Diyalizde Beslenme: Hangi Mevsimde Nasıl Beslenmeliyiz?

Doğanın bize sunduğu mucizelerden olan meyveler, sağlığımızı doğal yollardan korumak için her mevsim başvurulacak en iyi yöntemlerden biri. Ancak diyaliz hastalarının günlük en fazla 3 gram potasyum ve 1 gram fosfor tüketimini aşmaması gerekiyor. Bütün sebze ve meyvelerin aşırı tüketiminden kaçınmak hem potasyum hem de fosfor düzeylerimizin normal seyretmesi açısından önemlidir.

Meyve sebzeler hayatımın vazgeçilmez besinleri arasında yer alıyor. Her mevsimde üretilen ve sık tükettiğimiz sebze ve meyvelerin her 100 gramındaki fosfor ve potasyum içerikleri mevcuttur. Dolaysıyla hangi mevsimde hangi sebze ve meyveden ne kadar tüketmek gerektiğini hesaplamanız gerekiyor. Bu noktada özellikle diyaliz hastalarının dikkat etmesi gereken en önemli unsur, günlük en fazla 3 gram potasyum ve 1 gram fosfor tüketimini aşmamaktır. Her mevsim için geçerli olmak üzere, bütün sebze ve meyvelerin aşırı tüketiminden kaçınmak hem potasyum hem de fosfor düzeylerimizin normal seyretmesi açısından önemlidir.

İlkbahar
Enginar, bakla, bezelye, taze soğan, taze sarımsak, maydanoz, dereotu, fesleğen, çağla, malta eriği, çilek, avokado ve buğday ürünleri de bu mevsimde tükettiğimiz sebze ve meyveler arasında yer alıyor. Yüksek fosfor içeriği nedeniyle özellikle çağla diyaliz alan hastalar tarafından az miktarda tüketilmelidir. Bunun yanında, enginarın ve dereotunun gerek potasyum, gerekse fosfor içeriği oldukça yüksek olduğundan tüketiminden kaçınılması uygundur.

Yaz
Domates, biber, karpuz, kavun, kiraz, vişne, şeftali, kayısı ve üzüm yaz sebze meyvelerindendir. Özellikle yüksek potasyum içerikleri nedeniyle, yaz meyveleri oldukça az miktarda tüketilmelidir. Karpuz nispeten az miktarda fosfor ve potasyum içermekle beraber, çok tüketildiğinde hem sıvı alımı hem de fosfor ve potasyum kontrolü açısından zararlı bir besin unsuru haline gelebilir. Yazın sonlarına doğru yetişen taze ceviz ve fındıktan uzak durmak gerekiyor. Zira fındık, ceviz gibi kuruyemişlerin tazesi de kurusu da yüksek miktarda fosfor ve potasyum içeriyor. Yazın sonlarına doğru yapılmaya başlanan ev salçalarından ve turşularından diyaliz hastaları mutlak suretle kaçınmalıdır. Bu gıdalar çok miktarda tuz içerdiği için sağlığımız açısından çok ciddi tehdit oluşturmaktadır.

Sonbahar
Bu dönemde pazarlarda yerini alan ürünler arasında özellikle ıspanak, kereviz, havuç, kestane ve patates nispeten yüksek potasyum içeriğine sahiptir. Diyaliz alan hastaların bu gıdaların tüketiminden kaçınması gerekiyor. Bu mevsimde meyve olarak elma tüketilmesi aşırı olmamak kaydıyla uygundur.



Ve kış
Kışın en çok tüketilen besinlerden biri grip ve nezle olduğumuzda içtiğimiz adaçayı, kuşburnu ve ıhlamur çaylarıdır. Çok miktarda olmamak kaydı ile diyaliz alan hastaların bu çayları içmesinde bir sakınca yoktur. Başta portakal, mandalina, greyfurt ve limon olmak gibi narenciyeler olmak üzere armut, elma, havuç, muz, avokado, ayva, kivi gibi meyveler ile pancar, turp, kereviz, ıspanak, pırasa, lahana gibi sebzeler de kışın sık tüketiliyor. Böbrek yetersizliği hastaları için portakal, mandalina ve greyfurdun sıkılarak içilmesinden ziyade, günde en fazla 1-2 adet tüketilmesini öneririz. Yine bu dönemde ıspanak, kestane, kereviz, patates ve muz tüketirken dikkatli olmak gerekiyor.

Tüm mevsimler
Böbrek yetersizliği hastalarının belli bir mevsimde değil de, bütün yıl boyunca et, balık ürünleri ve tatlıların tüketiminde, diyetisyeninizin belirtildiği diyete uygun hareket etmeniz fosfor ve potasyum kontrolü açısından önem taşıyor. Kuruyemişlerin hiç tüketilmemesi tavsiye ediliyor. Hazır meyve suları, konserve yiyecekler, turşu, şalgam, patates ve mısır cipsleri, fast-food gıdalar ve ev salçası tüketilmemelidir.

Her mevsim için geçerli olmak üzere, bütün sebze ve meyvelerin aşırı tüketiminden kaçınmak hem potasyum hem de fosfor düzeylerimizin normal seyretmesi açısından önemlidir. Dikkat edilmesi gereken en önemli nokta: günlük en fazla 3 gram potasyum ve 1 gram fosfor tüketiminin aşılmamasıdır.

Vurgulamak gereken çok önemli bir diğer nokta ise, en büyük düşmanımız olan tuz tüketiminden her mevsimde uzak durmak gerektiğidir. Tuz bir besin öğesi değildir, tat öğesidir. Dışarıdan tuz almamız gerekmiyor, yemeklerimizdeki sebze ve etlerde doğal olarak bulunan tuz vücudumuz için yeterlidir. Ev salçası, ekmek, kuruyemiş sıkça tüketilen önemli tuz kaynaklarıdır. Tuz tansiyonumuzu yükseltiyor, kalbimizi büyütüyor ve yaşamımız için en büyük tehdidi oluşturuyor. Tuzu hayatınızdan kesinlikle uzaklaştırmanız gerekiyor. Kısaca, sağlıklı bir yaşam için tuzdan uzak durmak, tükettiğiniz gıdaların özellikle fosfor ve potasyum içeriği hakkında bilgi sahibi olmak ve diyetisyenlerinizin size vermiş olduğu ve sizin ihtiyaçlarınız doğrultusunda hazırlanmış olan diyet listelerine uymak çok büyük önem taşıyor.

Bu makale, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Gülay Aşçı ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Uzmanı Dr. Fatih Kırçelli tarafından, Fresenius Medical Care Türkiye'nin yayınladığı "Yaşam Işığı" dergisi için kaleme alınmış, FMC Türkiye Kurumsal İletişim Departmanı tarafından "makalemarketi"nde yayınlanmak üzere paylaşılmıştır.



.alıntıdır.