Fransız yeniyetmelerinin beslenme alışkanlıkları üze*rinde yapılan tüm anketler kaygı verici boyutlardadır.
Enerji alımının miktarı açısından bakıldığında durum iyi gözükür: Bu yaştakiler günde ortalama 2 bin kalori al*maktadır ve sadece yüzde 7 adolesan çok fazla yemek ye*mektedirler. Ancak yenilenler gün içinde paylaştırıldığında kahvaltıya sadece yüzde 15′lik bir beslenme oranı düşmektedir:
- Yeniyetmelerin yüzde 30′u sabah uyandıklarında aç olmadıklarını ileri sürmektedirler.
- Yüzde 24′ü sabah kahvaltı etmeye vakit bulamadıkla*rını söylemekteler.
- Yüzde 7’si ise hiç kahvaltı yapmamaktadır. Sonuçta yeniyetmelerin yüzde 60′ından fazlası günün
en önemli öğününü ihmal etmektedir ve bunun sonucu ola*rak öğün aralarında aburcubur yiyerek sürekli atıştırma alışkanlığına yönelmektediler.
Bu arada yenilenler çoğunlukla kek, pasta, çörek, şeker, cips ve şekerli içeceklerdir. Meyva çok az tüketilmektedir. Öte yandan kötü glüsidler (şeker ve beyaz un), doymuş yağ, tuz fazlasıyla tüketilmekte, özellikle de vitaminsiz, mineral tuzsuz ve oliga-elementsiz kısacası beslenme açı*sından fakir yiyeceklere rağbet edilmektedir.
1988′de Val de Marne bölgesinde yapılan bir çalışma, mikro besinlerin arzu edilen düzeyin çok altında alındığını gözler önüne sermektedir: Vücudun çok Önemli değişimler geçirdiği bu dönemde, kalsiyum, magnezyum ve vitamin eksikliğinin önemini vurgulamak gerekiyor. Sonuçlar gösteriyor ki, öncelik verilen bazı yiyecekler, “iğrenç” diye nitelendirilen ve mikro besinler yönünden çok zengin olan diğer yiyeceklerin yerini almıştır ve zarar vermektedir. 1990′da, Çocuk ve Adolesan Araştırma Merkezi’nin bir çalışması, brokoli, tere, kuzukulağı gibi bazı sebzelerin genç kızların yüzde 50’si tarafından; nohut, balkabağı, ke*revizin ise yüzde 30′undan fazlası tarafından hiç bilinme*diğini göstermiştir.
- Yüzde 27’si asla süt içmemektedirler.
- Yüzde 3O’u ise peynir ağızlarına koymamaktadırlar. Öte yandan, şekerli meşrubatların (şişe veya kutudaki
meyve sulan ve kolalar) tüketimi, tam tahmin edileceği gi*bi yüksek oranlardadır.
Bu çalışma yeniyetmelerin diğer tüketimleri hakkında da bizi ilginç verilerle aydınlatılıyor.
16 yaşındaki yeniyetmelerin alkollü içki tüketimi: i- – Yüzde 56’sı, düzenli olarak kuvvetli alkollü bir içecek alıyor (bunların yüzde 10′u haftanın bir çok gününde alkol kullanmaktadır).
- Yüzde 25′i düzenli olarak bira içiyor. (Haftada ortala*ma 1 Litre)
- Yüzde 21′i düzenli olarak şarap içiyor. (Haftada orta*lama 50 el.)
Diğer araştırmalar ise şu sonuçlan veriyor:
- Yeniyetmelerin Yüzde 33′ü ilk defa 16 yaşından önce sarhoş olmuşlar (Bunların yüzde kırkbeş’i teknik liseler*den, yüzde 17’si ortaokullu).
- Yukarıdaki gurubun yüzde 22’si ise bir sene içinde 10 kereden fazla körkütük sarhoş olup ne yaptığını bilmez ha*le gelmişlerdir (özellikle fakir semtlerde yaşayanları). :üb
Öte yandan sigara alışkanlığı da bundan daha iyi bir du*rumda değildir: 16 yaşından itibaren günde 12 sigaradan fazla içen kız*ların yüzdeleri:
-lise 1……………………….. %17
-lise 2……………………….. %30
- son Sınıf…………………… %48
- profesyonel Staj………… %61
Bugün, eğitimlerine devam eden genç kızlar, yaşıtları erkekler gibi ev işleri ile uğraşmam aktadırlar. Dolayısıyla yemek pişirmek hakkında da bilgileri yoktur ve anneden kıza öğrenme tekniği ve kültürü ortadan kalkmıştır. Bu kızların yüzde 3Ö’u yumurtayı bile pişirmekten acizdir!
Yemek pişirme geleneğinden uzaklaşma, öğünlere ye*meğin hazırlanmasına; genelde gastronomiye karşı belirli bir ilgisizliği beraberinde getirmiştir.
Bu durum gösteriyor ki, hazır yemek veya fast-food, be*sin gereksiniminin en iyi karşılanma biçimi olarak görül*mektedir.
Bir öğün yemek, artık sosyal paylaşım boyutunu tama*men yitirerek, bir zamanlar olduğu gibi ayrıcalıklı bir du*rum olmaktan çıkmıştır. Genç kızlara, iyi vakit geçirmek için ne gibi faaliyetleri tercih ettiklerini sorduğunuzda ya*nıtlar şöyle dağılım gösteriyor:
- yüzde 28′i; sinemaya gitmek
- yüzde 24′ü; müzik dinlemek
- yüzde 19′u; spor yapmak
- yüzde 17’si; sohbet etmek
- yüzde 11′i; okumak
- yüzde 6’sı; (sadece) arkadaşları ile iyi bir yemek ye*mek