Herkes hayatında bir kez de olsa baş ağrısı sorunuyla karşılaşmıştır. Ancak çoğu zaman ciddiye alınmayıp ağrı kesiciyle geçiştirilen baş ağrıları sanıldığı kadar basit olmayabilir.
Baş ağrısının birçok nedenden kaynaklanabileceğini, bazen önemli bir hastalığın belirtisi de olabileceğini belirten Nöroloji Uzmanı Dr. Hakan Şilek, baş ağrısının hafife alınmaması gerektiğini söyledi.
Baş ağrısının çok sayıda türü olduğunu vurgulayan Dr. Şilek, en yaygın görülenin ise gerilim tipi baş ağrısı olduğunu belirtti. Baş ağrısı tiplerini anlatan Dr. Şilek, yaşam kalitesini önemli ölçüde düşüren baş ağrısı türlerinin belirtileri ve tedavileri hakkında şu bilgileri verdi:
"Gerilim tipi baş ağrısında beyinde herhangi bir hasar bulunmuyor, baş ağrısı başka bir nedene bağlı olmuyor ve nörolojik muayenede veriler tamamen normal görünüyor. Gerilim tipi baş ağrısı çeken hastaların birçoğu bu tip baş ağrısında doktora başvurmak yerine evde kendi kendilerine kullandıkları ilaçlarla ağrılarını geçiriyor. Bu ağrı, beyin hücrelerinin yani nöronların arasındaki iletişim bozukluğundan kaynaklanıyor. Bu iletişim bozukluğundan dolayı boyun ve kafa üzerindeki bütün kaslar kasılıyor. Hafif ve orta şiddette seyreden gerilim tipi baş ağrısı, başta ağırlık ve sıkma olarak kendini gösteriyor. Ağrıyı tetikleyen nedenler arasında stres, uykusuzluk ve çalışma ortamı yer alıyor.
Gerilim tipi baş ağrılarının tedavisinde bazı hastalarda basit ağrı kesiciler, kas gevşeticiler ya da rahatlatıcı, endişe giderici antidepresanlar kullanılabiliyor. Tedavi bazılarında iki hafta, bazılarında ise 1 yıl sürebiliyor. Bu hastalığın tedavisinde psikolojik terapiler ve gevşeme teknikleri de kullanılıyor. Gevşeme teknikleri özellikle ilaç kullanamayan hastalarda olumlu sonuçlar sağlıyor.
MİGREN TİPİ BAŞ AĞRISI
Migren tipi baş ağrıları değişken özellikler gösterse de kriterleri çok net oluyor. Bu hastalarda nörolojik muayene ve beyin görüntüleme normal bulunuyor. Tanıda hastadan alınan bilgi önem taşıyor. Hastalar çoğunlukla yarım, tek taraflı baş ağrısından şikâyet ediyor. Ağrının yeri değişiyor, orta ve çok şiddetli, zonklamalı bir ağrı olabiliyor. Beraberinde bulantı, görme bozukluğu, puslu görüntü ya da siyah noktalar gibi aura denilen belirtiler de görülebiliyor. Kokuya, sese, ışığa hassasiyet gibi rahatsızlıklarla çok şiddetli baş dönmeleri yaşanabiliyor. Teşhis için bu belirtilerden ikisinin olması ve ağrının en az 2 saat sürmesi yeterli oluyor.
Migrenin iki tedavi seçeneği bulunuyor. Birincisi atak tedavisi. Atak tedavisinde çeşitli ilaçlar kullanılıyor. Bazı hastalarda şiddetli migren atağı haftada iki defa ya da 3 günde bir olabiliyor. Hasta ağrıyı uzun süreli yaşıyorsa ikinci yani koruyucu tedavi uygulanıyor. Depresyon ve sara ilaçlarıyla, çok sık gelen migren atakları kontrol altına alınabiliyor. Migren tamamen ortadan kalkmıyor, fakat tedavide ağrıların şiddetinin azaltılması ve ayda bire indirilmesi amaçlanıyor.
PAROKSİSMAL HEMİKRANİA
Migrene benzeyen vasküler tipi baş ağrısı, beynin en uçtaki kılcal damarlarının rahatsızlığında ortaya çıkıyor. Migren, ayda bir kere 2 ya da 3 saatlik çok şiddetli bir atak şeklinde geliyor ve çoğu zaman tek atakla bitiyor. Oysa paroksismal hemikrania 2 saatten daha kısa sürüyor fakat başladığında gün içinde onlarca defa tekrar edebiliyor. Atak olarak iki hafta ya da 2 ay aralıksız sürebiliyor.
KÜME TİPİ BAŞ AĞRISI
Erkeklerde daha fazla rastlanıyor. Genellikle belli sezonlarda ortaya çıkıyor ve hasta önceki yıllarda da aynı aylarda bu ağrıyı yaşamış oluyor. Çok şiddetli yarım baş ağrısı, gözde kızarıklık, alında terleme, göz kapağının düşmesi, baş ağrısının olduğu tarafta burun akıntısı belirtiler arasında yer alıyor. Gün içerisinde 4-5 atak halinde geliyor ve korkunç, dayanılmaz, şiddetli ağrılar şeklinde seyrediyor. Kişiden kişiye değişmekle beraber en az iki hafta sürüyor. Bu süre içinde hasta, ağrı nedeniyle yorgun düşüyor.
Küme tipi baş ağrısında önleyici tedaviler uygulanıyor. Çok sık rastlanan bir baş ağrısı tipi değil ama migrenle karışabiliyor ve bu durumda klasik migren tedavisinden sonuç alınamayabiliyor.
