İsminizin Anlamı Nedir Bakın Öğrenin :)


             

Ä°letiÅŸim


 05xx xxx xx xx


vbnetron


[email protected]

×

İsminizin Anlamı Nedir Bakın Öğrenin :)

Like Tree4Likes

Konu: İsminizin Anlamı Nedir Bakın Öğrenin :)

  • #1
    LL_MeraL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    18.Mart.2009
    Nereden
    Bursa ;)
    Mesajlar
    2,166
    @LL_MeraL



    İsminizin Anlamı Nedir Bakın Öğrenin :)





    ABAY : Hünerli.
    ACAR : Becerikli,atılgan
    ACUN : Dünya,varlık
    AKAY : Beyaz ay, dolunay
    AKEL : Dürüst, güvenilir
    AKGÜN : Mutlu,sevinçli gün
    AKIN : 1.Arkası kesilmeyen bir geliş durumunda olmak. 2.Baskın.
    AKTAÇ : Beyaz taç,gelin tacı
    AKTAN : Aydınlık gece
    ALİ : Yüce,ulu
    ALİCAN : Candan,cana yakın
    ALİŞAN : Şanı şerefi en yüksek olan
    ALKAN : Kızıl kan
    ALKIN : Sevdalı,aşık
    ALP : Kahraman,cesur,savaşçı
    ALPAR :Yiğit,cesur
    ALPASLAN : Aslan gibi cesur,savaşçı beyi
    ALPTUĞ : Yiğitlik simgesi.
    ALPER : Yiğit insan, yiğit erkek.
    ALPEREN : Yiğit ve ermiş kişi.
    ALPHAN : Yiğit,hükümdar
    ALPTEKİN : Tek yiğit,prens
    ALTAN : Sabah güneş doğarkenki zaman
    ALTAY : Orta Asya'da Tanrı dağı,bir Türk boyu
    ALTUĞ : Kızıl tuğ, al renkli.
    ANIL : Amaç, erek, hatırlanmak.
    ANDAÇ : Armağan,hediye
    ARAL : Takımada,sıradağlar.
    ARCAN : Saf,temiz
    AREL : Temiz,dürüst
    ARDA : 1.İşaret olarak yere dikilen çubuk. 2.Ardıl.
    ARGUN : Zayıf,güçsüz,dermansız
    ARGÜN : Temiz,aydınlık gün
    ARIKAN : Temiz soy
    ARIN : Temiz,saf - Alın
    ARİF : Anlayışlı,tanınmış,meşhur,bilgi sahibi
    ARKAN : Temiz kandan gelen - Üstün,galip
    ARKUT : Temiz ve kutlu.
    ARMAN : Hasret,özlem - Sıkıntı
    ARSLAN : Yırtıcı,güçlü,yiğit
    ARTUN : Kendine güvenen, onurlu.
    ATABERK : Şehzade eğitmeni - Devlet yetkilisi
    ATACAN : Hoşgörülü,babacan
    ATAK : Canlı,girişken-Cömert-Nişancı
    ATAKAN : Düşünmeden cesurca işe girişen
    ATALAY : Ünlü,şöhretli
    ATAMAN : Ata kişi,önder
    ATASOY : Ataların soyundan gelen
    ATAY : Bilinen,tanınmış
    ATİLLA : Savaşçı,fatih - Büyük,ünlü
    AYBAR : Gösterişli,heybetli
    AYBERK : Ay gibi güzel ve sağlam.
    AYDIN : Işıklı-Aylı gece-Açık,belli-Uğurlu
    AYHAN : Ay hakimi
    AYKAN : Soylu,asil
    AYKUT : Ay gibi uğurlu.
    AYTAÇ : Ay biçiminde taç
    AYTEK : Ay gibi
    AYTEKİN : Ay şehzadesi, prensi
    AYTUNÇ : Ay gibi güzel,tunç kadar sağlam
    AZİZ : Sevgili - Az bulunur- Muhterem
    AZMİ : Kararlılık - Güçlü,kuvvetli
    AÇANGÜL: Açılan gül çiçeği
    AÇELYA: Fundagillerden çok renkli çiçekler açan bitki
    AÇILAY: Ay'ın şekilleri, yansıması
    ADAL: Ün kazan
    AFET: Ortalığı birbirine katacak kadar güzel kadın
    AFİFE : Namuslu, namusuna çok düşkün olan
    AFİTAP : 1.Güneş. 2. Çok güzel, parlak yüzlü kadın
    AĞÇA: Temiz, saf
    AHENK: Uyum
    AHSEN: Çok güzel, olağanüstü güzel
    AHU: Ceylan, karaca 2.Çok güzel,ince,zarif kadın.
    AHUCAN: Çok güzel dost.
    AHUEDA:Nazlı güzel.
    AHUELA:Çok güzel gözlü.
    AHUGÜL: Çok güzel.
    AHUGÜZAR:Becerikli güzel.
    AHUNAZ: Nazlı güzel,nazenin.
    AHUNİSA:Çok güzel kadın.
    AHUNUR:Göz kamaştıran güzelliğe sahip olan.
    AHUSE: Coşkulu güzellik
    AHUŞEN:Güzel ve neşeli.
    AJDA:Filiz,sürgün. Çok genç.
    AJLAN: Hızlı, çabuk, telaşlı
    AKASYA: Güzel kokulu bir süs bitkisi
    AKEL: Eli uğurlu anlamında
    AKGÜN: Parlak gün, uğurlu gün, ışıklı gün
    AKSEV:Aydınlığı sev,ışık saç
    AKSU: Anadolu'da değişik boylarda bir çok akarsuyun adı
    AKŞIN: Beyaz tenli kadın
    AKTAN: Ak renkli tan; Kutlu tan, uğurlu tan
    ALA: Ela karışık renkli, alaca; Benekli; Tam olgunlaşmamış, yarı olmuş
    ALAGÜL:Çok renkli gül.
    ALÇİÇEK:Kırmızı çiçek.
    ALÇİN: Kızıl renkli küçük bir kuş
    ALEDA: Nazlı, kaprisli
    ALEV: Yanan cisimlerin görüntüsünü tarif etmek için kullanılan bir kelime
    ALEYNA: Bizim üzerimize olsun
    ALGIN: Birine gönül vermiş, vurgun, tutkun
    ALGÜL:Kırmızı gül. Gül kırmızısı
    ALIM: Gözü gönlü çeken nitelik, çekicilik, gönül çelen güzellik, albeni
    ALKIM: Gökkuşağı
    ALKIZ:Kırmızı yanaklı,sağlıklı kız.
    ALPİKE: Kahraman kraliçe
    ALTIN: Yüksek değerli bir maden
    ALYA: Yüksek yer, yükseklik, gök
    AMİNE:Yüreğinde korku olmayan.
    ANDAÇ: Anılar, hatıralar
    ANIL: Başkaları tarafından sözün edilsin
    ANKA: Kaf Dağı'nda bulunduğu söylenen masal kuşu
    ARIN: Arı, katışıksız, temiz, kirden uzak
    ARKIN: Yavaş, ağır, sakin
    ARMAĞAN: Hediye, ödül
    ARMİNA: Emine, korkusuz, yürekli
    ARNİSA: Çok namuslu kadın
    ARSEN: Kurtuluş, özgürlük
    ARSU: Su kadar berrak
    ARSUN: Yüreğindeki temizliği yansıtan
    ARYA: Operada sanatçının orkestra eşliğinde söylediği uzun şarkı
    ARZU: Herhangi bir şey için duyulan aşırı istek
    ARZUCAN:Candan isteyen.
    ARZUGÜL:İstenilen,beğenilen gül.
    ARZUM:İsteğim,dileğim,hevesim.
    ARZUNAZ:Naz yapan,nazenin.
    ASALBİKE: Gerçek hanım, gerçek güzel
    ASEL: Bal, Cennetteki dört sudan biri
    ASENA: Dişi kurt, güzel kız
    ASLI:Temelli,köklü. Bir şeyin benzeri.
    ASLICAN:Özü can gibi sevgili
    ASLIHAN:Han soyundan gelen.
    ASLIM: Özü geçmişe ait
    ASLINAZ:Nazlı olması geçmişinden gelen.
    ASLINUR:Nur saçan bir geçmişi olan.
    ASLISU:Geçmişi su gibi berrak ve temiz olan.
    ASU: Azgın, huysuz,isyan eden. Afacan.
    ASUDE: Rahat, huzur içinde olan
    ASUELA: Ela gözlü yaramaz
    ASUMAN: Gökyüzü
    ASYA: Dünyanın en büyük kıtası
    AŞINA:Bildik,tanıdık.
    AŞKIM:Sevdiğim,sevgilim.
    AŞKIN: Aşmış, ileri
    AYBEN: Ben ayım anlamında
    AYBENİZ:Ay gibi parlak tenli,ay benizli.
    AYBİKE: Ay gibi güzel kız
    AYBİRGEN: Ay veren
    AYCAN:Ay gibi sevilen,aydınlık can.
    AYÇA: Yay biçimindeki ay,Hilal.
    AYÇAĞ:Ay gibi parlak çağ.
    AYÇAN:Ay gibi aydınlık kişi.
    AYÇİÇEK: Gün çiçek
    AYDA: Dere kıyılarında yetişen bir bitki
    AYDAN: Güzelliğini aydan almış,ay gibi parlak ve güzel
    AYDENİZ: Hem ay, hem de deniz
    AYDONAT: Işık donat, parlaklık donat anlamında
    AYEVİ: Ay çevresinde oluşan ışık çemberi
    AYGEN: Gönül arkadaşı
    AYGÖNÜL:Güzel gönüllü.
    AYGÜN: Hem ay, hem gün
    AYKAL: Ay gibi parlak ve ışıklı kal
    AYKIZ: Ay+Kız
    AYKUT: Kutlu ay, uğurlu ay
    AYLA: Bazı yıldızların ve ayın etrafındaki ışık çemberi
    AYLAN:Ay gibi güzel değerlere sahip olan.
    AYLİN: AYLA ile aynı anlamdadır
    AYNUR:Ay ışığı
    AYPERİ:Ay ve peri gibi çok güzel.
    AYSAR: Ayın evrelerine göre huyu değişen kimse
    AYSEL:Ay gibi olan güzelliğiyle nam salmış olan
    AYSEMA:Ay gibi parıldayan yüz.
