ÇOCUK MASALLARI
OKULÖNCESİ MASALLARI
TOPAL KARINCA MASALI
HAYVANLARLA İLGİLİ MASALLAR
TOPAL KARINCA
Çocuklar!… karıncaları bilirsiniz!. İşleri, yuvalarına yiyecek taşımaktır. Buğday, darı ne bulurlarsa , durmadan kışlık yiyeceklerini çeker dururlar evlerine… Ufacık bir hayvan böylesine çalışıp didinirken, tembel ve asalak yaşayan insanlara karıncayı örnek göstermek isterim. Bu minicik canlılar, ufacık boylarına bakmadan ağırlıklarının birkaç katı yük taşıyarak, kervan katarı gibi gelirler ve giderler, bıkmadan usanmadan hep yolculuk ederler.
İki hayvan tanırım ki, çalışmada eşleri yoktur diye bilirim. Bunlardan birisi karıncalar, diğeri de balarılarıdır. Karıncalar, sahraların yorulmak nedir bilmeyen kervan yolcuları, balarıları ise Dünya’mızın en usta mimarları ve kimyagerleridir. Karıncaların çalışma güçlerine son yoktur, balarılarıysa, eserleriyle başlı başına birer nîmettirler…Yaratan, bu iki yaratığa öylesine değerli cevher vermiştir ki, insanlığın bu ufak yaratıklara ne gibi becerileriyle üstün olduklarını söylemeye utanıyorum doğrusu!..
İşte çocuklar size, izninizle, bir küçük karıncanın öyküsünü anlatarak, çalışkanlık konusunda bu yaratığın ne büyük yeteneğe sâhip olduğunu belirtmeye çalışacağım.
Bir zamanlar, hayli gün görmüş bir karınca vardı. Ünü ülkesinin sınırlarını aşmış, Karıncalar Diyarı’nın çok çok uzak yerlerinde adı söylenir olmuştu. Bulunduğu toplum içerisinde yıllarca amele çavuşluğu yapmış; çıktığı seferlerde birliğini ustaca, akıllıca yöneterek hizmet gördüğü katarın güvenilir başı olmuştu. Onun yönetiminde yola çıkan kervan, her zaman güven içerisinde yol alır, erişilmek istenen menzile tehlikesizce ulaşılırdı.
Yine bir gün, bu ünlü amele çavuşunun katarı, kârlı bir seferden dönüyordu. Bir ara, boğaz gibi biryerden geçiyorlarken, nasıl oldu bilinmez, birşeycikler olmuş, karıncalar birliğinin komutanı kendisini bir çukurun içinde tepe takla buluvermişti. Hemen kendisini toparlayıp ayağa kalkmak istedi; fakat üzerine çöken ağırlık bu çabasını engelledi. Ayaklarından birisi iri bir taşın altında kalmıştı. Canı yanıyor, kendinden geçecekmiş gibi oluyordu. Neyse ki kurtarıcı ekip gecikmeden yetişmiş, hayli çaba sonucu Onu ölmekten kurtarmışlardı.
Birliğin komutanı amele çavuşu karınca, ölmekten kurtulmuş; nevar ki sakat kalmıştı, topaldı artık!..Ona:
- Artık sen sakat oldun, görevini yapamazsın, bir kenarda otur dediler.
Emektar karıncaya bu sözler çok dokunmuştu:
- Ben ölünceye kadar çalışmak isterim; ne olmuş topal, biraz da yaşlıca isem? Bir şey yapamadan köşelerde kalmak bana ar değil midir? Sakatlandım diye artık hep size yük olarak mı yaşayacağım?! Bırakın ben de kendi halım halımca çalışayım.. Beni asalak yaşamayı ister mi sanırsınız? Ölürüm de asla düşkünce yaşamayı çekemem!.. Çalışabildiğim kadar çalışır; az yer, fakat asla el açmam!. Bana da bir iş verin yapayım; iş görmekten kaçmam!..
Yaşlı ve topal karıncanın bu sözlerini dinleyenler, Ona hak vermeden edemediler. Kervanda Ona durumuna uygun bir iş vererek, amele çavuşuna danışman yaptılar. Hem de Onun yaşına ve tecrübeli oluşuna bakarak çok saygı gösterdiler. Yaşlı Topal Karınca, böylece daha uzun yıllar, kervanın yanında, topal oluşuna rağmen, değerli hizmetler gördü ve bulunduğu katarı dâima güvenç içerisinde seferlere yolladı.
İşte çocuklar!.. Yaşlı ve topal karınca size örnek olsun. Her insan gücü yettiği kadar, karınca kararınca da olsa mutlaka çalışmalıdır. İnsanlar ancak çalışmakla yeryüzünde yücelirler. Çalışmayı seven insanlara gece ile gündüzlerin farkı yoktur. Şu güzel Yurdumuz’un durumuna bakın çocuklar!.. Çalışmak, hem de pekçok çalışmak zorundayız!.Günümüzü gün etmekle mutluluk bulamayız; yerinde sayıp durmakla yol alınamaz!. Çalışarak güç kazanın ki, zor gücü bileğinizi bükemesin; hiçbir engel Hakk yol’da azminizi yıkamasın!. Şunu iyi biliniz ki, Yurt Davası ancak bilinçli ve bilgili çabalarla kazanılır!..Milletlerin gücü irfan potasında yoğrulur. Bilinçli olarak çalışınız ki tembelliğin uyuşukluğu sizi aldatmaya yeltenmesin!.
ALINTIDIR..