TRİGEMİNAL NEVRALJİ
Trigeminal nevralji hastanın hayatını zorlaştıran bir ağrı tipi. Şimşek çakmasına benzeyen korkunç bir ağrı oluşuyor. Batıcı, 1-2 saniye süren bu ağrı, 'vurup kaçma' şeklinde yaşanıyor. Genelde gözün çevresinde, alt dudakta, üst çenede hemen dişlerin üzerindeki yerlerde görülüyor. Gün içerisinde yüzlerce defa tekrar ediyor.
BEYİN TÜMÖRÜ VEYA MS BELİRTİSİ OLABİLİR
Hastalığın tedavisi oldukça zor ve çoğunlukla uzun süreli oluyor. İlaçla başarı oranı yüzde 60-70. Bazı hastalarda cerrahi yöntemleri de uygulamak gerekebiliyor. Bu hastalara beyin görüntülemesi, beyin MRG ve BT incelemesi öneriliyor. Çünkü trigeminal nevralji, MS hastalığı veya beyin tümörü belirtisi de olabiliyor ya da anevrizma sonucu ortaya çıkabiliyor.
İNTRAKRANYAL HİPOTANSİYON
Beyin damarları kendiliğinden bir sıvı üretiyor ve beyin, kafatasında bu sıvının içinde yer alıyor. Herhangi bir nedenle bu sıvı azaldığında baş ağrısı ortaya çıkıyor. Beyindeki sıvı belden sıvı alma işlemi sonrasında azalabiliyor. Boyun ya da beldeki fıtığın büyük olup beyin zarını ya da omurilik zarını yırtması sonucunda da ağrı görülebiliyor. Beyin omurilik sıvısı diğer damar boşluklarına sızıyor ve bu da çok şiddetli baş ağrılarına neden oluyor.
YANLIŞ İLAÇ KULLANIMINA BAĞLI AĞRILAR
İki aydan fazla süreyle her gün ya da gün aşırı herhangi bir ağrı kesici alındığında bu tip baş ağrısı görülüyor. Özellikle migrenli hastalarda ağrı kesici kullanımı üç ay devam ederse, ağrılar başlıyor. Hasta bu ağrının da migren baş ağrısı olduğunu ve bu nedenle geçmediğini düşünüyor.
Tedavide ağrı kesicinin bırakılması işe yarıyor. Çünkü bu, aynı zamanda bağımlılık tedavisi anlamına da geliyor. İlaç alımı yasaklanan hasta belli bir süre korkunç baş ağrıları ile karşılaşabiliyor, fakat sabırlı olursa baş ağrısı birden ortadan kalkıyor. Genelde bu süre iki haftaya ulaşıyor. Bu dönemde uzun süre uyuması ve bol sıvı tüketmesi gerekiyor.
SİNÜZİT BAŞ AĞRISI
Sinüzit ağrılarının büyük bir kısmı migren ya da gerilim tipi baş ağrısı oluyor. Genelde burun ve geniz akıntısıyla birlikte seyrediyor. Özellikle grip döneminde bu ağrılar daha sık görülüyor. Sinüzit baş ağrısının tanısında çoğu hastanın kan tahlilleri normal değerlerde olabiliyor, kafa röntgeninde de belirtilere rastlanmayabiliyor. Sinüzit tanısında en hassas tetkik tomografi sayılıyor. Sinüzitte de doğru antibiyotik tedavisiyle iyileşme gerçekleşiyor.
TEMPORAL ARTERİT KÖRLÜĞE YOL AÇABİLİR
Şakak bölgesindeki temporal arterlerin iltihabı sonucu ortaya çıkan ve daha çok yaşlılarda görülen, romatizmal bir ağrı tipi. Tanısı erken konulmadığında körlüğe neden olabiliyor. Ağrı tek taraflı ve şakaktan başlıyorsa, şakak bölgesi hassassa, hastanın romatizma ağrısı varsa, kan tetkiklerinde sedimasyon ve SRP değerleri de yüksekse bu tip ağrıdan şüpheleniliyor. Hastalığın tanısı için biyopsi yapılıyor ve kortizon tedavisine başlanıyor.
MENENJİT ÖLÜMLE SONUÇLANABİLİR
Yakın zamanda ateşli hastalık geçirmiş, antibiyotik tedavisinden sonuç alamamış, ağrı kesicilere yanıt vermeyen kişilerde, ensede sertlik hissediliyorsa, sürekli devam eden baş ağrısı, şuur bulanıklığı, bulantı, uyku hali ve kusma varsa, boynu sağa sola döndürmede zorlanılıyorsa menenjite bağlı baş ağrısından şüpheleniliyor. Ağır grip, ağır bakteriyel enfeksiyon ya da kronik tüberkülozlu hastalarda da görülebiliyor. Tanısı zor bir hastalık ve erken tanı konulmadığında ölüme dahi sebep olabiliyor. Beyin görüntüleme, tomografi, MR ve belden sıvı örneği alınarak tanı konuluyor. Laboratuvar neticesini beklemeden antibiyotik tedavisine başlanıyor.
MENSTRÜEL MİGREN 5 GÜN SÜREBİLİR
Bu migrenin diğer migren baş ağrılarından farkı yok, sadece bazı kadınlarda menstrüel yani adet döneminde görülüyor. Adet öncesinde gelen ağrı, 4 ya da 5 gün sürebiliyor. Adet döneminde zaten gergin olunduğu için bu ağrılar yaşamı olumsuz etkiliyor. Bu ağrı için koruyucu tedavilerle birlikte hormon düzenleyici tedavi de uygulanıyor."
3 ÖNERİ İLE BAŞ AĞRILARINI ENGELLEYİN!
• Düzenli uyuyun.
• Stresten uzak durun.
• Sağlıklı beslenin.
NTV