    AYSEREN:Güzelliğini gözler önüne seren.
    AYSIN: Sen aysın, ay kadar güzelsin
    AYSU: Ay gibi parıltılı ve su gibi berrak.
    AYSUN:Ay gibi ışıltılı ve güzel.
    AYŞE: Rahat ve huzur içinde yaşayan
    AYŞEGÜL:Güller içinde mutlu yaşayan.
    AYŞEN:Neşeli,gülen,aydınlık.
    AYŞENUR: Ayşe+Nur
    AYŞIL: Ay ışığı
    AYŞİM,AYŞİN: Darlak ışık saçan.
    AYTEN:Güzel bir tene sahip olan.
    AYTU:Aya benzeyen tuğlu.
    AZİZE:Saygın,sevgili,kutsal.
    AZRA: Üstünde hiç yürünmemiş kum; Yeni yetme kız
    BADE: Aşk, kutsal sevgi
    BAHA: Değerli, kıymeti çok
    BAHAR: Yazla kış arasında olan mevsim. Güzellik,gençlik çağı.
    BAHARGÜL:Bahar gülü.
    BALA: Yavru çocuk
    BALCA: Bal gibi, bala benzer
    BALIN: Yar, sevgili
    BALKIN: Pırıldayan, parlak
    BALKIZ: Bal kadar tatlı kız
    BANU: Prenses; Hanımefendi. Yeni evli gelin.
    BANUHAN:Hatun hükümdar.
    BAŞAK: Ekinlerin tanelerini taşıyan baş kısmı
    BEDİZ: Resim, tasvir, süs, bezek
    BEGÜM: Hanım; Kadın hükümdar.
    BEHİN: İyinin iyisi
    BEHİYE:Güzel.
    BELDE: Memleket, şehir, kasaba
    BELEMİR: Peygamber çiçeği olarak biliniyor. Açtığı kokusunun dağılmasıyla anlaşılan gizli çiçek anlamında
    BELEN: Bel, geçit; İki dağ arasından geçen yol
    BELFÜ: Kar tanesi
    BELGİ: İşaret
    BELGİN: Kesin ve eksiksiz belirlenen
    BELGÜN:Aydınlık gün.
    BELİN:Korku ile şaşkın şakın bakmak.
    BELİZ: İşaret, iz; alamet
    BELKIS:Efsaneye göre Hz. Süleyman zamanındaki Saba melikesinin adı.
    BELMA:Uysal,sakin.
    BELUR:Billur,billurdan olan.
    BENAN: Parmak uçları
    BENAY: Ben ayım, ay gibiyim
    BENEK: Namuslu kadın
    BENGİ,BENGÜ: Ölümsüz, sonsuz
    BENGİSU: Ölümsüzlük suyu
    BENGÜL:Gül gibi.
    BENİZ: Yüz
    BENNUR:Işık saçan.
    BERGÜZAR: Anılmak için verilen şey, andaç
    BERİA: Olgunluk ve güzelliğiyle üstün olan sevgili
    BERİL: Zümrüt
    BERİN,BERRİN: En yüksek, en ulu anlamında
    BERKE: Zerdali, kayısı. Kamçı, değnek
    BERNA: Bağlı, bağlanmış; Genç, körpe, delikanlı
    BERRAK: Duru
    BERRAN: Keskin, kesici
    BESİME:Sevimli,güler yüzlü.
    BESİSU: Bitkilerin damarlarında dolaşan besleyici su
    BESTE: Bir müzik parçasını oluşturan ezgilerin tümü
    BESTEGÜL:Gül kadar güzel ve duygulu.
    BESTENİGAR: Türk müziğinde bileşik bir makam
    BETÜL,BETİL: Erkeklerden çekinen namuslu kadın, Hz. Meryem ve Hz. Fatma`nın diğer isimleri
    BEYZA: Çok beyaz, lekesiz
    BİGE:Evlenmemiş,çocuk doğurmamış olan. Sultan.
    BİHTER: Daha iyi, en iyi
    BİKE: Evlenmemiş, çocuğu olmamış kadın
    BİLCAN:Bilgili dost.
    BİLGE: Çok bilgili ve bilgisini yararlı kullanan kişi
    BİLGET: Havadis, malumat
    BİLGÜN: Bil+Gün
    BİLHAN: Çok bilgili
    BİLLUR: Pek duru, pürüzsüz
    BİLNAZ:Çok naz eden.
    BİLNUR:Bilge kişi.
    BİNAY:Öylesine güzel ki bin ay eder.
    BİNGÜL: Gülü bol; Gül bahçesi
    BİNNAZ: Çok nazlı,cilveli,kaprisli.
    BİNNUR:Çok ışıklı, ışığı gür
    BİRAY: Ay gibi tek, eşsiz
    BİRBET: Yüzü benzersiz
    BİRGEN: Yalnız, yalnızlığa alışkın
    BİRİCİK: Bir tane, tek, emsalsiz
    BİRGÜL: Tek ve güzel bir gül.
    BİRSEN: Yalnız sen
    BİRSU:"Bir içim su" denilebilecek kadar güzel olan.
    BUKET: Çiçek demeti
    BURCU: Güzel koku, ıtır
    BURÇAK: Bir bitki
    BURÇİN: Dişi geyik
    BUSE: Öpücük
    BÜGE:Bent,su benti.
    BÜKÜM: Bükme eylemi
    BÜŞRA: Müjde, sevinçli haber
    BAHA : Kıymet, değer, para.
    BAHİR : Deniz-Belli, açık-Işıklı,parlak
    BALER : Tatlı dilli, cana yakın
    BALKI : Şimşek, ışık, parlayış.
    BARAN : Direnci kıran güç, ulu, yüksek.
    BARAY : Sonsuzluk.
    BARBAROS : Kızıl sakal
    BARIN : Güç ve kuvvet.
    BARIŞ : Sulh.
    BARKIN : Gezmek, görmek, gezgin.
    BARKAN : Çölde oluşan küçük kum kitlesi
    BARLAS : Kahraman
    BARS : Kaplan benzeri yırtıcı hayvan
    BARTU : En eski Türk hanlarından biri.
    BAŞER : Başta gelen
    BATI : Güneşin battığı yön
    BATIHAN : Batı'nın hükümdarı, hanı
    BATURALP : Yiğitler yiğidi
    BATIRAY : Ay gibi yiğit
    BATUĞ : Üstün olan, yiğit. Az.
    BATUHAN : Yiğit hükümdar.
    BATUR : Yiğit, yürekli, bahadır.
    BAYAR : Ulu, yüce
    BAYBARS : Eski Türklerin beslediği kaplan
    BAYBORA : Fırtına
    BAYCAN : Zengin
    BAYHAN : Zengin ve güçlü
    BAYKAL : Yaban kısrağı - Sibirya'da bir göl
    BAYSAL : Soylu, ünlü
    BAYÜLKEN : Göğün 16.katında oturan barış tanrısı
    BEDİR : Dolunay.
    BEDİRHAN : İleri görüşlü lider
    BERK : 1.Sert, sağlam, katı. 2.Yıldırım.
    BERKAY : Güçlü ve ay gibi.
    BERKE : Kamçı, kırbaç.
    BERKAN : Parlama - Kıvırcık kuzu postu
    BERKANT : Bozulmaz yemin
    BERKAY : Ay gibi güçlü
    BERKE : Kamçı
    BİLGEHAN : Göktürk hakanı
    BİLGİN : Alim, bilgili kişi
    BİRANT : Tek yemin. Özelliği olan yemin
    BOĞAÇ : Bir Dedekorkut kahramanı
    BORA : Şiddetli rüzgar
    BORAN : Rüzgar şimşek ve gök gürültüsü ile ortaya çıkan sağanak yağışlı hava olayı.
    BUĞRA : Erkek deve
    BURAK : Hz.Muhammed'in Miraç gecesi bindiği efsanevi at
    BURÇ : Kale, hisar çıkıntısı - Güneş sistemi - sarp yamaç
    BÜLENT : Yüce, yüksek
    CAHİDE:Çalışıp çabalayan.
    CANAN: Gönülden sevilmiş, yar.
    CANAY:Ay gibi temiz.
    CANDAN: İçten, gönülden
    CANDAŞ: Candan, değerli dost
    CANEDA: İçten, sevimli kişi
    CANEL:İçten,candan uzatılan dostluk eli.
    CANFEZA: Müzikte bileşik bir makam
    CANKIZ: Sevilen, sevimli, şirin kız
    CANKUT: Sevimli, cana yakın
    CANSEL:Hayat veren su.
    CANSIN:İçten,gönüldensin.
    CANSU: Can suyu. Hayat veren su.
    CAVİDAN:Sürekli,kalıcı olan,sonsuz.
    CELİLE:Büyük,ulu.
    CEMİLE:Hatır hoşluğu için yapılan hareket.
    CEMRE: Ateş parçası, kor; Şubat ayında bir hafta arayla hava, su ve toprakta oluştuğu sanılan sıcaklık yükselişi
    CENNET:Çok güzel yer. İyilik yapanların,günahsızların öldükten sonra mutluluğa kavuşacaklarına inanılan yer.
    CEREN: Çok hızlı koşan, gözlerinin güzelliğiyle ünlü, ince bacaklı, zarif hayvan; ceylan
    CEVHER:Bir şeyin özü. Güç,enerji.
    CEVZA: İkizler burcunun eski adı
    CEYDA: İnce-uzun boyunlu ve güzel
    CEYLAN: Süzgün ve tatlı bakışlı. Yapısı ince ve uyumlu olan. Gözlerinin güzelliğiyle ünlü zarif,ince bacaklı memeli.
    CİHANBANU: Dünya hükümdarı.
    CİHANNUR:Alemi aydınlatan nurlu ışık
    CABBAR Kuvvet,kudret sahibi-Becerikli
    CAFER:Küçük akarsu
    CAHİT Çaba gösteren, çalışkan
    CAN: İnsan ve hayvanlarda yaşamayı sağladığınave ölümle vücuttan ayrıldığına inanılan madde dışı varlık.
    CANALP : Özünde yiğitlik, güç olan
    CANBERK : Güçlü, sağlam
    CANDAŞ : Dost, yoldaş
    CANDEMİR : Özü demir gibi sağlam
    CANDOĞAN : Cana doğan
    CANEL : Dostluk eli
    CANER: Çok içten, sevilen.
    CANKUT: Neşe, mutluluk, talih, baht.
