Son 15 gündür Türkiye’de ve özellikle İstanbul’da artan enfeksiyonlardan birinin su çiçeği olduğu ortaya çıktı. Uzmanlar, kuluçka dönemi uzun sürdüğü için hastalığın belirtilerinin geç ortaya çıktığı konusunda uyarıyor. Ayrıca hastalık sırasında asprinden de uzak durmak gerekiyor.
Su çiçeği, iki haftadır ilkokul ve anaokulu öğrencileri arasında artan bir salgın olarak gündemde. Okullar açıldı ve uzmanlar salgının bir süre daha devam etmesini öngörüyor.
Çocuk Gastroenterolojisi Uzmanı Prof. Dr. Ender Pehlivanoğlu, "Grip aşısı yeterince korumayınca mevsimsel gripler ortaya çıkıyor. Şu an mevsimsel grip salgını var. Tabii belli dönemlerde beklediğimiz su çiçeği salgını da başgösterdi. Hastalık bağışıklık sistemi güçlü olmayan ya da aşılanmamış bireyler arasında yayılıyor." dedi.
Hastalığın kuluçka döneminin 2-3 hafta sürdüğünü belirten Pehlivanoğlu, "Üçüncü haftadan itibaren belirtiler çıkıyor. Grip olarak başlıyor, yüksek ateş ve deride sivilceler meydana geliyor. Daha sonra o sivilceler kaşıntı yaratan döküntüler yaratıyor. Çocuk kaşıdıkça yaralar yayılabiliyor. Yaraların kabuklanmasıyla iyileşen bir hastalık. Hastalığın başlangıcı griple benzerlik gösterdiği için doktora gidilmesi şart" diyor.
Dikkat! Her zaman masum değil
Pehlivanoğlu, su çiçeğinin her zaman masum bir hastalık olmadığını önemle vurguluyor:
"Bazı çocuklarda beyine ve iç organlara yayılabilir. Böyle durumlar ölümle sonuçlanabilir."
Hastalık sırasında Asprin almamak gerekiyor. Enfeksiyon sırasında ateş ve ağrıyı kesmek için Asprin tercih edilmesinin son derece yanlış olduğunu vurgulayan Pehlivanoğlu, "Asprin alınması beyin ve akciğerde tahribata yol açıyor. 'Reye sendromu'na yol açıyor." diyor.
Reye sendromu:
Reye sendromu daha çok grip nedeniyle Aspirin ve diğer salisilat içeren ağrı kesici-ateş düşürücü ilaçları alanlarda ortaya çıkan bir durum. Böyle durumlarda karaciğerde yağ birikiyor ve beyin içi basınçta aşırı yükselme meydana geliyor. Bu da ölüme yol açabiliyor.
Komplikasyon oluşturmayan su çiçeğinin iz bırakmadın iyileştiğini belirten Pehlivanoğlu, "Hastalık iz bırakmadan iyileşir. Yaralarını kaşıyanlarda eğer mikrop kaparsa yara, izler kalabilir." diyor.
Tedavisi aşı ve ilaç
Tedavisine gelinçe aşı olmak çok önemli. 13 aylıktan büyük bebeklere aşı yapılıyor. Tek doz aşı yeterli değil, 5-6 yaşlarda yinelenmesi gerekiyor. İlaçla tedavi de uygulanabiliyor.
Pehlivanoğlu, yetişkinler arasında bir salgın öngörmediğini belirtiyor ancak uyarıyor: "Yetişkinler hastalıkla çocukluk çağında karşılaşıyorlar. Bağışıklık kazandıkları için tehlike yok. Ancak bağışıklık sistemi yetersiz olanlarda, kanser tedavisi görenlerde ve hamileler risk altında. Aşı olmaları ya da ilaç tedavisine gitmeleri gerekiyor."