BSK Metropark Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Vedat Nisanoğlu, oruç tutmak isteyen kalp hastalarının, Ramazan öncesinde kurduğu günlük düzenini oruç tutarken de koruması tavsiyesinde bulundu.
Ramazan Ayı'nda oruç tutan kişilerin yeme, içme ve uyku döngüsünde doğal olarak büyük değişiklikler olduğuna dikkat çeken Nisanoğlu, günlük fiziksel aktivite ve ilaç kullanımı alışkanlıklarının da söz konusu dönemde sıklıkla değiştiğini anlattı. Sağlıklı insanlar gibi yaşamaya devam eden pek çok kalp hastasının, her Ramazan geldiğinde oruç tutup tutamayacağını bilmek istediğini kaydeden Nisanoğlu, bu konuda halkın bilgilendirilmesinin de hekim olarak kendilerinin öncelikli görevi olduğunu dile getirdi.
Nisanoğlu, "Kalp hastalığı olanlar, normal yaşamları boyunca ilaçlarını düzenli almak, doğru ve zamanında beslenmek, uyku ve fiziksel aktivitelerini düzenli biçimde yapmak zorundadır. Oruç tutmak isteyen kalp hastaları, Ramazan öncesi kurmuş oldukları günlük düzenlerini, oruç tutarken de korumaya gayret etmeli. Bu kapsamda çoğu kalp hastası oruç tutabilir. Buna karşın, ilaç tedavisine rağmen şikayetleri devam eden hastalar, ağır kalp yetmezliği bulananlar, kalp hastalığıyla birlikte insülin bağımlısı
şeker hastalığı olanlar, ciddi ritim problemi bulunanlar, günde 3 veya daha fazla öğünde kalp ilacı kullanması gerekenlerin oruç tutmamasını öneriyoruz" dedi.
Son birkaç ay içerisinde kalp ameliyatı olanlar veya kalp damarlarına girişimsel müdahalede bulunanlarda da iyileşme süreci tamamlanmadığı için oruç tutmalarının sakıncalı olduğunun altını çizen Doç. Dr. Nisanoğlu, oruç tutmak isteyen kalp hastalarının dikkat etmesi gereken hususlarla ilgili açıklamalarda da bulundu. Kalp hastalarının oruç tutma konusunda hekim görüşünü alıp, ilaç saatlerini iftar ve sahur arasında olacak şekilde yeniden ayarlamaları önerisinde bulunan Nisanoğlu, bunun yanında ilaçların
aksatılmaması ve ilacın hekimden habersiz kesilmemesi uyarısını yaptı.
Kalp yetersizliği olan hastaların tedavilerinin bazen iftar ve sahur arasını kapsayan zaman dilimi için sınırlandırılamayacağına işaret eden Vedat Nisanoğlu, "Bu durumda hasta, doktorunun önerileri çerçevesinde hareket etmeli ve eğer doktoru izin vermiyorsa oruç tutmamalı. Sıcak havalarda su kaybını azaltmak için gündüz saatlerinde açık alanda fiziksel aktivitelerden kaçınılmalı. Günlük egzersizlerini iftardan sonra yapmalı. Her gün aynı saatte an az 6-8 saat uyunmalı, uykundan da asla kaçınılmamalı"
diye konuştu.
İftarla birlikte bol miktarda sıvı alınmasının, vücut sıvı ve elektrolit dengesinin korunmasına yardımcı olacağını vurgulayan Nisanoğlu, sahur vakti sıvı kaybını arttırabilecek çay ve kahve gibi içeceklerin aşırı tüketilmemesi, bunların yerine su, soda, ayran veya meyve suyu tercih edilmesini önerdi.
Normal günlerde uyulması gereken diyet programına Ramazan ayı boyunca da devam edilmesini isteyen Nisanoğlu, sık sık tansiyonun ölçtürülmesi ve oruç için yeniden düzenlenen ilaçların alınmasına rağmen, kan basıncının yüksek seyretmesi halinde de mutlaka hekime başvurulması gerektiğinin altını çizdi. Doç. Dr. Vedat Nisanoğlu, oruç boyunca öğün sayısının arttırılması, öğünlerin de iftar, bir veya iki ara ve sahur olarak 3-4 öğüne yayılması, besinlerin iyi çiğnenmesi, ağır yağlı ve kızartma yöntemiyle
yapılan yemeklerle tuzdan ve baharattan zengin yiyeceklerden kaçınılmasını da tavsiyelerine ekledi.
memurlar.net