    CANTEKİN : Tek, eşsiz can
    CAVİT : Sonsuz, ebedi
    CELAL : Büyüklük, yücelik - Öfke, kıgınlık
    CELAYİR : Moğolların kollarından
    CELİL : Büyük, yüce
    CEM : Hükümdar - Toplanma,biraraya gelme
    CEMAL : Güzel yüz - Yüz güzelliği
    CEMİL : Güzel yakışıklı erkek - İyilikle anma
    CEMRE : Ateş,kor-Suda,havada,toprakta oluştuğuna inanılan sıcaklık
    CENAP : Şeref, onur
    CENGİZ : Güçlü, gözüpek
    CENGİZHAN : Moğol İmparatorluğunu kuran hükümdar
    CENK : Savaş
    CEVAHİR : Mücevher,değerli süs taşı
    CEYHUN : Orta Asya'da bir akarsu - Cennet'in 4 nehrinden biri
    CİHAN : Dünya
    CİHANGİR : Dünyaya egemen olan
    CİHAT : Din uğruna savaşan
    COŞKUN : Heyecanlı, kabına sığmayan
    CUMHUR : Halk, topluluk
    CÜNEYT : Küçük asker
    ÇAĞ: Belirli bir özellik göz önünde bulundurularak ele alınan zaman dilimi
    ÇAĞDA: Yeni bir çağa adım atılmış
    ÇAĞIN: Şimşek, yıldırım
    ÇAĞLA Badem, kayısı,erik gibi yemişlerin olgunlaşmamış hali
    ÇAĞRI: Davet. Doğan kuşu. Mavi hareli göz.
    ÇAKIL: Su yataklarında sürtünmeyle yuvarlaklaşmış küçük taşlar
    ÇEVREN: Gökyüzünün yerle bitişik gibi görünen kenarları, ufuk
    ÇIĞLIK: İnce ve keskin bağırış.
    ÇİÇEK: Bir bitkinin değişik renklerle bezenmiş kokulu bölümü
    ÇİĞDEM: Akdeniz çevresinde yetişen çok renkli kır bitkisi
    ÇİLAY:Ayın üzerinde beliren açık renkli lekeler.
    ÇİLEN:Hafif yağan yağmur,çisenti.
    ÇİLER: Şarkılar söyleyen, şakıyan
    ÇİSE(M): Hafif yağan yağmur(um)
    ÇİSİL: İnce ince yağan yağmur
    ÇAĞAN : Bayram, şenlik
    ÇAĞATAY : Tay-Doğu Türklerine verilen ad
    ÇAĞDAŞ : Çağın koşullarına uygun.
    ÇAĞIN : Yıldırım, şimşek
    ÇAĞKAN : Canlı, dinamik, çalışkan.
    ÇAĞLAR : Şelale, çağlayan
    ÇAĞMAN : Çağdaş insan
    ÇAĞRI : Çakır gözlü
    ÇAKAR : Parlayan, ışık veren
    ÇAKIN : Şimşek, parıltı
    ÇAKIR : Mavi renkli, gri benekli gözü olan
    ÇELİK : Su verilip sertleştirilmiş demir - Çok güçlü
    ÇELİKER : Çelik gibi güçlü
    ÇETİN : Sert-Çözümü zor, sarp-İnatçı,azimli
    ÇEVİK : Çabuk davranan, hareketli
    ÇIĞIR : Çığın açtığı iz, yol - Yenilikçilik
    ÇINAR : Uzun ömürlü,uzun boylu, kalın gövdeli bir ağaç türü
    DAMLA:Çok küçük miktarda su. Çok az.
    DALGA: Hareketli su kütlesi; Denizin rüzgarlı havada kabarıp kıyıya sürüklenmesi
    DAMLA: Yağmur ya da bir sıvının çok küçük yuvarlak biçimli parçası
    DEFNE: Yaprakları güzel kokulu, yaz-kış yeşil olan bir bitki
    DEMET: Çiçek bağlamı, deste
    DEMİ:Kadife,şeftali gibi şeylerin üzerinde bulunan ince tüy
    DEMRE: Noel Baba'nın doğduğu sanılan tarihi yer
    DENİZ: Yeryüzünün çoğunu örten engin su
    DEREN: Toplayan, düzenleyen, pekiştiren
    DERİN: Sığ olmayan
    DERYA: Büyük deniz anlamında
    DERYANUR:Bilgisiyle ışık saçan.
    DESEN: Çiçek, çizgi gibi süs şekilleri
    DESTE:Bağlam,demet.
    DESTEGÜL: Mevlevi dervişlerinin giydiği ince kumaştan yelek. Bağlanmış gül demeti.
    DEVİN: Hareket, kımıldanış
    DEVİNSU:Suyun ritmik hareketleri. Akarsu.
    DEVRİM: Yerleşik toplumsal düzeni, köklü, hızlı ve geniş kapsamlı olarak niteliksel değiştirme ve yeniden isimlendirme işlemi
    DEVRİN:Bir kişi veya olayın gündemde olduğu tarih dönemi.
    DİCLE: Bir nehir adı. Ulu ırmak.
    DİDAR:Güzel yüz. Görme.
    DİDE: Göz, göz bebeği
    DİDEM: Gözüm gibi sevdiğim, sevgilim
    DİLA:Gönlümü çalan.
    DİLAN:Gönüllerce olan,yürekler dolusu.
    DİLARA: Gönül alan, gönül okşayan.
    DİLAY: Gönle ışık saçan, ay kadar güzel
    DİLBER:Gönlü yakan güzel. Alımlı güzel kadın.
    DİLDAR: Gönlü baskı altında tutan sevgili
    DİLDE: Ünü her tarafa yayılmış, herkesin konuştuğu, herkesin dilinde olan kimse
    DİLEK: İstek, rica,arzu.
    DİLEM: Gönül ilacı
    DİLER: Dilemek eyleminden
    DİLHAN: İçten ve yürekten konuşan
    DİLNİŞİN: Gönülde yer tutan,hoş,güzel
    DİLRÜBA: Gönlü şen,dertsiz
    DİLSEREN:Hatiplik yeteneğini gözler önüne seren.
    DİLSU: Dil+Su
    DİLŞAH: Gönül şahı,sevgili,sultan.
    DİNİZ:Sakin,dingin.
    DOĞA: Yaradılış ve yapı özelliklerinin tümü; Tabiat
    DOĞANGÜN: Doğmakta olan gün
    DOĞAY: Ayın yeni doğuş hali
    DOĞU: Güneşin doğduğu ana yön
    DOLUNAY:Ayın tam yuvarlak olduğu an
    DORA: Doruk, zirve
    DURUGÜL:Gül gibi temiz olan.
    DUYGU: Kişi, olay ve nesnelerin bireyin iç dünyasında uyandırdığı izlenim
    DUYGUN: Duygulu,hassas,hisli kişi.
    DUYGUNİSA: Duygulu,hassas kadın.
    DÜŞ:Hayal,rüya,güzel rüya.
    DALAN : Biçim - İnce, zarif
    DALAY : Deniz.
    DARCAN : Sıkıntılı, aceleci
    DEMİR : Kolay işlenen dayanıklı bir maden
    DEMİRALP : Demir gibi güçlü, yiğit
    DEMİRCAN : Özü demir gibi sağlam
    DEMİREL : Demir gibi güçlü eli olan
    DEMİRHAN : Demir gibi güçlü hükümdar
    DEMİRKAN : Güçlü soydan gelen
    DENİZ : Deniz, su kütlesi, derya
    DENKTAŞ : Akran, aynı yaşta
    DERVİŞ : Tarikata girmiş - Hoşgörülü,alçakgönüllü
    DERYA : Deniz - Engin bilgili - Çok
    DEVRAN : Felek, kader
    DEVRİM : Olumlu yönde değişiklik yaratan hareket
    DİLMEN : Güzel konuşan
    DİNÇ : Güçlü, sağlıklı
    DİNÇER : Güçlü, sağlıklı
    DOĞA : Tabiat
    DOĞAN : Yırtıcı bir kuş
    DOĞU : Güneşin doğduğu yön
    Doğuhan : Doğunun hükümdarı
    DOĞUKAN : Doğulu, doğu soyundan
    DOĞUŞ : Yaradılış
    DORUK : En yüksek yer, zirve - Üstün başarı
    DORUKHAN : Zirvenin hükümdarı
    DURAN : Varlığını sürdüren-Dağyolu-Dingin,sakin
    DURUKAN : Kanı saf, berrak.
    DÜNDAR : Artçı asker, birliği koruyan asker EBRU:1.Keman kaş. 2.Bulut rengi. 3.Bir sanat dalı
    ECE: Kraliçe. Güzel kız,kadın.
    ECEGÜN: Çok güzel bir günde doğan
    ECEM: Kraliçem, sevgili kraliçe anlamında
    ECENAZ:Nazlı güzel.
    ECESU:Su gibi berrak ve güzel.
    ECMEL: Çok güzel
    EDA: Naz, cilve. Davranış,tavır. Verme,ödeme. (Namaz için)kılma,yerine getirme. Üslup.
    EFİL:Rüzgar,dalgalanma.
    EFSUN: Büyü, sihir
    EGE: Türkiye'nin batısında yer alan deniz
    ELANAZ:Ela gözlü,nazlı güzel.
    ELANUR:Ela gözleriyle nur saçan.
    ELÇİN: Deste, tutam
    ELİF: Kibar, narin yapılı, ince-uzun boylu kız.
    ELİFE:Tutku,istek,alışılan şey.
    ELİZ:El izi.
    ELVAN: Renkler,çeşitler.
    EMEL:Arzu,özlem.
    EMET: Bereket, bolluk
    EMİNE: İnanılır,güvenilir.
    ENER: Dağ eteği
    EREM: Cennet
    ERENDİZ: Jüpiter gezegeninin adı
    ERÇİL: Doğru,inanılır,güvenilir kişi.
    ERDA: Beyaz karınca.
    ERKE: Enerji, iş başarma gücü; Nazlı
    ERNA: İşveli,cilveli,şen şakrak sevgili.
    ESEN: Sağlıklı, salim
    ESENGÜL: Rüzgar gibi esen,Gül gibi güzel kokan.
    ESER: Emek sonucu ortaya çıkan ürün, yapıt; Yok olmuş bir nesneden kalan parça
    ESİM: Rüzgar gibi olan.
    ESİN: Sabah rüzgarı
    ESMA: İsimler,adlar. Çok yüksek olan.
