'Bel çevrem kalınlaştı, göbeğim yağlandı, kilo veriyorum ama göbeğim hiç gitmiyor' gibi cümleler sıkça duyulur. Pek çok hastalığa zemin hazırlaması nedeni ile bel çevresindeki yağlar dikkate alınmalı... Çözüm ise sağlıklı beslenme ve egzersiz:
Diyetisyen Şefika Aydın Selçuk, hem görsel açıdan hem de pek çok hastalığa zemin hazırlaması nedeni ile bel çevresindeki yağların önemsenmesi gerektiğine vurgu yapıyor, sağlıklı beslenme ve egzersiz ile bu sorunun giderilebileceğini söylüyor.
Ayrıntılı vücut analiz cihazı ile abdominal yağlanmanın ölçüldüğünü söyleyen Selçuk, 'Ayrıntılı vücut analizi bel çevresi yağ dağılımı ve miktarı hakkında 1 dakikada bilgi verir. Yapılan ölçümler sonucunda kişinin genel yağ yüzdesi, yağ kütlesi, bölgesel olarak yağ ve kasın dağılımı, bel kalça oranı baz alınarak yağlanmayı azaltacak diyet planlanır' diyor.
Bel çevresi geniş olan kişilerde kronik hastalıkların görülme sıklığının yüksek olduğunu hatırlatan Selçuk, 'Özellikle metabolik sendrom, dislipidemi, kardiyovasküler hastalıklar ve tip 2 diyabetin sık gözlendiği bu kişilerde bu yağlanmayı azaltmak için doktor ve diyetisyen kontrolü şarttır. Çünkü bu kişilerde oluşan hormon bozukluklarında ilaç tedavisi gerekebilir. Diyet tedavisi bel çevresi yağlanmasını azaltır bu rahatsızlıkların oluşum riskini ortadan kaldırır' tespitinde bulunuyor ve bel çevresi yağlarından kurtulma rehberini şöyle sıralıyor:
1. ADIM: Bel çevresi yağlanmasının nedenini araştırmak
Vücutta yağlanma oranının yüksek olması sağlık problemlerinin var olmasında tek başına bir indikatör değildir. Fakat abdominal yağlanma olarak tanımladığımız bel çevresi yağlanmasının oluşmasında altta insülin direnci, kortizol fazlalığı, hipotiroidi, Cushing (böbrek üstü hormonların fazla çalışması) gibi sağlık sorunlarının olup olmadığının araştırılması gerekmektedir.
Yağlanma sebeplerinden bir diğeri de gıda alımında dengesiz tüketimdir. Menopoz dönemi de yağlanmanın vücutta fizyolojik olarak arttığı ve tetiklediği bir dönemdir. Hareketsizlik ve buna bağlı enerji harcamada azalma. Fazla alkol tüketimi de bel çevresi yağlanmayı artırmaktadır. Kronik stres bel çevresinde yağlanmaya en önemli nedenlerdendir.
2. ADIM: Nedeni bulduktan sonra çözüme yönelmek
Bel çevresi yağlanmasının sebeplerini öğrenmek için doktor kontrolü sonrasında gerekli tahliller yaptırılıp, hormonal bir sebep var ise ilaç tedavisi başlar. Bununla birlikte kilo fazlası olanlarda bel çevresi yağlarını azaltmaya yönelik diyetisyen kontrolünde diyete başlanır.
Kilo fazlalığı; fazla kilolu olma ya da obezite hangi aralıkta olursa olsun beraberinde vücutta yağlanmayı da artırmaktadır. Yapılan vücut analiz ölçümlerinde bu yağlanmanın miktarı ve dağılımı hakkında sonuç alındıktan sonra sık takiple kişinin sağlıklı kiloya gelmesi hedeflenir. Bu konuda hedeflenen tartı çok önemlidir. Hedef tartı uzun süre korunabilecek, kişinin boyu ve ayrıntılı vücut analizi ölçümü dışında yaşını da göz önüne alarak hesaplamak gerekir. Kısacası hedef kilo sağlıklı kilo olmalıdır. Diyetin içeriği karbonhidrat, yağ ve proteince dengeli olarak kişiye uygun olarak planlanır.
3.ADIM: Yağlı ve karbonhidratlı besinlerde miktar kontrolü şart!
'Ben hiç yağlı şeyler yemiyorum, yemeklerimi zeytinyağlı yapıyorum, evimize margarin tereyağı hiç girmez�Fakat vücudum yağlanıyor' gibi cümleler de sıklıkta duyduğumuz cümlelerdir. Bilinmesi gereken en önemli gerçek vücutta oluşan yağ ile tüketilen yağ farklı şeylerdir. Vücut yağı; yağ ve yağlı gıdaları tüketme dışında örneğin, simit, börek gibi hamur işi besinler, meşrubatlar, bisküvi, cips, gofret, tatlılar, hazır et suları, salata sosları gibi daha sayabileceğimiz karbonhidrat ve proteinli gıdaların gereğinden fazla tüketilmesi sonucunda da vücutta artar ve bel çevresinde depolanır.
İNSÜLİN DİRENCİNE DİKKAT!
