Kırılıyorum yavaş yavaş, adım adım, siline siline kırılıyorum…
Yağmur damlaları gibi, gün ışığı gibi, ıssız bir çığlık gibi parçalanıyorum…
Dolup taşıyorum, başlayıp bitiyorum, tam sona ulaştım derken bir kez daha baştan kırılıyorum.
Anlayamıyorum çabasız kalıyorum, düştüğüm yerden devam ediyorum…
Ne varsa üstümden eksilen kaldığı yerde kalanlara bırakıyorum.
Ben kendimi biliyorum, sevip sevip kırılıyorum…
Gülüp gülüp kırılıyorum, yazıp çizip, okuyup söyleyip ama en çok susarak kırılıyorum.
Kimse bilmeden ağlıyorum, kimse görmeden inanıyorum ve yine kimse bilmeden kırılıyorum.
Yüreğime buzdan setler çektim geleni geçeni elimde bir mumla oradan seyrediyorum…
Bir kaç ümit, bir iki umut toplamıştım zamanında onları biriktiriyorum
Günü geldiğinde çıkartıp en ümitli yerimden kırılıyorum umutsuzluklarımla…
Sonra bir kez daha bir kez diyorum, her şeye yeniden, yeni baştan en sondan başlıyorum.
Hasretten yapılma çakıl taşlarının olduğu bir sahilde yürüyorum…
Tam kavuşmalarımla kucaklaşırken hoyrat bir rüzgara çarparak üşüyerek kırılıyorum…
Parça parça bölünüyorum her parçamı ayrı topraklara ekerek büyüyorum
ve tam oldum derken verimsizleşerek kırılıyorum
İnsanlar tanıyorum azını sevip çoğundan nefret ediyorum
Aslında ben onlar olmadan da yapabiliyorum…
Ama nedense hiç anlamadan bir anda yine onların avuçlarında en derinden kırılıyorum…
Kırılıyorum belki nedensiz belki bilmeden belkide kasıtlı…
Anlayarak isteyerek haykırarak ama her seferinde bir yerlerimde derin yaralar açılarak kırılıyorum.
Kırılıyorum ve kırıldıkça bileniyorum keskinleşiyorum
Tam bittim derken en çok olduğum yerden çoğalıp diriliyorum
ve ben kırılmaya devam ediyorum
Çünkü kırıldıkça kendi savaşımın kahramanı oluyorum biliyorum ….
Kırılmak benim isyanım ve onu herkesten farklı yaşayarak kırılıyorum.
Ve ben alıp başımı gidince akşamları
İçinde yorgun düştüğüm bahçemden dışarı,
Biliyorum; her yol götürür beni o yöne
Yaşanmamış hayatların tersanesine...
Yaşamı boyunca herkes 'birini' bulur ;
Ama 'birbirini' bulmak çok az insana nasip olur !
Ve ben alıp başımı gidince akşamları
İçinde yorgun düştüğüm bahçemden dışarı,
Biliyorum; her yol götürür beni o yöne
Yaşanmamış hayatların tersanesine...