Albert Einstein’ın; Bir kişi günde 15 dakika bir konuda çalışırsa bir yılda o konuda uzman olur, 5 yıl çalışırsa ülke çapında bir uzman olur
Uzmanlar tarafından yapılan araştırmalara göre beynimiz yaklaşık bir milyar nörondan (sinir hücresi) oluşuyor.
Bilgilerin nöronlara yüklenebilmesi öğrenmedir. Nöronlara yüklenen bu bilgilerin bulundukları yerden çağrılabilmesi ise hatırlama dediğimiz süreçtir. Nöronlara yüklenmiş olan bilgi kümeleri arasında bağlantının oluşması zekayı ortaya çıkarır. Hafıza, öğrenebilmeyi ve hatırlamayı bilmeyi kapsar.
Vücut hücrelerimizin önemli bir bölümü belirli bir süre içinde ölmekte ve yerlerine yenileri yapılmaktadır. Beyin hücreleri ise varlıklarını sürdürmektedir. Çocukluğumuzdan kalma birçok bilgiyi hatırlamamızın nedeni de budur. Beyin hücresinin ölmesi demek onun taşıdığı bilginin ömür boyu kaybedilmesi demektir.
Beyin kapasitesi beyindeki nöron sayısı ve bu nöronlar arasındaki bilgi iletebilme yoğunluğu demektir.
Beynin ihtiyaç duyduğu en temel iki kaynak oksijen ve glikozdur. Bol oksijen beynin etkili çalışmasını sağlar ve beyin etkili çalışmaya devam ederse etkinlik derecesi sürekli artar. Glikoz ise doğru beslenme ile karşılanır.
Öğrenmeyi geliştirmek için belleği de geliştirmek gerekmektedir. Bu yeteneklerimizi geliştirmenin ilk yolu beynimizi korumaktır. Beynimizi etkileyen en olumsuz etkenler, beyin hasarı ve strestir. Yorgunluk ve uykusuzluk da beynimizi etkileyen faktörlerdendir. Günde 7 saatten az uyumak beynin, öğrenme, bellek ve dikkat gibi işlevlerini yavaşlatmaktadır. Yaşantımızdan stresi bütünüyle atmak mümkün olmasa da en aza indirmek için çaba göstermemiz gerekmektedir.
Uzmanlara göre; olumsuz düşünceler beynin büyük düşmanlarındandır. Gelecekle ilgili sürekli olumsuz tahminlerde bulunmak, sürekli genellemeler yapmak, kendini aşırı suçlamak gibi düşünceler beynin işlevlerini yavaşlatıp azaltmaktadır. Fiziksel ve ruhsal rahatlama ise beynin kapasitesini artırarak hafızayı kuvvetlendirmektedir. Beyni olumsuz düşüncelerden arındırıp rahatlamak için önerilen başlıca yöntemlerden en önde gelenleri spor yapmak, müzik dinlemek ve müzik aleti çalmaktır.
Beyni geliştirmenin en iyi yöntemi onu çalıştırmaktır. Aynı kaslar gibi beyin de çalıştıkça gelişmektedir. Beyin çalıştıkça, yeni şeyler öğrendikçe nöronlar arasında yeni bağlantılar oluşur. Uzun süre öğrenme sürecine ara verildiğinde beyindeki bazı bağlantılar kaybolmaya başlar. Buna bağlı olarak da öğrenme güçleşir ve bellek zayıflar. Uzun süre kitap okumayan bir öğrencinin ders çalışmaktan soğuması ve okulun açıldığı ilk haftalarda zorlanması, nöronlar arasındaki bağlantıların kaybolmasına bağlıdır. Her gün az da olsa yeni bilgiler öğrenmek beyni geliştirmektedir.
Güçlü bir hafızaya sahip olabilmek veya hafızamızı güçlendirebilmek elimizde. Yapmamız gerekenler özetle;
a-) Dengeli beslenmek,
b-) Sağlıklı bir yaşam,
c-) Hayatımızdaki stresi en aza indirmek,
d-) Okumak, araştırmak, bulmaca çözmek ve beynimizi yavaşlatan unsurlardan uzak durmaktır.