    ESMACAN: Adı can olan.
    ESMAGÜL: Adı gül.
    ESMANUR: Adı nur.
    ESNA: Yüksek, yüce. Bir işin yapıldığı an.
    ESRA: En çabuk, çok çabuk
    ECEVİT : Çevik,çalışkan,açık fikirli- Yaramaz,sinirli
    EDİZ : Yüksek yer - Ulu,yüce
    EFE : Batı Anadolu'da köy yiğidi, zeybek.
    EFGAN : Ağlayıp inleme - feryat
    EGE : Bir çocuğu koruyan,ona bakan - Büyük ulu
    EGEHAN : Engin denizlerin hükümdarı.
    EGEMEN : Hakim , hüküm süren
    ENES : Secereli Arap atı.
    ENİS : Dost, arkadaş.
    EMİR : Bir kavmin başı -Peygamber soyundan - Kumandan
    EMİRHAN : Emirlerin başı, hükümdarı
    EMRAH : Bir halk ozanımız
    EMRE : Aşık, vurgun
    ENDER : Çok az, nadir bulunan
    ERTUĞ : Yiğit başlığı.
    ENER : En yiğit, en kahraman
    ENGİN : Uçsuz bucaksız - Yüksekte olmayan yer
    ENGİNSU : Açık deniz
    ENVER : En nurlu, en parlak
    ERALP : Yiğit
    ERAY : İlk ay
    ERBATUR : Cesur, yiğit
    ERBERK : Şimşek gibi yiğit
    ERCAN : Canlı, sağlıklı
    ERCÜMENT : İtibarlı, haysiyetli, değerli
    ERDAL : Tek erkek
    ERDEM : Namus, fazilet - Hüner - Ruhsal yetkinlik
    ERDEN : El değmemiş
    ERDİNÇ : Duru, güçlü erkek
    EREN : Yetişmiş - Cesur,yiğit - Ermiş kişi
    ERDOĞAN : Yiğit doğmuş
    ERGİN : Olmuş, yetişmiş - Reşit
    ERGUN : Oynak, hızlı giden at
    ERGÜN : Yumuşak huylu, uysal
    ERHAN : Adaletli hükümdar
    FATMA: Çocuğunu sütten kesen kadın.
    FATMAGÜL: Gül gibi güzel yeni anne olmuş kadın .
    FAZİLET: Erdemli, iyi ahlaklı
    FERAH: Aydınlık, iç açıcı
    FERAHGÜL: Güzelliğiyle neşe saçan.
    FERAHNUR: İnsanın gönlünü ışık saçarak aydınlatan
    FERAY: Ay ışığı, ayın parlaklığı,ışıltı saçması.
    FERCAN: İnsanın ruhuna aydınlık veren bir içtenliğe sahip olan
    FERDA: Gelecek zaman, yarın; Kıyamet
    FERDACAN: İçtenliğini hiç kaybetmeyecek olan.
    FERHAN: Sevinçli, gönlü hoş
    FERİ: Köke değil dallara ait olan. İkinci derecede olan.
    FERİDE: Eşi benzeri olmayan,tek. Çok değerli inci.
    FERİS: Şık,zarif.
    FERİSU: Temizliği ve berraklığıyla ışık saçan.
    FERNUR: Aydınlık,ışık.
    FERSUDE: Eskimiş,yıpranmış,örselenmiş.
    FERZİN: Kraliçe
    FEYZA: Bolluk, çokluk, bereket. Taşkın.
    FEZA: Boşluk, sinirsizlik; Uzay
    FİDAN: Yeni yetişen ağaç
    FİGEN: Yaralayan, kıran
    FİLİZ: Tohumdan çıkan sürgün. İnce ve güzel vücutlu.
    FİRDEVS: Cennetler. Cennet bahçeleri.
    FİRUZE: Açık mavi renkte, değerli bir süs taşı
    FULYA: Nergisgillerden güzel kokulu sarı bir çiçek
    FUNDA: Çalı ormanı, çalılık; Püskül, tepelik
    FADIL : Fazietli, ahlaklı - Fazıl
    FAHİR : İftihar edilecek, övülecek
    FAHRETTİN : Diniyle övünen
    FAHRİ : Şeref ve itibar için yapılan iş
    FAİK : Üstün, yüksek
    FALİH : Başarı kazanan, isteğine ulaşan
    FARUK : Haklıyı haksızı ayırabilen - Keskin
    FATİH : Fetheden - Hüküm veren
    FAZIL : Faziletli, ahlaklı
    FEHİM : Anlayışlı, zeki
    FERDİ : Kişiye özgü
    FERHAT : Güçlükleri yenip bir yeri ele geçiren
    FERHAN : Sevinç, mutlu
    FERİD : Eşsiz, tek, benzeri olmayan
    FERİDUN : Eşsiz, tek
    FERİT : Avcı kuş
    FERKAN : Güçlü, saygın soydan gelen
    FERRUH : Uğurlu - Kutsal
    FETHİ : Fetih ile ilgili
    FEVZİ : kurtuluşla,zaferle ilgili - galip üstün gelen
    FEYYAZ : Faydalı, verimli, bereketli
    FIRAT : Tatlı su - Türkiye'nin en uzun akarsuyu
    GAMZE: Göz kırpma, gözle işaret; Nazlı bakma; Gülerken bazı kişilerde yanaklarda beliren çukur
    GAYE: Amaç, erek
    GAZAL: Ak geyik, ahu; Geyik yavrusu; Güzel söz (mecazi)
    GAZEL: Konusu daha çok sevgi ve içki olan, manzume; Tek kişinin özel ahenkte okuduğu müzik parçası; Sonbahar vaktinde düşen yapraklar
    GECE: Gün batımından ağarmasına kadar geçen süre
    GELİNCİK: Yazın kırlarda yetişen parlak kırmızı renkli bir çiçek
    GENCAY: Yeni doğmuş ay; Hilal biçimindeki ay
    GERÇEK: Yakıştırma veya yalanı olmayan
    GİZEM: Sır; Aklın erişemediği çözülemeyen şey
    GONCA: Tam açılmamış çiçek
    GONCAGÜL: Gül goncası.
    GÖK: Yerin göz ile görülebilen ufuklarından başlayarak yukarıda kubbenin içi gibi gözüken sonsuz boşluk; Mavi renk
    GÖKAY: Hem gök, hem ay; Güzel ay
    GÖKBEN: Ben gökyüzü anlamında
    GÖKÇE: Gök mavisi, mavi gözlü güzel
    GÖKÇENAZ: Nazlı mavi.
    GÖKSU: Türkiye'nin çeşitli yerlerinde bulunan akarsuların adı
    GÖKYEL: Kuzeydoğudan esen rüzgar, poyraz
    GÖNEN: Rutubet, yaşlık; Ekilecek toprağın tavlandırılması
    GÖNÜL: İstek, arzu, sevgi.
    GÖNÜLGÜL: Gül gibi zarif bir gönlü olan.
    GÖRKE: Heybetli
    GÖRKEM: Göz alıcı ve gösterişli olma durumu,ihtişam.
    GÖZDE: Çok sevilen, beğenilen nitelikte olan. Çok güzel.
    GÖZDEM: Beğendiğim,sevdiğim,saydığım,bitanem.
    GÖZDENAZ: Nazlı güzel.
    GÖZDENUR: İnsanlara vermiş olduğu iç huzurla herkesin beğenisini kazanan.
    GÖZEN: İlgi çekici, samimi; Sulak yer; Pınar
    GÜHER: Cevher
    GÜL: Gülgillerin örneği olan bitki ve bunun çiçeğine verilen ad; Gülmek eyleminden gül
    GÜLAL: Gülün kırmızısı gibi güzel.
    GÜLAY: Gül gibi güzel, ay gibi aydınlık olan.
    GÜLBAHAR: Ebru yapmakta kullanılan koyu kırmızı toprak rengi
    GÜLBEN: Gül yüzlü,gül gibi beni olan.
    GÜLBİN: Gül fidanı, gül yetişen yer.
    GÜLCAN: Gül gibi güzel kişi.
    GÜLCE: Gül gibi.
    GÜLÇİÇEK: Her yönüyle güzel olan.
    GÜLÇİN: Gül toplayan, gül seven.
    GÜLDEN: Güle ilişkin, gülden yapılmış. Gül soluklu.
    GÜLEDA: Gül gibi güzel ve nazlı.
    GÜLEN: Güleç yüzlü, mutlu anlamında
    GÜLENAY: Güleç ay, gülümseyen ay; Ay gibi gülümseyen güzel
    GÜLFEM: Ağzı gül gibi olan
    GÜLFER: Zarifliği ve güzelliğiyle göz kamaştıran.
    GÜLGEN: Güler yüzlü
    GÜLGÜN: Gül renkli; Gülen, gülümseyen
    GÜLHAN: Gül kadar çok sevilen, han, hakan
    GÜLİN: Güzel,zarif.
    GÜLİNAZ: Nazlı,güzel.
    GÜLİSTAN: Gül bahçesi
    GÜLİZ: Gül yetiştiren
    GÜLİZAR: Al yanaklı, gül yanaklı; Alaturka müzikte bir bileşik bir makam
    GÜLNİHAL: Gül fidanı.
    GÜLNİSA: Gül gibi kadınlar anlamında
    GÜLNUR: Işık saçan güzellik.
    GÜLPERİ: Gizemli gül, saklı gül.
    GÜLRİZ: Gül saçan
    GÜLRU: Gül yüzlü, gül yanaklı
    GÜLSANEM: Çok güzel kadın.
    GÜLSELİ(N): Coşkulu bir güzelliğe sahip olan.
    GÜLSU: Gül ve su gibi güzel
    GÜLSÜN: Yaşam boyu yüzü gülsün anlamında
    GÜLŞAH: Gül dalı; Güzelliğiyle ün salmış olan
    GÜLŞEN: Gül bahçesi
    GÜLTEN: Gül tenli, vücudu gül gibi
    GÜLÜM: Bana ait olan gül. Canım.
    GÜLÜMSE: Tebessüm et
    GÜN: 24 saatlik zaman dilimi; Güneşin yeryüzüne gönderdiği ışık; Güneş, yaşam
    GÜNAL: Işık al, ışıklı ol
    GÜNAN: Doğumuyla sevinç getiren; Anılan gün
    GÜNAY: Hem gün, hem ay
    GÜNÇİÇEK: Ay çiçek
    GÜNDEN: Güne ilişkin, güneşe ilişkin; Güneşten bir parça
    GÜNDÜZ: Günün aydınlık bölümü
    GÜNEŞ: Çevresindeki gezegenlere ısı ve ışık veren büyük gök cismi
    GÜNEY: Her zaman güneş gören, güneşli yer; Bir yön
    GÜNHAN: Oğuzhan'ın altı oğlundan biri
    GÜNNAZ: Nazlı kişi.
    GÜNNUR: Güneş gibi ışık saçan.
    GÜNSU: Gün gibi aydınlık, su gibi berrak
    GÜRAY: Bol ışıklı ay, güçlü ay
    GÜRDAL: Güçlü dal, sık dal
    GÜVEN: Güvenmekten, yürekli ol anlamında
    GÜZ: Sonbahar
    GÜZAY: Güneş olmayan yer; Kuzey; Güz ve ay
    GÜZEL: Hoşa giden,hayranlık uyandıran
    GÜZİN: Seçilmiş, seçkin. Beğenilen.
    GÜZÜN: Güz mevsiminde olan.
    GALİP : Üstün gelen, kazanan
    GANİ : Zengin, varlıklı - Bol
    GAZANFER : Aslan - Yiğit, yürekli
    GEDİZ : Su birikintisi, gölcük - Ege'de bir akarsu
    GENCAL : Genç, taze
    GENCALP : Genç yiğit, kahraman
    GENCAY : Ayın bir haftalık hali, hilal
    GENCER : Genç yiğit
    GİRAY : Uygun, laik.
    GİRGİN : Kolay yakınlık kuran
    GÖKALP : Mavi gözlü yiğit - Göklerin yiğidi
    GÖKAY : Mavi ay
    GÖKBERK : Mavi gözlü, sert kişi
    GÖKCAN : Mavi gözlü dost, candan kişi
    GÖKÇE : Güzel, gösterişli - Yiğit, cesur - Mavi gözlü
    GÖKÇEN : Güzel, hoş
    GÖKHAN : Eski Türklerde gök tanrısı - Göklerin hakimi
    GÖKMEN : Sarışın, mavi gözlü
    GÖKSEL : Gökle ilgili
    GÖKTAN : Mavi şafak
    GÖKTUĞ : Mavi tuğ.
    GÜÇHAN : Çetin, güçlü han
    GÜÇLÜ : Kuvvetli, gücü yerinde - Önemli, etkili - Şiddetli
    GÜLTEKİN : Genç, nazik delikanlı
    GÜNALP : Güneş gibi yiğit
    GÖRKAY: Güzel ay.
    GÜNEY : Dört yönden biri - Her zaman güneşli yer
    GÜNKUT : Günün uğuru
    GÜNTAN : Güneşin doğuşundan az önceki zaman
    GÜNTEKİN : Güneş gibi tek
    GÜRAL : Hakkını bol bol, çok al
    GÜRALP : Güçlü yiğit
    GÜRAY: Çok ışıklı, aydınlık.
    GÜRCAN : Güçlü, coşkulu can
    GÜRKAN : Gürbüz, kanı bol
    GÜROL : Hayat boyu herşeyin bol olsun
    GÜRTAN : Işıklı, geniş tan yeri
    HABİBE: Sevgili,seven dost.
    HALE: Ayın çevresindeki ışık halkası.
    HALENUR: Kutsal ışık
    HANDAN: Güleç, sevinçli,şen şakrak.
    HANDE: Gülüş,gülme. Açılma. Eğlenme.
    HANİFE: Allah'ın birliğine inanan; Hz. Muhammed zamanından önce tek tanrıya inanan
    HARİKA: Sıradanlığın üstündeki nitelikleriyle insanda hayranlık uyandıran
    HASİBE: Değerli,soyca temiz,soylu.
    HASLET: Doğuştan gelen güzel huy
    HAVVA: Yaratılan ilk kadın.
    HAYAL: Varmış, olmuş gibi zihinde canlandırılan imge, görüntü
    HAYAT: Ömür, yaşam
    HAZAL: Kuruyup dökülen ağaç yapraklarının güzelliği
    HAZAN: Sonbahar
    HAZAR: Barış
    HENNA: Kına ağacı.
    HERA: Mitolojide analığın yüceliğini temsil eden tanrıça
    HESNA: Güzel,hanımefendi kadın.
    HEVES: Bir şeye duyulan istek
    HEVİN: Aşk, sevda
    HELİN: Yuva
    HİCRAN: Ayrılık,bir yerden ayrılmak. Ayrılığın sebep olduğu dayanılmaz acı.
    HİLÂL: Ayın yay biçimindeki görünüşü,yeni ay,ayça.
    HİLDE: Kurtulmak, yükselmek, ilerlemek
    HOŞSEDA: Hoşa giden ses
    HÜLYA: İnsanın kurduğu tatlı düş; Sevda
    HÜMA: Efsanelerde geçen, yere konmayıp sürekli gökte kaldığına inanılan cennet kuşu
    HÜMEYRA: Kızıllık, pembelik
    HÜNER: İnce ve şaşırtıcı ustalık
    HÜRREM: Sevinçli, güler yüzlü
    HÜSNA: Pek çok güzel
    HÜSÜN: Güzellik.HAFIZ : Koruyan, saklayan - Kur'an ı ezberlemiş kişi
    HAKAN : Eski Türk ve Moğol hükümdarı
    HALDUN : Sonsuz, ebedi olan
    HALİT : Sonsuz, sürekli - Bir yıldan çok yaşayan
    HALİL : Yakın dost
    HALİM : Sessiz, sakin - Yumuşak huylu, yavaş
    HALİS : Katıksız - Saf, temiz, hilesiz - Yalnız
    HALUK : İyi huylu, geçimli
    HAMDİ : Allah'ı övmek, şükretmek
    HAMİ : Himaye eden, koruyan
    HAMİT : Övgüye değer
    HARUN : İnat eden, huysuz
    HASAN : Güzellik, iyilik
    HASRET : Özlem
    HAZAR : Barış, güven
    HAZIM : Akıllı, işbilir
    HEPER : Her zaman yiğit.
    HINCAL : Öc al
    HİDAYET : Doğru yola girme - Müslüman olma
    HİKMET : Bilgelik - Özlü söz, vecize
    HİRAM : Yürüme, gezinme
    HULKİ : Yaradılışla ilgili - İyi huylu, ahlaklı
    HULUSİ : Saf, içi temiz - Samimi, içten
    HURŞİT : Güneş
    HÜRAY : Ay gibi özgür
    HÜREL : Özgür ülke.
    HÜRCAN : Özgür
    HÜRKAL : Özgür kal.
    HÜRKAN : Özgürlüğüne düşkün bir soydan gelen.
    HÜROL : Özgür ol.
    HÜSEYİN : Küçük sevgili
    HÜSNÜ : Çok güzelIĞIL: Çok yavaş akan su
    ILGAZ: Atın dört nala koşması. Hücum,akın.
    ILGIM: Serap
    ILGIN: Beyaz ya da pembe, çiçekli, çok hafif yapraklı bir ağaççık (genellikle küçük akarsu kıyılarında bulunur)
    ILGIT: Esinti ve akış için kullanılan yavaş yavaş anlamında
    ILIM: Uzlaşmacı yumuşaklık
    IRMAK: Akarsuların en büyüğü
    IŞIK: Cisimleri görmeyi, renkleri ayırt etmeyi sağlayan fiziksel enerji. Aydınlık,nur.
    IŞIL: Pırıltı, parlaklık, ışık, aydınlık
    IŞILAY: Işıltılı ay, parlayan ay
    IŞILTI: Parıltı,titrek ışık.
    IŞIN: Bir kaynaktan belli bir doğrultuya giden ışık çizgisi
    IŞINBIKE: Aydınlık saçan kadın.
    ILDIR : 1.Parıltı. 2.Alaca karanlık.
    ILDIZ : Yıldız - Gündönümünden 10 gün öncesi
    ILGAR : Çabuk, hızlı - Hücüm, akın - Havanın açık olması - Öfke
    ILGAZ : 1.Dizginleri koyuverilmiş atın dört nala koşması.2.Atla ansızın yapılan doludizgin saldırı.
    IRA : Öz yapı, karakter, kişilik.
    IŞIKHAN : Işıklı han
    IŞINER : Işık saçan yiğit.

    Erkek Bebek İsimleri : Harf İ
    İBRAHİM : İnananların babası - Peygamber
    İDRİS : Hoş kokulu bir kiraz türü - Bilimde ileri düzeyde olan - Peygamber
    İHSAN : İyilik - Bağış, bağışlama
    İLAYDIN : Aydınlık, mutlu, demokratik ülke.
    İLBAY : Bir yerin saygın kişisi sözü geçen.
    İLBEY : Vali
    İLCAN : Yurttaş, vatandaş.
    İLGİN : Gurbette yaşayan, garip.
    İLGÜ : Engel.
    İLHAMİ : İçe doğanlarla, esinle ilgili
    İLHAN : Hükümdar, İmparator, Yönetici
    İLKAN : Bir Türk hükümdarı.
    İLKAY : Yeni ay, ayın ilk hali
    İLKCAN : İlk doğan erkek çocuklara verilen ad
    İLKE : Temel düşünce, prensip - Temel bilgi - Davranış kuralı
    İLKER : İlk doğan erkek çocuk
    İLKUT : Kutlu, mutlu ülke.
    İLTEKİN : Tek eşsiz ülke
    İLTER : Yurdunu seven, koruyan
    İNAL : Kendisine inanılan
    İNAN : Dizgin - Yönetme - İman
    İNANÇ : Bir düşünceye bağlılık - İman - Doğru, emin
    İRFAN : Bilme, anlama - Sezme, kavrama gücü
    İSHAK : Bilgin olarak tanınan bir peygamer
    İSLAM : İslam diniden olan, müslüman
    İSKENDER : Bir Makedon kumandanı
    İSMAİL : İbrahim peygamberin oğlu
    İSMET : Masumluk, temizlik - Haramdan çekinme
    JALE: Çiğ, kırağı. Sabahları otların üzerinde olan su damlaları
    JALENUR: Parlayan,ışıldayan çiğ.
    JANSET : Güneşin Doğuşu (Çerkez ismi)
    JANSELİ : Güneşin Doğduğu Yer (Çerkez İsmi)
    JASMİN: Yasemin
    JEYAN: Kızan, kükreyen
    JİNSAL: Çağ, yaş, dönem
    JARİN : Yakınmak, haykırmak.
    JENİN : Vurmak, titreşmek. KADER: Alınyazısı,yazgı. Talih.
    KAİNAT: Var edilen şeylerin hepsi, yaratılanlar
    KAMELYA: Pembe,kırmızı,beyaz çiçekler açan bir süs bitkisi.
    KAMER: 1. ay; Mecazi parlak ve güzel anlamında
    KAMİLE: Tam,eksiksiz. Kemale ermiş. Bilgin,bilgili.
    KAMURAN: İstediğine ulaşmış,mutlu.
    KARACA: Rengi karaya yakın, esmer; Avrupa ve Asya'nın ılıman bölgelerinde yaşayan kısa ve çatallı boynuzlu bir memeli hayvan
    KARANFİL: Kokulu bir çiçek.
    KARDELEN: Kar kalkmadan çiçek açan süs bitkisi
    KARMEN: Parlak kırmızı.
    KAYRA: Yüksek tutulan ya da sayılan birinden gelen iyilik; Tanrıdan geldiğine inanılan iyilik; İhsan, lütuf
    KERİME: Cömert. Ulu,büyük. Kız çocuk.
    KEVSER: Cennette bulunduğuna inanılan su.
    KIVANÇ: Sevinç
    KIVILCIM: Yanmakta olan bir maddeden sıçrayan küçük ateş parçası
    KIZILTAN: Kızıl renk almış tan
    KÖSEM: Sürünün önünden giden,yol gösteren koç. Cildi temiz,pürüzsüz.
    KUĞU: Beyaz tüylü bir su kuşu
    KUMRU: Sevgilisine düşkünlüğüyle bilinen güvercin benzeri bir kuş
    KUMSAL: Kumla örtülü deniz kıyısı
    KUTAY: Kutlu,uğurlu ay
    KUTSAL: Güçlü bir dinsel saygı uyandıran kimse
    KUZEY: Bir yön
    KÜBRA: Büyük, ulu; Büyük önerme
    KAAN : 1.Hükümdar.2.Çin ve Moğol hükümdarlarına verilen ad.
    KADEM : Uğur - Ayak adımı - Yarım arşın
    KADİR : Kuvvetli, güç sahibi - Değer, onur, şeref
    KADRİ : Değer, kıymetle ilgili
    KAĞAN : Kaan, hükümdar
    KAHRAMAN : Yiğit, cesur - Bir olayın baş kişisi
    KAMER : Ay - Sadık hizmetli
    KAMURAN : Arzusuna erişmiş
    KANDEMİR : Güçlü soydan gelen
    KANER : Yiğit soydan gelen.
    KARABEY : Esmer, rengi karaya çalan Bey
    KARACAN : Esmer - Küçük ağaçcık
    KARAHAN : 1.Tarihte bazı hanlara verilen ad.2. Anadolu'da bir devlet.
    KARATAY : Anadolu Selçuklu devlet adamı.
    KARAN : Kahraman, yürekli - Karanlık
    KARANALP : Esmer, karayağız, yiğit
    KARTAL : Çok güçlü, iri yırtıcı kuş
    KARTAY : Yaşlı, pir
    KAYA : Büyük, sert taş kütlesi
    KAYAHAN : Güçlü, sert hükümdar
    KAYHAN : Güçlü hükümdar
    KEMAL : Olgunluk - En yüksek değer - Erdem
    KENAN : Hz.Yakup'un ülkesi. Cennet, Filistin
    KEREM : Soyluluk - Cömertlik, bağış
    KEREMŞAH : Asil, soylu şah, hükümdar
    KERİM : Cömert - Ulu, büyük
    KILIÇ : Sivri uçlu,keskin, çelikten silah
    KILIÇALP : Kılıç gibi keskin, yiğit
    KILIÇHAN : Kılıç gibi keskin, güçlü yiğit
    KIRCA : Dolu - Ufak taneli kar - Borayla gelen yağmur
    KIRDAR : Ölçülü davranış
    KIRHAN : Kırçıl han
    KIVANÇ : Övünç, iftihar
    KORAL : Sınır muhafızı
    KORALP : Yiğit sınır muhafızı
    KOLÇAK : Yiğit, mert, koçak
    KORAY : Kor renkli ay.
    KORCAN : Ateşli, canlı
    KORÇAK : Heykel
    KOREL : Kor gibi etkili, yakıcı kişi
    KORHAN : Kor gibi kızgın hükümdar.
    KORKUT : Büyük dolu tanesi - Hayali yaratık
    KORTAN : Kor renkli tanyeri - Yalçın kaya - Pelikan
    KÖKER : Köklü soydan gelen
    KÖKSAL : Kökünü derinlemesine sal, soyun genişlesin
    KUBAT : Kaba, şişman
    KUBİLAY : Ünlü Moğol hükümdarı
    KUDRET : Güç, kuvvet - Allah'ın gücü - Zenginlik - Yetenek
    KUNTAY : Ay gibi sağlam, güçlü
    KUNTER : Sağlam, kuvvetli
    KUTAY : Uğurlu ay.
    KURTBEY : Kurt gibi atılgan, güçlü
    KUTAN : Dua, yalvarma - Saka kuşu
    KUTAY : Uğurlu ay
    KUTBAY : Uğurlu kişi
    KUTER : Kutlu uğurlu kişi.
    LAL: Parlak, koyu kırmızı renkte olan
    LALE: Çan biçiminde bir çiçek
    LALEHAN: Lalelerin sultanı.
    LALEZAR: Lale yetiştirilen yer,lale bahçesi.
    LAMİA: Parlayan, parlak.
    LATİFE: Yumuşak,hoş,güzel,nazik. Güldüren güzel söz,şaka.
    LEMA: Parıltı,parlayış.
    LEMAN: Parlama,parıltı.
    LEMİS: Dokunma,elleme.
    LERZAN: Titreyen,titrek
    LEYAN: Parlayan,parlayıcı. Konfor. Lüks hayat.
    LEYLA: Saçları gece gibi simsiyah olan kadın; Çok karanlık gecede görülen ışık.
    LEYLİFER: Gece ışığı
    LİLA: Açık eflatun
    LİNET: Sürgün..
    LAÇİN : Bir cins şahin - Sarp, yalçın
    LAMİ : Sert, çatık kaşlı veya Aslan
    LATİF : Allah'ın kulu
    LEMA : Herşeye gücü yeten
    MAHİRE: Hünerli,becerikli.
    MAHPERİ: Güzeller güzeli.
    MAİDE: Üzerinde yemekler bulunan sofra; Yemek, ziyafet
    MANOLYA: Bir süs bitkisi
    MARAL: Dişi geyik
    MAVİSU: Deniz
    MAYIS: Bir bahar ayı
    MEBRUKE: Kutlu kadın ("mübarek kelimesinin dişisi")
    MEDİHA: Övülen,beğenilen,sevilen kadın.
    MEHİR: Ay parçası
    MEHPARE: Ay parçası gibi güzel.
    MEHTAP: Ay ışığı,dolunay.
    MEHVEŞ: Ay gibi güzel kadın
    MELDA: İnce ve taze bedenli
    MELEK: Tanrı katında bulunan ruhani varlıkların her biri; Pek güzel, yumuşak huylu ve masum (mecazi)
    MELİHA: Güzel,şirin,sevimli.
    MELİKE: Kadın hükümdar,padişah eşi.
    MELİS: Bal, bal arısı
    MELİSA: Oğul otu
    MELTEM: Yazın karadan denize doğru esen yel
    MENEKŞE: Mor beyaz renkli, kokulu, yuvarlak yapraklı bir çiçek
    MERAL: Dişi geyik,ceylan.
    MERCAN: deniz dibine ağaç gibi kök salarak büyüyen, hayvan gibi duyguya sahip, kırmızı renkli, kalker iskeletli bir canlı türü
    MERİÇ: Bulgaristan'dan çıkıp Edirne yakınlarında Arda ve Tunca ile birleştikten sonra Türk-Yunan sınırı boyunca akarak Enez yakınlarında Ege Denizi'ne dökülen ırmak
    MERİH: Mars gezegeni
    MERVE: Mekke'de Safa dağının karşısındaki kırmızı renkli tepenin adı
    MERYEM: İsa peygamberin annesinin adı
    MERZE: Mercan.
    MEYYAL: Meyleden,aşırı istekli. Fazlaca eğilen. Eğik.
    MISRA: Manzumenin satırlarından her biri,dizeler.
    MİHRİBAN: Dost,sevgili,yarendeş. İyi yürekli,güler yüzlü.
    MİHRİCAN: Dost,sevgili. Sonbahar.
    MİHRİGÜL: Güler yüzlü,dost,sevecen,güzel.
    MİHRİNAZ: Çok nazlı.
    MİHRİNUR: Güldüğünde ışıklar saçan.
    MİMOZA: Bir süs bitkisi
    MİNA: Mine. Liman. Şişe,cam,billur. Şarap şişesi.
    MİNE: İnce ve parlak nakış; Madenler üzerine vurulan renkli cam tabakası; Şişe, cam, billur sırça
    MİRAY: Yılın ilk aylarında doğan
    MİRCAN: Güneş gibi aydınlık.
    MÜGE: İnci çiçeği
    MÜJDE: Sevindirici haber; İyi haber getirene verilen bağış
    MÜJGAN: Kirpikler.
    MACİT : Şan, şeref sahibi - İyi ahlaklı
    MAHİR : Becerikli, hünerli
    MAHMUT : Övülmeye değer, hamdolunmuş
    MANÇO : Manda yavrusu
    MANSUR : Yardım edilmiş - Allah'ın yardımıyla galip gelmiş
    MAZHAR : Bir şeyin göründüğü, çıktığı yer - Onurlanma
    MECİT : Çok ulu, yüce
    MECNUN : Cin çarpmış - Delice seven
    MEHMET : Muhammed isminin Türkçe'de söylenişi
    MELİH : Güzel, şirin, sevimli.
    MEMDUH : Övülmüş
    MENDERES : Bir akarsu yatağının az eğimli ovalarda çizdiği kıvrım
    MENGÜ : Ölümsüz, ebedi
    MENSUR : Saçılmış, dağılmış - Ölçüsüz, uyaksız söz
    MERİÇ : Balkan yarımadasında bir akarsu
    MERİH : Bir gezegen
    MERT : 1.Yiğit. 2.Sözünün eri, güvenilir kimse.
    MESUT : Mutlu, bahtiyar
    METE : Büyük Hun imparatoru.
    METİN : Metanetli, sağlam - Özü, sözü doğru
    MİTHAT : Övme
    MİRKELAM : Güzel, nazik konuşan
    MİRZA : Hükümdar soyundan gelen
    MUHAMMED : Yüce Peygamberimizin ismi - Tekrar tekrar övülmüş - Güzel huylu
    MURAT : 1.İstek. 2.Amaç.
    MURATHAN : Arzulu hükümdar
    MÜJDAT : Müjdeler, sevinçli haberler
    NADİDE: Az bulunur,görülmemiş. Çok değerli,eşsiz.
    NADİRE: Az bulunan.
    NAĞME: Güzel uyumlu ses, ezgi; Birinin yalandan ve nazlanarak söylediği söz
    NAHİDE: Venüs gezegeni. Ergenlik çağında genç kız.
    NARİN: İnce, ince yapılı, kibar
    NAŞİDE: Şair,şiir okuyan ve yazan.
    NAZ: İsteksiz gibi görünen, çekingen davranış
    NAZAN: Cilve yapan,nazlanan,nazenin.
    NAZER: Nazar
    NAZGÜL: Gül kadar güzel olan,nazlı.
    NAZLI(M): Naz yapan; İşveli(m), edalı(m)
    NAZLIHAN: Naz yapan han anlamında
    NECLA: Evlat,çocuk. Soylu.
    NEFİSE: Çok güzel,değerli.
    NEHAR: Gündüz anlamındadır
    NEHİR: Akarsu, ırmak
    NEHİRE: Gereğinden fazla.
    NERGİS: Bir süs bitkisi
    NERMİN: Yumuşak,narin,ince.
    NESLİ: Soylu.
    NESLİHAN: Han soyundan. Sevgi ile hükmeden.
    NESLİŞAH: Şah soyundan
    NESRİN: Yaban gülü
    NEŞE(M): Gönül açıklığı(m), sevinc(im)
    NEŞVE: Keyif,neşe.
    NEVA: Ses, ahenk; Güç, zenginlik, servet; Nasip; Türk müziğinde bir makam
    NEVAL: Talih,kader,kısmet.
    NEVADE: Torun anlamında
    NEVBAHAR: İlkbahar, ilkyaz
    NEVESER: Türk Müziğinde Dede Efendi'nin bulduğu bileşik bir makam
    NEVGECE: Yeni yeni oluşan gece
    NEVGÜL: Yeni açmış gül
    NEVİD: Yeni, yepyeni
    NEVRA: Beyaz çiçek. Işıklı olma,parlaklık.
    NEVRES: Yeni yetişen.
    NEYİR: Işıklı, aydınlık, parlak
    NİGAR: Resim kadar güzel sevgili; Nakış; Resim
    NİHAL: İnce ve düzgün vücutlu sevgili. Fidan,taze sürgün.
    NİHAN: Saklanmış, gizli olan; Sır
    NİL: Çivit. Mısır'da bir nehir
    NİLAY: Işıklı mavi,ışıklı lacivert.
    NİLGÜN: Lacivert renkli, çivit renginde
    NİLÜFER: Durgun sularda yetişen, değişik renkli ve uzun ömürlü su bitkisi
    NİRAN: Nurlar,aydınlıklar,ışıklar. Ateşler. Cehennem.
    NİSA: Kadın,kadınlar.
    NİSAN: Gelin çiçeği; İlkbaharın ilk ayı
    NUR: Aydınlık, parıltı, parlaklık
    NURAN: Nurlu,ışıklı.
    NURAY: Işık saçan.
    NURCAN: Aydınlık insan.
    NURFER: Işık veren,aydınlatan,ferahlatan.
    NURGÜL: Nur+Gül
    NURGÜN: Nur+Gün
    NURPERİ: Bir peri kadar göz kamaştırıcı güzelliğe sahip olan.
    NURSAL: Işıksal ışıkla ilgili
    NURSAY: Işık gibi say, ışık gibi bil anlamında
    NURSELİ: Işık seli (yağmuru) anlamında
    NURSEZA: Nura layık, ışığa, aydınlığa layık anlamında
    NURTEN: Işık gibi duru tenli anlamında
    NUTİYE:Gökyüzündeki en parlak yıldız
    NÜKET: Nükte, zarif, güzel sözler
    NÜKHET: Güzel koku
    NÜKTE: İnce anlamlı, düşündürücü şaka söz.
    NADİ : Haykıran, seslenen - Toplantı
    NADİR : Az bulunur
    NAFİ : Yararlı - Şifa, hayırlı
    NAFİZ : Becerikli,atılganDelen, içeri işleyen - Etkili, sözü geçen
    NAHİT : Venüs gezegeni, zühre - Ergen
    NAİL : Muradına ermiş
    NASUH : Öğüt veren - Temiz
    NASUHİ : Bozulmaz biçimde tövbe eden
    NAŞİT : Şiir yazan, okuyan
    NAZIM : Düzenleyen - Manzume yazan
    NAZİF : Temiz - Zarif
    NECAT : Kurtulma
    NECDET : Kahramanlık, yiğitlik
    NEDİM : Tatlı , güzel konuşan
    NEDRET : Az bulunan, seyrek
    NEHAR : Gündüz
    NEJAT : Soy, nesil - Doğa, yaradılış
    NESİM : Yumuşak rüzgar - İyi, yumuşak huylu
    NEŞAT : Sevinç, neşe
    NEŞET : Meydana gelme, yetişme OKSAL: Ok at; Oka ilişkin
    OKŞAN: Sevil,şefkat gör.
    OLCA: Ganimet,bolluk.
    OLCAY: Mutlu, ongun; Rastlantıları düzenlediği ve böylece de insanlara iyi ya da kötü durumlar hazırladığı sanılan şey, şans, talih
    OLGAÇ: Bilgi ve görgüde olgunlaşan
    OMAY: Gözde,sevilen,beğenilen.
    ONGU: Sağlık,mutluluk.
    ONGÜL: Ön ayak olmak; İlk gül
    ORKİDE: Salepgillerden güzel çiçekli birtakım bitki türlerinin ortak adı
    OYA: Bir nesneye oyularak yapılan süs; Genellikle ipek veya ibrişim ile iğne, mekik, tığ kullanılarak yapılan ince dantel
    OYLUM: Hacim, dirim; İçi oyulmuş, çukur duruma getirilmiş; Resimde derinlik, üç boyutluk etkisi, mimarlıkta mekan karşılığı.
    ÖDÜL: Armağan
    ÖĞÜN: Kendini yücelt. Zaman. Kez,defa.
    ÖĞÜT: Tavsiye.
    ÖMÜR: Yaşama süresi,hayat.
    ÖNAY: Yeni çıkmış ay
    ÖNGÜL: Direnen,inatçı. Kılavuz. Öncü,teşvik eden.
    ÖRGÜN: Türlü ve düzenli parçalardan oluşan
    ÖVGÜ: Övme, övmek için söylenen söz
    ÖVGÜN: Övülmüş, övülen kişi
    ÖVÜNÇ: Övünmeye yol açan ya da hak kazandıran şey, kıvanç, sevinç, övünç,
    ÖYKÜ: Hikaye, ayrıntılarıyla anlatılan olay
    ÖZBEN: Bireyin kendi varlığı; Gerçek ben anlamında
    ÖZDE: Kişinin kendi içinde, özünde, canda olan
    ÖZDEN: Özle, öz varlıkla, gerçekle ilgili
    ÖZEN: Büyük hassasiyet göstermek
    ÖZGE: Yabancı. İyi,güzel. Cana yakın,şakacı. Yürekli,gözü pek
    ÖZGEN: Başına buyruk. Rahat. Özü geniş. Kuzu kulağı otunun filizi
    ÖZGÜL: Gerçek gül, benim gülüm anlamında
    ÖZGÜR: Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya, koşula bağlı olmayan, başına buyruk, hür
    ÖZLEM: Bir şeye karşı duyulan istek, bir kimseyi ya da bir şeyi görme, kavuşma isteği; Hasret
    ÖZLEN: Görme isteği uyandır, kavuşma isteği ver, seni özlesinler
    ÖZNİL: Nil gibi verimli.
    ÖZNUR: Özü ışıklı,aydınlık.
    ÖZSU: Besleyici su, besisuyu, bitkilerin dokularında bulunan su
    ÖZÜN: Şiir. Hak edilmiş ün.
    ÖZTEN: Güzel tenli
    OGÜN : Belirli bir günde doğan
    OĞAN : Güçlü, kuvvetli
    OĞUL : Erkek evlat - Kovandan çıkan arı topluluğu
    OĞULCAN : Can dost.
    OĞUR : Uğur - Samimi, içten
    OĞUZ : Saf, iyi yaradılışlı - Sağlam, güçlü
    OĞUZHAN : Yiğit han - Oğuzların efsane kahramanı
    OKAN : Anlama, öğrenme - Oğuz
    OKAY : Beğeni, ok gibi delici, ay gibi aydınlık.
    OKBAY : Ok gibi delici, saygın ve zengin kimse.
    OKCAN : Hareketli, canı tez
    OKER : Hızlı, hareketli
    OKTAR : Ok atan, okçu
    OKTAY : Öfkeli, sinirli
    OLCAY : Şanslı, talihli
    OLGUN : Bilgili, görgülü, iyi yetişmiş
    OMAÇ : Hedef, amaç
    OMAY : Seçkin, seçilmiş
    ONAT : İyi, güzel - Doğru ve dürüst nitelikli
    ONAY : Uygun bulma
    ONGAR : Kurtuluş
    ONGUN : Tam - Verimli, bayındır - Kutlu, uğurlu - Gelişmiş, gürbüz
    ONUR : Kişinin kendin saygısı, özsaygı
    ONURAL : Şan, şeref kazan
    ONURALP : Onuruyla tanınmış yiğit
    ONURHAN : Onurlu hükümdar
    ORÇUN : Ardıl, halef, oğul.
    ORHAN : Şehrin hakimi
    ORHUN : Orta Asya Türklerinde eski yazı türü.
    ORKAN : Hükümdar soyundan gelen.
    ORKUN : Çoban beyi.
    ORKUT : Kutsal şehir.
