Yakın zamanda tanımlanan ve henüz nedenleri hakkında fikir birliğine ulaşılamamış kronik yorgunluk sendromu son dönemlerde sıkça anılıyor. Psikiyatri Uzmanı Dr. Cem Hızlan: “Kronik yorgunluk, belirgin bir zamanda başlayan ve dinlenmekle geçmeyen yorgunluk hissi yanında, endokrin sistemi, savunma sistemi ve kas iskelet sistemini ilgilendiren belirtilerle tanınır. Belirtileri daha çok, endokrin ve metabolizma değişikliklerini ve savunma sistemini ilgilendirdiği için, iç hastalıklarının konusu olarak ele alınır.” diyor ve hastalığa; virüslerin, beslenme, endokrin veya savunma sistemi bozukluğunun neden olabileceğini söylüyor. Kronik yorgunluk belirtilerinin, gerginlikle (stres) bağlantılı olması nedeniyle, durum psikiyatrinin konusuyla da ilgilidir.
Belirtiler
Kronik yorgunluk sendromu; sersemlik hissi, çarpıntı, şişkinlik, sinirlilik, huzursuzluk hissi, kilo kaybı gibi belirtiler gösterir ki bunlar, kolaylıkla gerginliğe bağlanabilecek belirtilerdir. Kronik yorgunluk sendromunun nedenleri arasında, gerginlik doğrudan anılmasa da, dolaylı olarak kronik yorgunluğun bir nedenidir ve çözüm önerilerinde, “stresle baş etmenin önemi” daima vurgulanır. Bunun yanında, sendromun, depresyon ve kaygı bozukluklarıyla karıştırılmaması gerekir.
Kronik yorgunluk sendromu, metabolik sendrom, tükenmişlik sendromu gibi farklı disiplinlerce tanımlanmış sendromların ortak özelliği, ısrarla günlük hayatımıza ve yaşam biçimimize vurgu yapmalarıdır.
Kronik yorgunluk sendromu için, stresle baş etmenin yolları, beslenme alışkanlıkları, uyku düzeni ile ilgili öneriler verilir. Metabolik sendromun, yeme alışkanlığı, günlük hareket ve fiziksel aktivite alışkanlıkları nedeniyle çağdaş yaşama biçiminin bir parçası olduğu ileri sürülür. Tükenmişlik sendromu, profesyonel hayatın doğurduğu yorgunluk ve hayal kırıklıklarıyla ilişkili bir durum olarak tarif edilebilir. Bu sendromların, genellikle iyi eğitimli, gelir düzeyi ortanın üzerinde, çalışan kesimde sıklıkla görülen sendromlar olduğu vurgulanır.
Nedenleri
Çağdaş yaşam koşulları, insanda, sendromların da ötesinde, panik ataklar, depresyon, reflü, esansiyel hipertansiyon, fibromiyalji gibi hastalıkların doğmasına neden oluyor. Sorgulanamaz olarak benimsediğiniz hayat koşulları, yoğun iş baskısı, uzun çalışma saatleri, mesailer, “mükemmeliyetçilik”, ikili ilişkilerdeki esnetilemeyen beklentiler, kişisel zaman ya da kişisel merakların tamamen anlamsız, gereksiz hatta tehlikeli algılanması, çağdaş yaşamın sürekli yorgunluk yaratan nedenleridir.
Dinlenmek ya da stresle baş etmek için:
Kendinizi geliştirin, zihninizi boşaltmaya yönelik egzersizler; yoga ve meditasyon yapın. Günde 12 saat çalışan biriyseniz, egzersiz yapmak, sizi dinlendirecektir. Bunun, dengeli bir yaşam tarzı haline gelmesini beklemek ne kadar gerçekçi olmaktan uzaksa, içinde bulunduğunuz durumun yarattığı fiziksel ve ruhsal belirtileri bir hastalık olarak algılayıp, buna tedaviyle çözüm arayabilirsiniz.
Gerçekçi olansa, yaşamınızı, zaman içinde şekillendirdiğiniz bir bütün olarak kavrayıp, vücudunuzda ve duygularınızda ortaya çıkan olumlu ve olumsuz belirtileri, yaşamınızın göstergeleri olarak benimsemeniz olacaktır. Bu göstergeler, size, yaşamınızda nelerin fazla ve nelerin eksik olduğunu hatırlatmak için var ve bunlara kulak vererek hayatınıza yön verdiğinizde, gerçekten ihtiyaçlarınızı karşılayabilecek dengeli bir hayat sürebilirsiniz.
Beslenme Önerileri
Yorgunluğun pek çok sebebi olabilir. Kansızlık, enfeksiyonlar, karaciğer, kalp ve böbrek yetmezlikleri, vitamin ve mineral eksiklikleri, metabolik bozukluklar (hipoglisemi), hormonal problemler (Hipotiroidi, böbrek üstü bezi yetmezliği), kanser gibi ciddi sağlık sorunlarında, yorgunluk bazen ilk işarettir. Diyetisyen Yeşim Çelik: “Yorgunluk, tekrarlayan ve uzun süren streslerin, uyku problemlerinin, depresyon ve diğer bazı psikolojik sorunların sonucunda oluşabilir. Alkol-sigara kullanımı, yorgunluktan korunmak için kullanılan uyarıcıların ve bazı ilaçların yorgunluk yapabildikleri, daha da önemlisi beslenme yanlışlarının, yorgunluğun başlıca nedenlerinden olduğu biliniyor.” diyor.
Yeterli ve dengeli beslenme, yorgunluğu önlemenin en önemli yollarından biridir. Öğünlerinizde dikkat edeceğiniz birkaç küçük kural, kendinizi zinde hissetmenizi sağlar.
Yorgunluğun temel nedeni, demir eksikliğine bağlı kansızlıktır. Kadınlarda daha sık gözlenen kansızlığı önlemek için; haftanın belirli günlerinde demir içeriği yüksek olan yumurta tüketmeniz gerekir. Haftada 2-3 kez kırmızı et tüketmeniz ve yanında mutlaka demirin vücut tarafından kullanımını artıran C vitamini içeren besinlerle de (Sebze-meyve) bunu desteklemeniz gerekir. Ayrıca, çok koyu çay ve kahve tüketimi, demir emilimini azalttığından, yemekten hemen sonra tüketmeniz önerilmez. Kuru meyvelerin demir içeriği yüksek olduğu için, ara öğünlerde kan şekerinizi dengelemesi açısından tüketmenizde fayda var.