Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Soyupak, az su içmenin böbrek taşını tetiklediğini belirterek, vatandaşlara vücutlarını susuz bırakmamaları uyarısında bulundu.
Taş kırarken hava basıncı, lazer ya da ses dalgaları kullanıldığını ve böylece hastaların ağrı hissetmeden taşlardan kurtulduğunu anlatan Soyupak, “Taşın zarar verdiğini düşünmediğimiz hastaların, taşın düşmesi için bol sıvı almasını ve hareket etmesini istiyoruz. Ancak hasta bu süreci geçmek ister ve ‘Ben bu ağrıyı çekmek istemiyorum’ derse ve şartlar uygunsa vakit kaybetmeden müdahale ediyoruz” dedi.
Üriner sistem taş hastalığı deyince akla böbrek taşlarının geldiğine dikkat çeken Prof. Dr. Soyupak, “Çünkü üriner sistemin diğer bölgelerinde taş oluşmuyor. Genellikle böbrekte oluşup diğer bölgelere geçiyor” diye konuştu.
Böbrekteki ağrının, taşın habercisi olabileceğini de belirten Soyupak, “Hastayı rahatsız eden de koruyan da ağrıdır. Ağrı olmazsa hasta içeride ne olduğunu bilemez” diyerek böbrek ağrılarının hafife alınmaması gerektiğine dikkat çekti.
Acıbadem Adana Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Soyupak, böbrek taşlarıyla ilgili şu bilgileri verdi; "Böbreğin içinde birden fazla odacık ve bu odacıkların ağızları var. Taş bu odacıklardan birinin ağzını tıkarsa idrar rahat boşalamıyor ve ağrı oluşuyor. Taşın yolculuğu sırasında kanalı yırtarak geçmesi ise hem kanamaya hem de ciddi ağrılara neden oluyor. Ama unutulmamalı ki, ağrının şiddeti hastalığın şiddeti ile orantılı değil. Hiç oynamayan büyük bir taş, ağrı yapmazken küçük bir taş hareket edince çok büyük bir ağrıya sebep olabiliyor."
VÜCUDUNUZU SUSUZ BIRAKMAYIN
Soyupak şöyle devam etti: "Taşın zarar verdiğini düşünmediğimiz hastaların bol sıvı almasını ve hareket etmesini istiyoruz. Bunlar taşın düşmesini kolaylaştırıyor. Bu süreçte bazı ilaçlar da kullanılabiliyor. Tabii bu durumda bir miktar ağrı çekmek kaçınılmaz oluyor. Ancak böbrekte idrarı süzememeye bağlı bir sıkıntı varsa veya taş düşmeyecek kadar büyük ise artık müdahale zamanı gelmiş demektir! Ama hasta bekleme sürecini geçmek isterse “Ben bu ağrıyı çekmek istemiyorum” derse ve şartlar da uygunsa yine müdahale ediyoruz. Geçmiş yıllarda akla açık cerrahi geliyordu. Artık üriner sistem taş hastalıkları için açık ameliyat neredeyse hiç yapılmıyor. Birinci tercih, taşın dışarıdan ses dalgaları ile kırılması oluyor. 2 santimden büyük bir taş söz konusu ise ciltten kılavuz tel yollanıp çalışma kanalı oluşturarak ve o kanal içerisinden optik aletlerle girilerek, taşın kırılıp parça parça dışarı alınması sağlanıyor. Taşı kırarken hava basıncı, lazer ya da ses dalgaları kullanılıyor. Böbrekte küçük bir taş kırılamıyorsa idrarın çıktığı son delikten böbreğe girip esnek aletlerle böbreğin içindeki taşı alıyoruz."
Prof. Dr. Bülent Soyupak, taş oluşan bir kimsede bir daha taş görülme ihtimalinin normal insana göre yüzde 40 daha fazla olduğuna dikkat çekerek, “Taşı olan kişilerin belli aralıklarla kontrol yaptırmalarını öneriyoruz. En az 6 ayda bir idrar tahlili ve ultrasonla muayene gerekiyor” diye konuştu.
CİHAN