Türkiye'de kalp ve damar hastalıklarının her iki ölümün birinden sorumlu olduğunu, 2020 yılında yaklaşık 400 bin ölüm beklendiği belirtildi.
Türk Kardiyoloji Derneği tarafından, Hacettepe Üniversitesi Kültür ve Kongre Merkezi'nde ''2. Ulusal Kadın Sağlığı Sempozyumu'' düzenlendi.
Derneğin Kadın Sağlığı Grubu Başkanı Prof. Dr. Lale Tokgözoğlu, yaptığı basın toplantısında kalp ve damar hastalıklarının Türkiye ve dünyada en sık görülen ölüm nedeni olduğunu söyledi. Türkiye'nin, özellikle kadınlarda kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümlerde ''Avrupa'da birinci'' sırada yer aldığına dikkati çeken Tokgözoğlu, ''Ülkemizde kalp ve damar hastalıkları nedeniyle 2020 yılına doğru yılda 400 bin civarında ölüm beklenmektedir. Kalp ve damar hastalıkları, Türkiye'de her iki ölümün birinden sorumludur'' dedi.
Tokgözoğlu, Avrupa'da her yıl kadınların yüzde 55'inin kalp ve damar hastalıklarından dolayı hayatını kaybettiğini belirterek, ''Kadınlarda hastalığın seyri daha kötü olmakla birlikte, hastalığa bağlı ölüm ise daha fazla görülüyor. Bu hastalıklar, kadınlarda kanser, osteoporoz veya diğer hastalıklardan daha fazla ölüme neden oluyor'' diye konuştu.
Kadınlarda menopoz öncesinde kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümlerin tüm dünyada giderek artığını vurgulayan Tokgözoğlu, söz konusu hastalıkların oluşum mekanizmasının her iki cinsiyette benzer olmakla birlikte, kadınlarda hastalıktan şüphelenme oranlarının düşük kaldığını, klinik bulguların farklılaştığını, tanı ve tedavi yaklaşımlarının da değişebildiğini belirtti.
-''KADINLARDA HİÇBİR ŞİKAYET OLMADAN KALP KRİZİ GELİŞEBİLİYOR''-
Tokgözoğlu, kadınların en sık göğüs ağrısı şikayetiyle hastaneye başvuruda bulunduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
''Sırt, çene, karın ağrısı, nefes darlığı veya sadece bulantı, kusma da şikayetler arasında yer alıyor.
Koroner kalp hastalığı, kadınlarda erkeklere göre daha ileri yaş döneminde geliştiğinden kalp krizi semptomları diğer hastalıklar tarafından maskelenebiliyor. Bu gibi nedenlerle kadınlar bulguları fazla ciddiye almıyor. Hatta kadınlarda hiçbir şikayet olmadan kalp krizi de gelişebiliyor. Fark edilmeden geçirilen kalp krizleri erkeklerle kıyaslandığında kadınlarda daha sık görülüyor.
Ayrıca, diyabet öyküsü olan kadınlarda kalp damar hastalıklarına bağlı ölüm oranı da artıyor.''
-''TANI YÖNTEMLERİ FARKLI SONUÇLAR VEREBİLİYOR''-
Prof. Dr. Necla özer de kalp hastalıklarının tanısında kullanılan tanı yöntemlerinin başarısı açısından da farklılıklar görüldüğünü belirterek, ''Mesela, kalp hastalıklarının tanısında sıklıkla kullanılan efor testi kadınlarda daha az güvenilir sonuçlar veriyor'' dedi.
-''KADIN KALBİ'' BİLİMSEL ÇALIŞMASININ İLK SONUÇLARI-
Öte yandan, Derneğin Kadın Sağlığı Grubu Başkanı Prof. Dr. Tokgözoğlu, kalp ve damar hastalıklarına ait farkındalığın ve bilginin artmasıyla sorunun çözülebileceğini vurguladı.
Bunun için 2011 yılında dernek ve Pfizer ortaklığında ve yerel yönetimlerin işbirliğiyle ''Kadın Kalbi'' isimli bir bilimsel çalışma başlatıldığını anlatan Tokgözoğlu, bu kapsamda çeşitli eğitim faaliyetleri yürütüldüğünü söyledi.
Tokgözoğlu, toplam 651 kadının katıldığını çalışmanın ilk sonuçlarında, kadınların kilo fazlasının olduğu ve buna bağlı olarak da diyabet görülme sıklığının arttığının tespit edildiğini anlattı. Tokgözoğlu, çalışmanın tam kapsamlı raporunun yıl sonunda hazırlanacağını ifade etti
memurlarnet