izmir Kuaförler, Manikürcüler ve Güzellik Salonu İşletmecileri Odası Başkanı Sezai Apaydın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kuaförlüğün, hijyen açısından doktorluk kadar önemli, ancak başı boş bırakılmış bir meslek olduğunu belirtti.
Kuaförlerin çevre için zararlı olabilecek, kimyasal maddeler kullandıklarını, bunların çok ucuzlarının tercih edilmesi ya da gerektiği şekilde bunların atıklarının imha edilmemesi durumunda çevre kirliliğine neden olunabileceğini dile getiren Apaydın, kuaförlerin daha sağlıklı, kaliteli hizmet verebilmesi ve çevreye daha duyarlı olması için ''mavi bayrak'' projesi başlattıklarını bildirdi.
Mavi bayrak alınması çalışmasının bir danışmanlık şirketi önderliğinde yürütüldüğünü ifade eden Apaydın, ''Bugüne kadar sadece sahillere, marinalara verilen mavi bayrağı kuaförler olarak çevre bilinci kapsamında almak istiyoruz.
İşbirliği yaptığımız danışmanlık firması mavi bayrak almak isteyen salonların çalışanlarına eğitim verecek ve gerekli kriterler yerine getirilince kuaför salonuna mavi bayrak verilecek. Mavi bayrak, müşterilerin tercihi açısından da önemli olacak'' diye konuştu.
Bu nedenle oda olarak çalışma başlattıklarını ifade eden Apaydın, gerekli kurumlara başvuruda bulunduklarını, sağlık, hijyen ve belli kriterleri yerine getiren kuaförlerin iş yerlerine ''Mavi Bayrak'' asmaya hak kazanacaklarını söyledi.
Apaydın, Mavi Bayrak ile ilgili projelerinin, özel bir danışmanlık firması işbirliğinde yürütüldüğünü, bu firmanın, mavi bayrak almak isteyen salon sahiplerini ve çalışanlarına eğitim vereceğini, Mavi Bayrak kriterlerini yerine getiren salonların bu bayrağı almaya hak kazanabileceğini söyledi.
İzmir'de 5 bine yakın kuaför salonu bulunduğunu, ancak bunlardan yalnızca 2 bin 500 işletmenin odalarına kayıt yaptırdığına işaret eden Apaydın, odalarına kayıt yaptırmayan salonların belgesiz çalıştığını, bu durumun haksız rekabeti artırdığını savundu.
Apaydın, sektörün en büyük sorununun, yeterlilik sahibi olmayan kişilerin salon açmaları olduğuna işaret etti.
SİSTEM EKSİK VE BOZUK İŞLİYOR
Sistemin eksik ve bozuk işlediğini, bu konuda entegre çalışma yapılması gerektiğini savunan Apaydın, şöyle devam etti:
''Maliye'nin, odaların ve salon açılışlarında bizimle birlikte çalışması gerekiyor. Örneğin metropollerde meslek odaları, ihtisas odaları varken, esnaf odalarının meslek gruplarını üye yapmaları doğru değil.
Bir esnaf odasının 800 kuaför üyesi var. Nasıl olabilir? Kuaför bu odaya ne hizmet götürebilir. Ustalık belgeleri olmadığı için ihtisas odasına değil, esnaf odalarına kayıt yaptırmayı tercih ediyorlar. Bu da sıkıntı yaratıyor. Oda başkanı olarak kuaförleri geziyorum.
Çoğu kuaförün maliyeye kaydı var, ustalık belgesi yok. Maliye ve belediye ustalık belgesi istemeden, sanki açılmak istenen bir büroymuş gibi davranıyor, ruhsat ve iş yeri açma izni veriyor. Bu konuda sıkıntımız var.
Odamıza kayıtlı olmayan kuaförlerle ilgili yaptırımımız yok. Yetki istiyoruz. Mesela Mobilyacı adam kızına kuaför açmış. Kızı kuaför değil. Olamaz böyle bir şey.''
Kuaförlüğün işsizliği önlemek adına devletin de arka çıktığı bir meslek olmaya başladığını, meslek liselerinde kuaförlük bölümünün en çok öğrenci alan bölüm haline geldiğini anlatan Apaydın, meslek liselerinin yanında halk eğitim merkezlerine kuaförlük için akın edildiğini, oradan belgelerini alıp dükkan açanların sayısında artış yaşandığını söyledi.
''Oysa oradan alınan belgeler dükkan açmak için yeterli değil'' diyen Apaydın, bu noktada belediyelere büyük görev düştüğünü aktardı. Denetimlerin çok yetersiz kaldığını ve belgesiz dükkan açmanın haksız rekabeti ortaya çıkardığını bildirdi.
Apaydın, şöyle devam etti:
''Oda olarak benim yaptırım gücüm yok. Tüketiciyi uyarmak zorunda kalıyoruz. Ucuz ilanlarla kuaförlere gitmeyin, saçlarınız yanmasın. Ancak bu şekilde uyarılarda bulunuyoruz. Bunların önüne geçmek lazım. Sistemi tamamen baştan yenilemek lazım.
Yaşanır hale getirmek lazım. Bu meslek kolay, bizler nakit parayla çalıştığımız için vatandaşın kolaylığına geliyor. Ancak doğrudan sağlıkla alakalı bir şey. Siz manikür yaptırıyorsunuz, saçınızı boyatıyorsunuz. Sağlık açısından doktorluk kadar önemli bir meslek. Ancak başıboş bir meslek.
Tüm bu olumsuzlukların önüne geçebilmek için bize yetki verilmesi lazım. Bu meslekle alakalı eğitimi, açılışı, dükkanın kapanışı, insanların çalışması, sosyal güvencesi bir bütünlük içinde ele alınması gerekiyor. Bunun için bir komisyon kurulması gerekiyor.
İhtisas odaların görüşlerinin alınması gerekir. Bunlar yapılırsa bu karmaşa çözülecektir. Kadınların da mahkemelerdeki şikayet dosyaları azalacaktır. O kadar çok boya ithal ediliyor ki, 2 liraya saç boyası var.
Bir tarafta 20 lira saç boyası, adam gidiyor 2 liraya boya alıyor, 5 liraya boyuyor. Bu ucuz boyaların kanserojen maddeler içerdiklerini düşünüyoruz. Kuaförlük eğitiminin bu kadar basit olmadığını herkesin anlaması gerekir. Son derece sağlıksız kuaförler yetişiyor.''
AA