Durgun hava ve aşırı nemin yol açtığı termal stres, daha çok kıyı kentlerinde yaşayan kişilerde görülüyor. Termal stres, nefes darlığı, baş ağrısı, baş dönmesi, zihinsel yorgunluk, çabuk sinirlenme, geç algılama ve bitkinlik olarak belirti veriyor. Uzmanlar, aşırı nemli ve bunaltan sıcaktan korunmak için bol su tüketimine karşı yağ ve şekeri azaltılmış, sebze ve meyveye ağırlık veren hafif bir beslenmeyi ve alkolden uzak durmayı öneriyor.
Uludağ Üniversitesi (UÜ) Veteriner Fakültesi Besin Hijyeni ve Teknolojisi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Tayar, yaz mevsimi ile birlikte sıcaklığın artmasının insan sağlığını hissedilir ölçüde olumsuz etkilediğini söyledi. Tayar, durgun hava ve aşırı nemin insan vücudunda “Termal stres” adı verilen bir durum yarattığını belirterek, insanı rahatsız eden bu durumun daha çok kıyı kentlerinde yaşayan kişilerde görüldüğünü kaydetti.
BELİRTİLERİ
Termal stresin, sıcak ortamlarda kalan insanların vücutlarında biriken ve dışarı atılamayan ısıdan rahatsız olmaları sonucunda ortaya çıktığını anlatan Tayar, “Nefes almada güçlük, baş ağrısı, baş dönmesi, zihinsel yorgunluk, çabuk sinirlenme veya geç algılama, bitkinlik gibi bulgularla kendini belli eder. Termal stresin nedeni, havada yoğunlaşan rutubettir” dedi.
İnsanların normal olarak 24 derecelik bir sıcaklıkta yüzde 40 ile 60 arasında değişen bir rutubet oranından rahatsız olmadığını ifade eden Tayar, ancak havadaki nem oranı yükseldikçe, kişinin vücut ısısını sabit tutmak için terleme yoluyla ısı kaybetmesinin zorlaştığını, bunaltıcı sıcakların getirdiği aşırı terlemenin, sıvı kaybını daha da artırıp termal stresin oluşturduğu bıkkınlık ve bezginliği çoğaltığını vurguladı. Sıcak havalarda vücudun daha çok sıvı kaybettiğine işaret eden Tayar, şöyle konuştu:
“Vücut, sıcakta terleyerek, su atıp serinlemeye çalışır. Aşırı miktarda su kaybedilmesiyle oluşan durum giderilmezse, kişiyi ölüme götürebilir. Bunun üstesinden gelmek için vücudun, kaybettiği sıvı ve minerali tekrar kazanması gerekmektedir. Bu suyun yerine konulması, vücut sağlığı açısından büyük önem taşır. Özellikle bebekler ve çocuklar güneşe çıktıktan sonra değil, mutlaka güneşe çıkmadan önce bol bol su içmelidirler. Bu nedenle yaz aylarında kışa göre daha fazla mineral içeriği zengin sulardan içmek gerekir. Ancak içilen suyun sağlıklı olması büyük önem taşır. Sağlıklı olup olmadığı bilinmeyen sular içilmemelidir.”
HAFİF BESLENME
Aşırı nem ve bunaltan sıcağa karşı yağ ve şekeri azaltılmış, sebze ve meyveye ağırlık veren hafif bir beslenme uygulamanın ve alkolden kaçınmanın önemli olduğunu dile getiren Prof. Dr. Tayar, vücudun ter yoluyla kaybettiği su ve minerallerin tuzlu ayran ve bol su içerek geri kazanılabileceğini bildirdi. Bu havalarda taze ve sindirimi kolay besinlerin tercih edilmesi gerektiğini anlatan Tayar, şu tavsiyelerde bulundu:
“Canınız çekmese bile kahvaltı, öğle yemeği ya da akşam yemeğini asla atlamayın. Sabah kahvaltısında, gün boyu gerekli enerjiyi sağlayacak karbonhidratlı besinler alın. Kahvaltı ile akşam yemeği arasını kesinlikle boş geçirmeyin. Yemeği dışarıda yiyecekseniz, emin olmadığınız takdirde balık ve tavuk eti yemekten kaçının. Sıcakta kolaylıkla bozulabilen bu besinlerden zehirlenme ihtimali yüksektir. Ayrıca, çabuk bozulabilen yumurta ve yumurtalı gıdalardan da uzak durmakta yarar var. Alkol, çay, kahve, kola gibi içeçekler su kaybına sebep oluyor. Bu tür içecekler, sanıldığı gibi serinletmek yerine, tam tersi vücudun daha da fazla su kaybetmesine yol açmaktadır. Az yemek yiyin. Protein gibi yiyecekler, vücut metabolizma ısı üretimini arttırır ve su kaybını da hızlandırır. Vücudunuzun serin olabilmesi için bol suya gereksinimi vardır. Susamış olmasanız bile günde 8-10 bardak su için.”
ALINTI