Mü’min, bereketli toprak gibidir, yağan yağmuru emer ve etrafının yemyeşil gümrah olması için vesilelerle doludur. Hayata bakışı, yürüyüşü, tepkileri ile bir mü’min Rahmanî esintilerin, peygamberî davranışların en mükemmel timsalidir.
Mü’min, hayatın bir imtihan olduğunu peşinen kabul eden kişidir. Bilir ki, her nimet şükür, her musibet sabır ister.
Hayatın lezzetleri olduğu gibi acıları da vardır. Bu yolda düzlükler olduğu gibi yokuşlar ve inişler de vardır.
Hastalık-sağlık, gençlik-yaşlılık, hürriyet-esaret, zenginlik-fakirlik halleri imtihan terazilerinin kefelerini oluşturur. Bazen işler hep rast gider. Siz istemeseniz de işleriniz yolunu bulur, ummadığınız yerlerden imkanlar ve fırsatlar sizi kuşatır.
İşte mü’min o an şükür secdelerine kapanır ve “küfran-ı nimet”e düşüp de isyan edenlerden olmaktan korkar. Yine, bir musibet anında hemen kendini toparlayıp, “Bu da geçer Yâ Hû” deyip, musibeti göndereni, kendisini imtihan edeni, bu musibetteki şahsi hatalarını düşünür teselli bulur.