Gizemli bir kadındı, dudaklarının arasında külü uzamış sigarası, simsiyah kirpikleri, ve özellikle parlayan gözyaşları çok uzaktan farkediliyordu. O yaşlar, bir tuval gibi olan yüzüne, yavaşça, boynuna kadar uzayan grimsi hatlar çiziyordu. Böyle kadınlar her zaman barın en tenha yerlerinde olurlardı. Tek başlarına, kafalarını hiç kaldırmadan, ya önlerindeki içkiye gözlerini dikerlerdi ya da ara ara çevreyi amaçsız ve umutsuzca gözleyip tekrar kadehlerine yönelirlerdi...

... dudakların arasından o an çıkabilecek tek bir söz vardı - bir içki daha lütfen - ve.. gece kararmaya devam ediyordu saatler ilerlemeye,yeni bir günün sarhoşluğuna hazır kadın sandalyesinin ucundan tutunup kalkmaya çalışıyor biraz tutunarak güçlüklede olsa bunu başarabiliyordu..
Barın kapısından adımını atan kadın dışarıdaki boğaz manzarasını görünce gözlerindeki o şaşkınlık o parlaklık görülmeye değerdi. derin bir nefes alıp elindeki yarı sönmüş sigarasını atıp boğaza doğru yürüdü.
biraz zorlukla boğaz kenarına yürümeye çalışan kadın kendisine en yakın bulduğu bir masaya oturdu.. ve kısık bir sesle - 1 kahve lütfen - diyerek kendini boğaz manzarasının akışına bıraktı.. çok geçmeden kahvesinden 1 yudum alan kadın yine derin bir nefes alarak kendini nefesindeki boşluktan alıp yeni bi hayalle yeni umutlara yol verir. Kahve biter.. kahvenin ve boğaz manzarasının kadına verdiği güç olsa gerek hemen ayağa kalkıp boğaz kenarında yürümeye başlar..
boğaz o gün kendinesine başka bir güzel gelir sanki ilk kez görüyormuş gibi yürürken aldığı haz ona güzel hayaller kurmaya yeni bir hayatın başlangıc hissini vermeye yetecektir....