Kanser Hastalığı Sürecinde Aile İlişkileri
Çocuklarına kanser hastalığı tanısı konulduğunda ebeveynlerin bazılarında “neden daha önce farketmedik” veya “gittiğimiz çocuk doktorları neden daha önce farketmediler” şeklinde suçlayıcı düşünceler oluşabilir. Ancak ailelerin kendilerini suçlamaları uygun değildir. Çünkü çocukluk çağı kanserleri nadir görülür ve belirtilerdeki ilk sebep olarak da kanser akla getirilmeyebilir. Erişkinlerin sigara içme, beslenme alışkanlıklarının bazı tip kanserlerle ilişkisi olduğunu bilmekteyiz. Çocuklarda böyle bir ilişki kurmak pek mümkün değildir ve erişkinlerde tarama testleri nedeniyle erken teşhis mevcutken, çocuklarda tarama testleri rutin olarak kullanılmamaktadır. Bu gibi nedenlerden dolayı suçlayıcı düşünceler ile meşguliyet hızlıca sonlandırılmaya çalışılmalıdır.
Hastalığın uzun tedavi sürecinde genellikle annenin hastanede refakatçi kalması nedeniyle evdeki gündelik hayat şekillerinde belirgin değişimler olabilir. Destek olabilecek aile yakınlarının olması büyük şanstır. Dışardan gelen destekler ile evde yeni bir düzen oluşur ve evdekiler bu sisteme alışmaya başlar. Ancak hastane dönüşü anne ve çocuk için evdeki bu yeni düzen örseleyici olabilmektedir.
Evdeki kardeşlerin neler yaşadığı önemli bir durumdur. Maalesef sağlıklı kardeşlerin ihmali söz konusu olabilmektedir. Hasta çocuğu merkeze koyan ailelerde kardeşlerin ihtiyaçları görülemez hale gelmekte ve ailenin normal yaşam döngüsü giderek bozulmaktadır. Sağlıklı kardeşlerde gözlenebilen okul sorunlarının altında depresyon veya anksiyete belirtileri ortaya çıkabilmektedir. Ebeveynin acı ve üzüntüsünü bastırmak için onları aşırı bir şekilde mutlu etme çabaları sağlıklı kardeşlerde gözlenebilen durumlardandır. Kanser hastalığında aileyi ele alırken kardeşlerin yaşayabileceği duyguları bilmek ve bunlar hakkında aileyi bilgilendirmek önemlidir; kardeş rekabetinin nasıl yaşandığı, hastanedeki kardeşe özlem, kardeşin hastalığına duyulan öfke ile birlikte üzüntü, hasta kardeşe refakat eden ebeveynlere özlem, kendi sağlığıyla ilgili endişeler, sağlıklı olmanın suçluluğu kardeşlerde görülebilecek duygular olarak sıralanabilir.
Kanser hastalığının tedavi sürecinde önceki aile işlevselliği, ruhsal ve fiziksel hastalık öykülerinin sorgulanması önemlidir. Tedavi sürecinde uyumu zorlaştıran bazı risk faktörleri olarak; eşler arası evlilik sorunları, boşanma, tek veya üvey ebeveynli yaşam, önceden ailede kronik bir tıbbi veya ruhsal hastalık olması, sağlık sorunu veya başka nedenlerle ebeveynlerin yetersiz kalma durumları, ekonomik sorunlar, aile içinde kronik çatışma ve sorunlar (ebeveynler arası, çocuklarla ebeveynler arası, çocuklar arası), ailenin sosyal ve kültürel destek ağından uzak olması sayılabilir.
Sonuçta; çocuğun tedavi süreci ve sonrasında ailenin eski yaşam düzenini yakalamaya çalışma aşamalarında tüm aile sisteminin desteklenmesi gerekmektedir. Ayrıca ailenin yakın akraba, arkadaş, okul desteklerini harekete geçirme motivasyonlarını da yönetmek oldukça önemlidir.
Uzm. Dr. Nuşin Bilgin
Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı