pordon çok şey kopyalamışım yöneticilerimden rica etsem düzeltir misiniz?
c i m i
"Ben çocukken annem bana hep hayatın anahtarının mutluluk olduğunu anlatırdı. Okula gitmeye başladığım zaman, sınavda bana "Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" diye sordular. Ben de onlara "Mutlu olmak istiyorum" diye cevap verdim.
Onlar bana, soruyu anlamadığımı söylediler. Ben de onlara, asıl onların hayatı anlamadıklarını söyledim. "
John Lennon
Ali 3. sınıfa giden zeki bir çocuktur.
Bir gün öğretmeni Ali'ye 'Siyaset' nedir d......iye sorar.
Ali düşünür ama o çocuk aklıyla cevap veremez.
Eve gider kitaplara bakar ama hiçbir şey anlayamaz.
O da babasına sormaya karar verir.
-Baba, Siyaset nedir ?
-Baba düşünür.Ali'ye uygun bir yolla anlatmak ister.
-Bu evde parayı getiren kim oğlum ?
-Sen...
-Ben kapitalist rejimim.
-Peki, parayı alıp bizim yiyecek içecek ve giyecek gibi ihtiyaçlarımızı karşılayan kim ?
-Annem...
-O da hükümet.
-Peki, küçük kardeşinle kim ilgileniyor?
-Dadım...
-Dadın işçi, kardeşin gelecek, sen de halksın o zaman.
Ali her şeyi not alır ve uyur.
Gece garip seslerle uyanır.
Bir de bakar ki kardeşi ağlıyor.
Yanına gidince altına pislediğini anlar.
Hemen annesini kaldırmaya gider.
Ama ne yaparsa yapsın anne kalkmaz.
Bu arada salondan gelen sesleri merak eder ve salona gider.
Babasıyla dadısını uygunsuz yakalayan Alinin ağzından aynen şu kelimeler dökülür:
—Kapitalist rejim işçiyi sömürüyor, hükümet uyuyor, gelecek bok içinde, halk ne yapsın![]()
![]()
![]()
ALL İS WELL
Osman amcanın hanımı, dayak yiyip memleketteki anasının yanına
gitmiş ve epey za...mandır gelmemiştir.
Cep teflonuyla yaptığı çağırma istemlerine cevap alamayan Osman
amcanın; çamaşır, bulaşık, yemek, temizlik ve çocuklarla uğraşmaktan
takadı tükenmiştir. Kadınını son kez çağırmak için telefona
sarılmış, ancak anasının yanından gelmek istemeyen kadın, telefona
cevap
bile vermemiştir.
Bunun üzerine Osman amca mesaj atmaya karar vermiştir.Mesajdan 1
saat sonra evin kadını kapıda yeşermişdir..
> > > İşte o mesaj;
Kadınım bu sağa son mesajım.
Bebelerinen evde oturup ağlarım.
Çamaşır, bulaşık tarih yaptı.
Kadınım ben bu işlerden ne ağnarım.
Bi tokat salladım değmedi bile,
La bok mu var babağan evinde.
Ula ne bilinmez bir avradmışşın,
Bebelerinen beni mevlam gayırsın.
Arkadaşın Hatçe yan yan bakıyo.
Üzelme Osman abi deyiveriyo,
Bebelerin başını okşayaraktan,
Kendi düşen ağlamaz deyip gülüveriyo.
Bugün geliverdi zabahın köründe,
Vallaha bi gecelik vardı zillinin üzerinde.
Bulaşığa daldı, çamaşırı yıkadı,
La kadınım bak göğnüm çok daraldı.
Bebeleri banyoya sokup yıkayıverdi.
Osman abi sende gir, keseleyim diyiverdi.
Bende büğün olmaz yarın diyiverdim,
La kadınım sağa bir şans daha verdim.
Zabaha kadar geliyosan gel eve,
Vallahi gelmezsen böyük tehlike.
Hatçe bekliyor elinde kese,
Vallah keseynen kalsa keşke.
benimkiler de ramazan gibi face den
ALL İS WELL
bu çok güzeldi teşekkürler
Gözlerimi kör et kulaklarımı sağır,
Nefsime değil aşkına kul et beni,
Tövbe ateşinde yak küllerimi savur,
Rabbim sakın bırakma sımsıkı tut ellerimi.
Adamın biri doktora gitmiş, oturmuş derdini anlatıyor:
- Doktor bey, benim sağ gözüm çok ağrıyor.
- Ne zaman ağrıyor peki, sürekli mi?
- Hayır doktor bey sürekli değil, çay içtiğim zaman çok ağrıyor.
- Çay içmekten göz ağrırmıymış canım sende...
- Bilmem ki ne zaman içsem ağrıyor doktor bey.
- İyi peki, hemşire hanım bize iki çay getirmelerini söylermisiniz.
Çaylar gelir ve karşılıklı içmeye başlarlar.
Adam çayı içtikçe offf der, çıkarmadığı çay kaşığı her seferinde adamın gözüne batar.![]()
c i m i
"Ben çocukken annem bana hep hayatın anahtarının mutluluk olduğunu anlatırdı. Okula gitmeye başladığım zaman, sınavda bana "Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" diye sordular. Ben de onlara "Mutlu olmak istiyorum" diye cevap verdim.
Onlar bana, soruyu anlamadığımı söylediler. Ben de onlara, asıl onların hayatı anlamadıklarını söyledim. "
John Lennon
Adamın işi varmış, Ankara'ya gidiyormuş, tam uçağa binerken kulağında bir ses :
-Binme, bu uçak düşecek! demiş.
