Beni tanıyor musun ya da seni tanıyor muyum?
Birini tanımak demek ne demek?
Adını, soyadını, adresini, sevdiği/sevmediği yemeği,arabasını,işini,evini, ailesindeki fertlerin isimlerini tek tek bilmek demek mi?
Bunlar bizim ortaokul ve lise yıllarındayken yaptığımız anı defterlerimizdeki sorular ve cevapları gibi oldu...
Birini neden tanımak isteriz ki,hiç düşündünüz mü?
Hele ki şu dipsiz,anlamsız dünyada, akıp giden zamansız zamanlarda...!
Neden uğraşasınız ki birini tanımak için,nedeniniz ne olabilir o kişiyi tanımak için
Hiç hoşlanmadığınız birinin adını aklınızda tutar mısınız?. Karşınıza geçer,anlatır da anlatır ,dinlemezsiniz bile, ilgilenmezsiniz. Umurunuzda değildir çünkü.
Oysaki umursadığınız biri,meraksal duygularınızı kemirmeye başlamıştır..
Güzel olduğu kadar bazen de zararlı bir şey bu merak.
Birinin sizi tanımak istemesiyse çok daha güzeldir.
Anlamak istemesi,dinlemesi,öğrenmesi ise gerçekten ayrı bir güzelliktir...
Değerli bir şey, eminim bundan,sizde olun.
Birisi çıkıp o değerli vaktini, enerjisini, sabrını bunun için size ayırıyorsa, bu çok güzel ve özeldir.
Umursanıyor, seviliyor, değer veriliyorsunuz demektir.
Birini tanımaya başladığınızda;
Bir şey yaptığında, o an neyi/kimi düşünerek yaptığını bilirsiniz..
Olaylar karşınsında nasıl davranacağına,olaylara nasıl tepki vereceğine dair fikirlerde bulunursunuz çekinmeden..
Neleri sevip neleri sevmediğini, nedenleriyle birlikte bilirsiniz,hiç tereddütsüz..
Nelere üzülüp nelere sevineceğini bilirsiniz.
Mimiklerinden tutunda,sözcüklerine,sıkıştırdığı sözcüklerinin sırasına, tonlamasına kadar herşeyi tahmin edebilirsiniz.
Sessizliklerinin sebebini sessizce anlayabilirsiniz.
Bir insana, eşyaya, doğaya,resimlere vs. baktığında neler düşünüp ,hissettiğini iyi ya da kötü tahmin edebilirsiniz.
Yaşadığı acı/ tatlı anlarından, anılarından ona nelerin kaldığını,kaybettiklerini bilirsiniz.
Geçmişini/bugünü bilmek demektir.
Acılarını/sevinçlerini bilmek demektir.
En gıcık hallerini, en komik, en katlanılmaz, en iyi yönlerini bilmek demektir.
Listeyi uzattıkça uzatabiliriz tanıdığımız kişiye dair..
Bu listedeki "bilmek" demekler yalnızca konuşmakla olur,sessizlikle değil...
Her insanın kendine göre duvarları vardır,kalın/ince ya da hiç yoktur..Konuşmak için,tanımak için önce duvarlarımızda pencereler açarız,sakin ve sıkılmadan,utanmadan,zayıflıklarını ve zaaflarımızı göstermekten çekinmeden konuşmaya başlayarak ..
"Bir şeyin hakkıyla sevilmesinin tek yolu, sevilen şeyin adamakıllı tanınmasıyla mümkündür" demiş Da Vinci.
İnsanları tanıdıkça seversiniz ya da hiç sevmezsiniz.
Sevilip sevilmeyeceğinizi baştan bilmek en doğrusu ve en iyisi... Sonradan öğrenince acı sonuçları olabiliyor;ağzınıza attığınız acı biber yalnız dilinizi değil bütün bedeninizi yakabiliyor...
Duvarlarımız var dedik ya,işte o duvarları kaldırdığımızda karşımıza iki ihtimal çıkıyor;ya dolu dolu sevileceksiniz ya da hiç sevilmeyeceksiniz..
Bunu bilmek iyi mi peki?
Her halükarda iyidir . Eninde sonunda o duvarların arkasını göreceğimiz için bunun daha başında olması çok iyi..En azından görür ve bilirsiniz ki, yola ona göre devam edersiniz..
Birini tanımak,sevmek, çok emek gerektiren,fedakarlık gerektiren bir şey.Sevmeye ve tanımaya değer birini görürseniz, hiç tereddüt etmeden denemeye kalkışın. Değmeyeceğine inanıyorsanız , vaktinize de size de yazık olur.
Deniyor da başaramıyorsanız, az biraz daha deneyin,ama yırtınmayın tanımak için.
Gücünüz ve sabrınız ölçüsünce tanımaya ve sevmeye çalışın...
Karşınızdaki inatla ve ısrarla tanımanıza izin vermiyorsa, engel oluyorsa eee bırakın artık, ZORLA MI !
alıntı