Tuz kullanmaktan vazgeçemiyorsanız, deniz tuzuna yönelmelisiniz. Deniz tuzunun kimyasal bileşimi, insan kanındaki tuza çok benzer. Rafine edilen tuzda, sadece sodyum ve klorinden oluşan birleşim kalır ve yararlı mineraller boşa gider. Rafine edilmesi aşamasında tuza eklenen kimyasal maddeler, tuzun verdiği zararı arttırır.
Deniz tuzu, rafine tuza göre daha koyu renkli, hafif nemli ve daha iri tanelidir. İçinde bulunan kompleks mineraller ve biyoelektronik güç sayesinde, vücuttaki alkali ve asit dengesini sağlar. Ağzınızda ilk enzimi harekete geçirir ve yiyeceği parçalayarak sindirime yardımcı olur.
Ancak gereğinden fazla tuz tüketildiğinde vücuttaki sodyum ve potasyum dengesi bozulabilir. Denge bozulduğunda vücut su tutması başlar. Böbrekler de fazla tuzdan kurtulmak için daha fazla çalışmak zorunda kalırlar ki; bu da uzun vadede bazı hastalıklara neden olur. Fazla tuz tüketimiyle yüksek tansiyon arasında bir ilişki olduğu araştırmalarla bulunmuştur.
Yemeklere pişirirken değil, sofrada tuz koyarsanız daha az tuz kullanmış olursunuz.
Her tür konserve ve hazır yiyecekte, ihtiyaç duyduğumuzdan daha çok tuz bulunur. Tüketmememiz gereken yiyeceklerin başında hazır çorbalar, hazır cips ve benzeri yiyecekler, tuzlu çerezler, sos, tereyağı ve margarin gelir. Bunların yerine tuzsuz tereyağı ve sıvıyağlar kullanılmalıdır.
Yemeğin tadına bakmadan tuz eklemeyin. Genelde bu çoğu kişide alışkanlık olmuştur.
Sebzelere, tuz yerine tadını güçlendirmek için taze doğranmış yeşillik, baharat ve limon suyu koyabilirsiniz.