Dönmüş, bakmış, kimse yok, ama içine de bir kurt düşmüş, binmemiş.
İkinci uçağı beklerken kara haber ulaşmış :
-Uçak düştü kurtulan olmadı!
Koşmuş Haydarpaşa'ya, bilet almış, tam trene binecek, aynı ses kulağında :
-Binme bu trene, raydan çıkacak!
Dönmüş, bakmış yine kimse yok, trene binmemiş, gelmiş eve, sabah gazeteyi açınca tüyleri ürpermiş :
-Tren Eskişehir'de raydan çıktı şu kadar ölü, şu kadar yaralı...
Allah'a şükretmiş, koşup otobüse bilet almış, tam binerken yine o ses :
-Bu otobüse binme, freni patlayacak!
Dönmüş yine kimse yok! Dayanamamış, bağırmış :
-Sen kimsin yahu?
-Ben senin iyilik meleğinim!
Adam iyice kızmış :
-Ulan evlenirken neredeydin![]()
"Mutluluk, herkes gibi yaşarken kimse gibi olmamaktır."
ATEİST
Ateist bir adam bir gün ormanda geziyor ve etrafindaki güzelliklere bakiyormus. ..."Evrim ne özellikler yaratiyor!" diye düsünüp mest oluyormus. Birden arkasinda kocaman bir ayi belirmis ve onu kovalamaya baslamis. Adam bütün gücüyle kaçiyormus ama her arkasina bakista ayinin daha yaklasmis oldugunu farkediyormus. Dakikalarca süren bir kaçisin sonunda adamin ayagi yerdeki dala takilmis, ayi adamin üzerine atlamis, pençesini kaldirmis. Tam vurmaya hazirlanirken adam "TANRIM!!!" diye bagirmis.
Bir anda zaman durmus, ayi donmus, ormandaki nehir bile akmaz olmus. Bir anda orman kararmis ve gökyüzünden bir isik hüzmesi adamin üzerine parlamis. Çok derinden gelen ilahi "Yillarca bana inanmadin,yaratilisi kozmik bir kazaya bagladin, sana bu durumda yardim etmemi mi istiyorsun? Seni sevgili bir kulum mu saymaliyim?" demis. Adam utanç içinde: Biliyorum bunca yildan sonra dindar biri olmayi istemem haksizlik,ama belki AYIYI dindar yapabilirsiniz." demis. Ses: Peki." diye karsilik vermis ve isik kaybolmus. Nehir tekrar akmaya baslamis.dönmüs. Ayi pençesini indirmis, iki pençesini de göge dogru çevirmis, ve konusmaya baslamis:
"Tanrim, senin rızkınla orucumu açıyorum, hamdolsun verdiğin nimetlere." ...!=)
ALL İS WELL
Adamın biri otele gitmiş. 'Bana bir oda lütfen' demiş. Bugün çok yorgunum sabaha kadar rahatsız edilmek istemiyorum diyerek odasına çıkmış. Neyse tam yatacakmış ki birde ne görsün? Yatağın ortasında bir pire. Hemen görevliyi çağırmış 'bu ne' demiş görevliye. Görevli bakmış 'pire efendim ama ölmüş birşey olmaz efendim siz uyumanıza bakın' demiş. Sabah olmuş görevli 'nasıl efendim rahat uyuyabildiniz mi?' 'Sorma hani o ölü pire vardı ya cenazesi bir kalabalık oldu bir kalabalık oldu beni sabaha kadar uyutmadılar...![]()
c i m i
"Ben çocukken annem bana hep hayatın anahtarının mutluluk olduğunu anlatırdı. Okula gitmeye başladığım zaman, sınavda bana "Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" diye sordular. Ben de onlara "Mutlu olmak istiyorum" diye cevap verdim.
Onlar bana, soruyu anlamadığımı söylediler. Ben de onlara, asıl onların hayatı anlamadıklarını söyledim. "
John Lennon
Delikanlı küçük kasabasından çıkıp sehrin en büyük marketinde işe başvurur. Burada her şey ama her şey satılmaktadır.
Patron sorar:
- Daha önce hiç satıcılık yaptın mı?
- Evet, kasabadaki tek markette çalışmıştım.
Patronun gözü çocuğu tutar:
- İyi, yarın başlıyorsun.
Ertesi gün akşam olur ve patron çocugu karşısına alır:
- Evet, bugün kaç satış yaptın?
- Bir!
- Ne! Bir mi? Diğerleri 20-30 satış yaptılar. Nasıl bir tane olur? Kaç dolar tuttu peki?
- 320.334 dolar tuttu.
Patron şaşırır:
- Nasıl becerdin bunu?
- Adama basta küçük boy bir olta, sonra orta boy ve sonra da büyük boy bir olta sattım. Adama nerede balık tutacağını sordum. Kıyıda deyince bir tekneye ihtiyacı olduğunu söyledim. Tekne bölümüne indik ve çift motorlu, yelkenli, lüks bir yat sattım. Vosvosuyla bunu çekemeyecegini söyleyince son model 4x4 bir jeep de sattım.
Patron şoka girmiştir:
- Ne diyorsun, bütün bunları bir küçük olta almaya gelen bir adama mı sattın?
Genç satıcı cevap verir :
- Yoo aslında karısı için kanatlı ped almaya gelmişti... Ben de ona söyle dedim:
"Hafta sonun mahvolmuş, sen en iyisi balığa git."
.....
....
...
..
.