Arı yetiştiriciliği ve ıslahı uzmanı Prof. Dr. Muhsin Doğaroğlu, ''Sürekli şerbetle yemlenen arının ürettiği bal, her ne kadar arı da üretmiş olsa hileli baldır. Tüketici bu hileyi balın tadından, kokusundan, renginden anlayamaz. Gerçek balla, hileli balı ayırmanın tek yolu laboratuvarda analiz etmek'' dedi.
Prof. Dr. Doğaroğlu, fruktozun arıcılıkta kullanımı ile ilgili yaptığı yazılı açıklamada, arıların beslenmesinde mısır nişastası temelli fruktoz kullanımının hem arılar hem de tüketiciler için risk teşkil ettiğini, yüksek oranda fruktoz içermeleri nedeniyle bal şurubu adı altında satılan ürünlerin de tüketici sağlığını olumsuz etkilediğini belirtti.
Arı yemlerinin mısır nişastası temelli fruktoz ile hazırlanmasının, arıların metabolizmalarını olumsuz etkilediğine ve arıların tükenmesine neden olduğuna dikkati çeken Doğaroğlu, tüm bu risklerden korunmak için tüketicilerin gerçek ve doğal ballara itibar etmeleri gerektiğini, balın gerçekliğinin de yalnızca yüksek teknolojiye sahip analiz laboratuvarlarında tetkik edilerek anlaşılabileceğini ifade etti.
Muhsin Doğaroğlu, kışı geçiren arıların bal üretimine hazırlanabilmeleri için beslenmeye ihtiyaçları olduğuna işaret ederek, ''Bu da kovanlara verilen şerbetle yapılıyor. Bu şerbetlerin temeli şeker ama hangi tür şeker kullanıldığı da önemli. Buradaki fruktoz da mısır nişastasından değil, şeker pancarından elde edilmeli. Çünkü mısır nişastasından elde edilen fruktoz, arılarda sindirim sistemi sorunlarına ve dolayısıyla arı soylarının tükenmesine neden oluyor'' uyarısında bulundu.
Yemlemenin sadece arıların açlık durumunda, beslenmesi amacıyla, ilkbahar ve sonbahar dönemlerinde yapılması, arının bal üretmeye başlamasından önce de sonlandırılması gerektiğini bildiren Doğaroğlu, tersi durumda yemin kaynağı ne olursa olsun arının ürettiği balın hileli olacağını vurguladı.
Arıyı sürekli yemlemenin, doğal ekosistemin dengesi için yaşamsal rol üstlenen arıları kitlesel ölüme terk etmek anlamına geldiğine diktati çeken Doğaroğlu, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
''Yem içerisinde bulunan fruktoz, özellikle ortam ısınması sonucu HMF adı verilen bir kimyasalın ortaya çıkmasına neden oluyor. Bu madde hem arılara hem de insanlara zararlı. Kaldı ki sürekli şerbetle yemlenen arının ürettiği bal, her ne kadar arı da üretmiş olsa hileli baldır. Tüketici bu hileyi balın tadından, kokusundan, renginden anlayamaz. Gerçek balla, hileli balı ayırmanın tek yolu laboratuvarda analiz etmektir. Açıkta satılan ambalajsız balların ve özellikle de petek balların analiz edilip edilmediğini tüketicinin denetlemesi imkansız.''
Nişasta bazlı fruktozun, farklı yollarla da bal tüketicisinin önüne gelebileceğini belirten Doğaroğlu, tüketicilerin, özellikle üzerinde ''bal şurubu'' yazan ama bal adı altında satılan ürünlere dikkat etmesi gerektiğini söyledi.
Prof. Dr. Doğaroğlu, mısır nişastası temelli fruktozun, bugün tüm gıda endüstrisinde kullanıldığını, arıları yemleme dışında, doğrudan fruktoz kullanarak bala benzer ürünler üretmek ve bunu bal olarak pazarlamanın çok kolay olduğuna işaret ederek, ''Böyle ürünleri bugün raflarda görebilirsiniz. Etikette büyük puntolarla 'bal' çağrışımı yapan kelimeler yer alır ve görsel tasarımlar bulunur, etiketin altında ise çok daha küçük puntolarla 'bal şurubu' yazar. Tüketicilerin bu ürünlere de dikkat etmesi gerekiyor'' diye konuştu
memurlarnet