Özellikle insülin direnci gibi diyabet oluşum riski artmış kişilerde sıklıkla gördüğümüz abdominal yağlanmada diyetin içeriğinde özellikle glisemik indeksi düşük diyet uygulanarak bu kişilerde oluşan sürekli açlık hissinin ortadan kaldırılması ile kilo kontrolü sağlanır. Özellikle insülin direnci ile gelen hastalar 'Yedikçe yeme isteğim oluyor, yemek sonrasında hemen canım tatlı bir şeyler çekiyor, sık acıkıyorum, çok sık tatlı yiyorum' gibi gıda alımında sıkıntılarla gelmekteler. Çünkü insülin direncinde aldığımız tüm besinlerin içeriğinde bulunan karbonhidrat olan şeker kandan hücrelere taşınamıyor ve hücreler kendini sürekli aç hissedip beyne açlık sinyali gönderiyor. O açıdan diyet yeterli ve dengeli öğünlerle sık aralıklı ve kan şekerini hızlı düşürüp kişiyi hemen acıktırmayacak şekilde planlanmaktadır.
Özellikle glisemik indeksi düşük bu diyetlerde pizza, burger gibi fast food yiyecekler, beyaz pirinç, makarna, gözleme, börek, reçel, bal, tatlılar, meyvelerden muz- incir- kavun- üzüm gibi daha birçok besinde kısıtlama yoluna gidilmektedir. Çünkü bel çevresini artıran besinler genelde glisemik indeksi yüksek gıdalardır.
GEÇİCİ ÇÖZÜMLER UYGULAMAYIN
Doğru zannettiğiniz en büyük yanlış yağlanmanın sadece bel çevresinde biriktiğini düşünmenizdir. Karın çevresinde oluşan yağlardan lipoliz, mezoterapi ve liposuction benzeri yöntemlerle ancak geçici olarak çözüm bulabilirsiniz. Bu konunun uzmanları da bel çevresi yağlanması yüksek olan kişilerde öncelikle fazla kiloların verilmesini vurgulamaktadırlar.
Yapılan yağ analizlerinde kişilerde abdominal yağlanma dışında bacak, kalça, gövde ve kollarda da yağ yüzdelerinin beldeki kadar yüksek hatta bazen beldekine oranla daha yüksek yağ yüzdelerine sahip olduğu görülmektedir. Yani kişi kilo alımı sırasında sadece karından yağ almış olduğunu görünüşünde hissetse bile ölçümler diğer bölgelerde de yağın kasa oranla olması gerekenden daha yüksek olduğu görülmektedir. Bu sebeple bu kişilerde genel yağlanmayı düşürecek şekilde diyet yapılarak vücudun tüm bölgelerinde yağ kaybı hedeflenecek şekilde kilo verimi sağlanır. Unutmayın her gıdanın fazlası vücutta depolanmayı tercih edecektir. Meyvenin fazla tüketimi de bel çevresini artırabilir. Yeterli miktarda tüketmek en önemlisi!
BESLENMEDE YAPILAN EN BÜYÜK HATALAR
Akşam sadece meyve yiyip yatmak, saat 6' dan sonra yemek yememek, kahvaltı, öğle gibi ana öğünleri atlamak, diyette hiç ekmek yememek, ara öğünler yapmamak, yüksek karbonhidratlı besinleri diyette çok sık tüketmek, pilav, makarna, tatlı, mantı, çorba ve börek gibi yemekleri aynı öğünde bir arada tüketmek, kuruyemiş, kuru meyve gibi gıdaları gereğinden fazla tüketmek, light gıdaları kilo aldırmaz düşüncesi ile fazla miktarda tüketmek, yapılan en ciddi hatalar arasındadır.
Herkesin alması gereken kalori farklıdır. Herkesin yiyebileceği bir porsiyon ölçüsü vardır. Bir besini gereğinden fazla tüketmek de diyetten tamamen çıkarmak da doğru bir hareket değildir. Uzun açlıklar başta bel çevresi olmak üzere yağlanmayı artırır. Önemli olan sık aralıklarla yeterli miktarda tüketmeyi öğrenmektir. Önemli olan aynı öğünde çok çeşit yemeği bir arada tüketmek değil, farklı öğünlerde az miktarlarda ve çeşitli beslenmektir.
AMAÇ ENERJİ HARCAMAYI ARTIRMAK
Aslında bir adımsayar alarak öncelikle günlük nasıl bir harcamanız olduğunu gözlemleyebilirsiniz. Çalışmalar bir kişinin günde 8000-10000 adım atması gerektiğini gösteriyor. Çok hareketli olduğunuzu veya hareketsiz olup olmadığınızı anlamanın en pratik yolu adımsayar alıp kendinizi takip etmek ve adım sayılarınızı gün geçtikçe artırarak daha da enerji harcamak atacağınız en büyük adımdır.
Egzersiz yapmak vücutta genel yağlanmayı azaltan en önemli parametrelerden bir tanesidir. Özellikle yürüyüş ya da yüzme vücutta hem bölgesel hem genel yağlanmayı düşüren 2 spor şeklidir. Haftada 4 kez 35-45 dakika tempolu aralıksız yapılan aktivite yağlanmayı azaltır. Hızlı yapılan aktivite, sizi daha çok terleten aktivite kas oranınızı azaltmaktan öteye gidemez. Romatizması, kalp sorunu, hipertansiyon ve diyabet gibi kronik hastalığı bulunan kişilerin hekimlerinin kontrolünde ve önerilere uyarak spor yapmaları gerekir. Egzersizi tek başına uygulamak yağlanmanızı azaltmaz, tam tersi size kilo bile aldırabilir. O yüzden hem egzersiz hem de sağlıklı bir diyet programını aynı anda uygulayarak abdominal yağlanmayı düşürebilirsiniz.