İçerisinde kafein bulunan kolanın sodyum açısından da zengin olduğu, bir miktar kafein ve aşırı miktarda sodyumun kemik kırılmalarına yol açtığı vurgulandı.
KAYSERİ - Sağlıklı bir yaşamın güvenli besinlerle sürdürülebileceğini belirten Erciyes Üniversitesi Atatürk Sağlık Yüksek Okulu Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Neriman İnanç, sıklıkla tüketilen kolanın kemik düşmanı olduğunu söyledi.
Güvenli besinin öncelikle besleyici değerini kaybetmemiş olması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Neriman İnanç, kolanın özellikle kemik sağlığını olumsuz etkilediğini söyledi:
“İçerisinde kafein bulunan kola, sodyum açısından da zengindir. Bir miktar kafein ve aşırı miktarda sodyum, kemik kırılmalarına neden olur. Bir taraftan süt içirelim kemikleri koruyalım derken kola tüketimine göz yummak doğru değil. ‘Yasaklansın’ demeyi istiyorum ama yasaklar da doğru yere götürmüyor. Mümkün olduğu kadar tüketilmemesi gerekiyor. Sağlıklı beslenmede kolaya yer yok. Hele hele sporcuların kemikleri çok daha önemli. Kemiklerinizin kırılmasına razıysanız kola içebilirsiniz.”
KARBONHİDRAT VE PROTEİN BİRLİKTE TÜKETİLMELİ
Doğru ve dengeli beslenmeyle ilgili açıklamalar yapan Prof. İnanç, önyargıların aksine karbonhidrat ve proteinlerin aynı anda tüketilmesinin zararlı olmadığını, doğal besinlerin içerisinde protein, karbonhidrat, vitamin ve minerallerin birlikte bulunduğunu belirtti. Bunların boşuna bir arada yaratılmadığını ifade ederek, “Bunları böyle almak lazım. karbonhidrat ve proteini bir arada kullanmamak bilimsel olarak doğru değil. Çünkü, sütte de ette de protein var. Yanında yediğimizi ekmekte de karbonhidrat var” dedi.
Besinlerin hem fiziksel hem kimyasal hem de mikrobiyolojik açıdan temiz ve bozulmamış olması gerektiğini belirten Prof. Dr. İnanç, besinlerin virüsleri, bakterileri ve zararlı mikroorganizmaları taşıyabildiğini vurguladı, “Bunlar bazen vücudumuzun bazı bölgelerine yerleşerek felç, menenjit gibi hastalıklara neden olabiliyor. Ülkemizdeki bu hastalıklarla ilgili veri yok ama ABD’de her yıl 76 milyon insan bu bakterilerden hastalanıyor, 5 bin insan ise ölüyor” diye konuştu.
BESİNLERİ DOĞRU SAKLAMAK ÖNEMLİ
Gıdaların cam parçası, metal, kıymık, saç gibi bazı fiziki maddelerle de kirlenebildiğine dikkati çeken İnanç, şunları kaydetti:
“Besinleri sakladığımız kaplar, çözülme sonucu oluşan bazı metaller, tarım ilaçları, iyi durulanmayan bazı kaplardan geçen deterjanlar, ambalajlarda kullanılan renkli plastikler, kimyasal olarak besinlerin kirlenmesine neden oluyor. Belki de en önemlisi besinin bileşiminde doğal olarak bulunan zehirli maddelerdir. Örneğin, yeşillenmiş patateste bulunan ‘solanim’ maddesinin toksik, zararlı etkisi var. Besinlerin uygun koşullarda saklanamaması veya hijyenik koşulların yeterince sağlanamaması sonucu oluşan virüsler, küfler de biyolojik kirlenmeye neden oluyor. Bu kirlenmelerden arınmış besinleri almak zorundayız.”
Prof. İnanç, bir şeker hastasının, kullanacağı besindeki şeker oranını bilmesinin sağlık için gerekli olduğunu belirterek, bunun için de etiketlemenin yaygınlaştırılması gerektiğini bildirdi.
Bir ürünün güvenliği ile kalitesinin farklı şeyler olduğuna dikkati çeken Prof. İnanç, güvenlikten taviz vermenin mümkün olmadığını ancak kalitenin tüketicinin tercihine göre değişebileceğini kaydetti.