Dibini görmediğin suya atlamadığın gibi, Sonunu bilmediğin sevgiye teslim etme kendini.
Dibini görmediğin suya atlamadığın gibi, Sonunu bilmediğin sevgiye teslim etme kendini.
Ve ben alıp başımı gidince akşamları
İçinde yorgun düştüğüm bahçemden dışarı,
Biliyorum; her yol götürür beni o yöne
Yaşanmamış hayatların tersanesine...
'Seni uzaktan seviyorum...' diye düşündü erkek içinden.
'Yaklaşmadan, anlatmadan, anlaşılmadan....
Ben seni beklentisiz seviyorum.
Hiçbir şey ummadan, talepte bulunmadan, hayal bile kurmadan.
Kendi içimde taşıdığım sessiz sedasız bir sır bu.
Ben belki de senden çok bu sırrı seviyorum.'
'Seni uzaktan seviyorum....' diye geçirdi kadın içinden
ve başını çevirdi.
Bakmadı bile ondan yana. Bakması gerekmedi.
Uzaktan sevmek daha güzeldir bazen.
Ne incitir, ne acıtır. Ne yaralar ne kanatır.
Gözlerinle görmediğin ama sesini duyduğun,
Varlığıyla huzur bulduğun bir denizin
Yakınında yürümek gibidir böyle sevmek...
Uzaktan sevmek en güzelidir bazen."
Elif Şafak
* Tuttum, taa içime oturttum seni...
Sevmeye layık olmayanı hatırlayarak değerli etme!
Dönmek mi istiyor, bir şans daha verme.
Unutma; sevgi yürekli olana yakışır.
Şems-i Tebrizi
Ve ben alıp başımı gidince akşamları
İçinde yorgun düştüğüm bahçemden dışarı,
Biliyorum; her yol götürür beni o yöne
Yaşanmamış hayatların tersanesine...
"Yeni tanıştığın bir insanın gülümsemesine bak.
Gülümsemesi güzelse iyi bir insandır..."
Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
Ve ben alıp başımı gidince akşamları
İçinde yorgun düştüğüm bahçemden dışarı,
Biliyorum; her yol götürür beni o yöne
Yaşanmamış hayatların tersanesine...
Hayat bugündür.. Oysaki düşündüğümüz hep yarın…
Ömrümüz sürekli bir şeyleri yarına ertelemekle geçiyor..
Hayallerimizi, umutlarımızı, sevgi sözlerimizi...
Affetmeyi, inandıklarımızı gerçekleştirmeyi hep yarına erteliyoruz...
Ama bir şeyi unutuyoruz...
Neyi mi? ....
Yaşanacak kaç yarınımız olduğunu bilmediğimizi, akıl etmeyi...
* Tuttum, taa içime oturttum seni...
Hiçbir insan öylesine girmiyor hayatımıza,
Kimileri imtihan, kimileri armağan...
Ve ben alıp başımı gidince akşamları
İçinde yorgun düştüğüm bahçemden dışarı,
Biliyorum; her yol götürür beni o yöne
Yaşanmamış hayatların tersanesine...
Bir kadın güçlüdür aslında hatta erkeklerden çok daha güçlüdür ama ister ki, erkeğin gücü kendisine huzur versin
Pencerene sığdığı kadardır gökyüzü..
Ölür gibi sevmeyeceksin işte…
Önce ufak ufak gidişlerini izlersin, isteyerek kaçar gibi..Sözler bahane, kelimeler suçlu olur…Ceza mı…?…..En ağırı; yürek darmağın..
Adım adım sevginin parçalanmış sokaklarında ,aşkın soğuk halkası boynum da…Öldürmez derdim hep..Nerden bilirdim..Ayaklarımın altındaki sehpaya ilk sevdiğim vurmuş…Hepsi ihanete adanmış birer intihar müsvettesi..
Oysa….
Ne çok istemiştim gözlerinin kahvesinde kırk yıl hatırımın olmasını…..Her gün sana uyandığım da, aynı sokak da karşılaşmanın hazzını iliklerimde hissetmeyi..Hani bakkal Rahmi amca vardı, onu her gördüğümde...
”Günaydın, Yine erkencisin Rahmi amca” der, senin gelmenin nerdeyse yıllar geçiyormuş düşüncesiyle durakta beklerdim…Yan taraftaki büfenin önündeki gazete başlıklarını tekrar tekrar okurdum…Sanki saatler geçiyormuş gibi…Senin gelişin başkaydı..Ayrı hava sarardı, gülüşünle ısınır, elimi tuttuğun da, bırak gelmesin hiç o otobüs..
Şimdi bakıyorum da o sokak aslında, kaldırım taşları sökülmüş, dağınık her zaman ki sokaklardan işte..Rahmi amca hiç genç değilmiş..Yaşlı bitkin hayattan beklentisi olmayan ben gibiymiş…..O durak var ya; sonbahar da yapraklarını dökmüş çıplak ağaçlar gibi…Yüzler çok yabancı…
Artık…
Çok üşüyorum biliyor musun…Sonbahar çok vurdu beni, gidişin gibi.
* Tuttum, taa içime oturttum seni...
Öyle zamansız geliyorsun ki aklıma,bıçağın bıçağı bilediği gibi.
Ve öyle zamansız özlüyorum ki seni,bıçağın kemiğe dayandığı gibi.
-Elif Şafak-
Ve ben alıp başımı gidince akşamları
İçinde yorgun düştüğüm bahçemden dışarı,
Biliyorum; her yol götürür beni o yöne
Yaşanmamış hayatların tersanesine...
"KİNCİ olma cancazım, keskin sirke küpüne zarar verir unutma ama kendine yapılanı unutup, ders almayacak kadar da SAF olma..."
FREUD AMCAN
Ve ben alıp başımı gidince akşamları
İçinde yorgun düştüğüm bahçemden dışarı,
Biliyorum; her yol götürür beni o yöne
Yaşanmamış hayatların tersanesine...