşısına çıkarıp o saati çalarsın.
Bu plan akla yatkın geliyordu. Hemen uygulamaya koyuldular. Hizmetkâr şehre inip ustayı buldu. Usta bir hafta içinde saati yapabileceğini söyledi.
Serçeyi ikna etmek ise hiç zor olmadı. Zaten ara sıra bülbülle dertleşirlerdi. Bülbülün her istediği yiyecek istediği anda önüne geliyordu. Sarayda çok güzel eşyaları vardı. Serçe de hep böyle bir yaşam hayal ederdi. Şimdi sarayın süslü bülbülü o olacaktı.
Bülbül eski neşesine kavuşmuştu. Artık hayatı, sarayın camından seyretmek zorunda değildi.
Üstelik bir tek günle kısıtlı değildi özgürlüğü. Canı istediğinde serçeden rica ediyor, onu süslüyor ve kendi özgürce gezip dolaşabiliyordu.
ALINTIDIR..