    ORTAÇ : Tepe - Mirasçı - Veliaht
    ORTUN : Ortanca kardeş PAMİRA: Orta Asya'da bir yayla
    PAPATYA: Baharda çiçek açan bir kır bitkisi
    PARLA: Parlamak eyleminden parla, ışık saç; Başarılı ol, ünün sanın artsın; Güzel ol, güzel görünüşlü ol
    PELİN: Acı ve güzel kokulu bir bitki
    PELİNSU: Pelin+Su, hem pelin hem su anlamında
    PERÇEM: Kahkül
    PERİ: Cisimleri çok latif ve görünmez olan hoş yaratık; Güzel insan, güzel kimse
    PERRAN: Uçan, uçucu
    PERVİN: Ülker yıldızı
    PETEK: Arıların bal topladıkları balmumu yuvacıkları
    PEYDA: Belli, açık, ortaya çıkmak, oluşmak
    PINAR: Büyük su kaynağı
    PAKEL : Sezgi, anlayış, dikkat
    PAKER : Sert, çatık kaşlı veya Aslan
    PAKSOY : Allah'ın kulu
    PAMİR : Herşeye gücü yeten
    PARS : Becerikli,atılgan
    PAYDAŞ : Dünya,varlık
    PAYİDAR : Doğruluk gösteren-Adaletli davranan
    PEKAY : Çok aydınlık, ay gibi ışıklı.
    PEKCAN : Cennette ölümsüzlüğe kavuşan
    PEKEL : Sağlam, güçlü el.
    PEKER : Güçlü yiğit, çok sağlam.
    PEKİN : Doğruluğu kesinlikle bilinen.
    PERKER : Güçlü ve yiğit kişi.
    PERTEV : Dürüst,güvenilir
    PEYAM : Mutlu,sevinçli gün
    PEYKAN : Beyaz taç,gelin tacı
    PEYMAN : Aydınlık gece
    POLAT : Din uğruna çalışan RABİA: Dördüncü.
    RAHŞAN: Parlayan, parlak, aydınlık,ışıltı.
    RANA: İyi, güzel, yumuşak, hoş
    RAVZA: Sulu, su yatağı yer; Bahçe
    REBİA: Bahar.
    RENAN: Çok ses çıkaran, çınlayan
    RENGİN: Boyalı, renkli; Hoş, latif ve güzel
    REVAN: Yürüyen, giden; akan, akıp giden. Ruh,can.
    REYHAN: Yaprakları güzel kokan bir süs bitkisi, fesleğen
    REZZAN: Ağırbaşlı, onurlu
    RİMA: Dişi ceylan yavrusu
    ROSA: Gül rengi,pembe kırmızı arası bir renk.
    RUHAN: Güzel kokulu
    RUHSAR: Yanak, yüz, güzel yüz
    RUHŞEN: Neşeli,canlı.
    RUHUGÜL: Gül kadar temiz bir ruha sahip olan.
    RUKİYE: Büyü,sihir.
    RÜÇHAN: Üstünlük
    RÜYA: Düş; Gerçekleşmesi imkansız durum, hayal; Gerçekleşmesi beklenen şey, umut
    RAFET : Sert, çatık kaşlı veya Aslan
    RAUF : Dünya,varlık
    RAMAZAN : Doğruluk gösteren-Adaletli davranan
    RAMİM : Cennette ölümsüzlüğe kavuşan
    RAMİM : Çok övülmüş,methedilmiş
    RABSİN : Beyaz ay,dolunay
    RAUF : Mutlu,sevinçli gün
    RECEP : Beyaz taç,gelin tacı
    REFİK : Din uğruna çalışan
    REHA : Candan,cana yakın
    REKİN : Gururlu, ağırbaşlı.
    RENAN : Kızıl kan SABA: Gündoğusundan esen hafif ve tatlı rüzgar. Türk müziğinde bir makam
    SABAH: Günün ağarmasıyla başlayan ilk saatler
    SAHRA: Kır,ova,çöl
    SALİHA: Yararlı,iyi,elverişli.
    SANAL: Sanlı ol, ünlen
    SANEM: Çok güzel kadın; Put
    SARA: Halis, saf, katkısız
    SARE: Olmak, oldu; Cemaat, topluluk; İhtiyaç, susuzluk
    SARGIN: Albenili, çekici, büyüleyici,yıldızı şirin, hoşa giden, sevimli, güzel
    SAYE: Gölge; Koruma, yardım, sahip çıkma
    SAYGIN: Sayılan, sevilen
    SAYIL: Her zaman saygı gör
    SEBLA: Uzun kirpikli göz
    SEÇİL: Beğeni, sevgi, üstünlük gösterilen
    SEÇKİN: Benzerler arasında nitelikleriyle göze çarpan, elit
    SEDA: Ses; Doğa veya bir engele çarpıp geri dönen ses, yankı
    SEDEF: Midye ve istiridye gibi deniz hayvanlarının kabuğunda bulunan pırıltılı, beyaz, sert bir madde; Bu maddeden yapılmış veya bu madde ile süslenmiş
    SEDEN: Uyanık, tetikte; Gözü açık olmak
    SEGAH: Doğu müziğinin makamlarından
    SEHER: Tan ağartısı
    SEL: Taşkın su
    SELDA: Bir söğüt cinsi
    SELEN: Haber, müjde
    SELİN: Gür akan su
    SELİNTİ: Ufak sel
    SELİS: Akıcı söz
    SELMA: Barış içinde,huzur,erinç.
    SELMİN: Barış ve sevgi duygusuyla dolu olan
    SELVA: Amerika'da Amazon, Afrika'da Nijer ırmakları gibi ekvator bölgesinde büyük suların geçtiği havzalarda bulunan geniş ve balta girmemiş ormanlara verilen ad.
    SELVİ: İnce uzun ağaç
    SEMA: Gökyüzü; Göç
    SEMANUR: Nurlu gökyüzü
    SEMEN: Yasemin çiçeği. Semizlik.
    SEMİN: Değerli, pahalı; Semizlik
    SEMİRAMİS: Babil'in Asma Bahçeleri'ni kurduran Asur kraliçesi
    SEMRA: Esmer kadın.
    SENA: Övmek, methetmek; Şimşek parıltısı; Yücelik, yükseklik; Aydınlık; Bir ot adi
    SENAHAN: Metheden, alkışlayan, öven
    SENAR: Yar, aşık, seven insan
    SENAY: Ay gibi güzelsin.
    SENEM: Kars dolaylarında kadın ve erkeklerin karşılıklı olarak oynadıkları bir halk dansı; Arapça'da put; Arapça'da kendine tapılacak kadar güzel olan kadın, sevgili, güzel
    SERA: Varlıklı olmak, zengin olmak; Şarkı söyleyen; Yer, toprak; Ok yapımında kullanılan bir ağaç
    SERAP: Çorak yerlerde, çölde, sıcak ve ışığın etkisiyle, ileride, yakında ya da ufukta su veya yeşillik var gibi görünmesi olayı
    SERAY: Ay gibi güzel
    SEREN: Gemi direği
    SERMA: Kış soğuğu
    SERPİL: Gelişmek,büyümek.
    SERPİN: Yağmur
    SERRA: Rahatlık,kolaylık
    SERTAP (SERTAB): İnatçı anlamında
    SEVAL: Severek al anlamında
    SEVDA: Vurgunluk, tutkunluk, aşk; Heves, arzu, kuvvetli istek
    SEVDEM: Sevginin en son demi
    SEVEN: Bir başkasına sevgi duyan
    SEVGİ: İnsanı bir şeye ya da bir kişiye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten duygu
    SEVGÜL: Gül gibi sevilen.
    SEVİL: Her zaman sevilen biri ol
    SEVİM: Sevmek eylemi; Bir kişi ya da bir şeyde bulunan o kişi ya da şeyi başkalarına sevdiren özellik
    SEVİNÇ: İstenilen şeyin olmasıyla duyulan coşku
    SEVTAP: Tapılacak kadar çok sevilen.
    SEYLAN: Sel, akma, akış
    SEYYAL: Akıcı, akışkan
    SEZEN: Hisseden, sezgili
    SEZER: Açık bir kanıt olmaksızın, olmuş ya da olacak bir şeyi duyumsar
    SEZGİ: Sezmek eyleminden sezgi; Sezme yeteneği
    SEZİN: Sezinleme işi, sezme. Duygulu,anlayışlı.
    SILA: Bir süre ayrı kaldığı bir yere veya yakınlarına kavuşmak; Doğup büyüdüğü ve özlediği yer; Bahşiş, hediye; Bağ
    SİBEL: Henüz yere düşmemiş yağmur damlası (Fransızca "si belle": öylesine güzel anlamında)
    SİM: Gümüş gibi parlak ve beyaz
    SİMA: Yüz, çehre
    SİMGE: Anlamı olan harf, bitki gibi işaretler
    SİMİRNA: İzmir'in eski adı. Aynı zamanda Amazon savaşçılarının kraliçesinin adı.
    SİNEM: Yüreğim, çok sevdiğim
    SİTARE: Yıldız
    SONEDA: Nazlı olmaması temenni edilen
    SONGÜZ: Kasım ayının halk arasındaki adı
    SONYAZ: Sonbahar
    SU: Canlıların yaşaması için en gerekli olan kokusu, rengi olma
    SABRİ : Sabırla ilgili
    SACİT : Secde eden
    SADRİ : Göğüsle ilgili
    SAİT : Mübarek, kutlu - Sevap kazanmış
    SAİM : Oruçlu
    SAKIP : Delen, delik açan - Çok parlak
    SALİH : Elverişli, yararlı - Dinin emirlerine uyan
    SALİM : Sağlam - Kusursuz, eksiksiz
    SAMET : Çok yüksek, çok ulu - Hiç kimseye ihtiyacı olmayan
    SAMİ : Dinleyen, duyan - Yüksek, yüce
    SAMİH : Cömert, eli açık
    SAMİM : Bir şeyin merkezi, içi
    SANBERK : Gücüyle tanınmış.
    SANCAR : Kısa kama - Saplar, batırır
    SANER : Ünlü tanınmış.
    SARGIN : Candan, içten
    SARP : Çetin, sert
    SARPER : Zoru başaran kişi.
    SAVAŞ : Uğraşma,mücadele,kavga - Silahlı mücadele, harp
    SEÇKİN : Niteliklerinin yüksekliğiyle göze çarpan, elit.
    SEDAT : Doğru, haklı
    SELCAN : Coşkun, taşkın
    SELÇUK : Güzel konuşan - Türk hükümdarı
    SELİM : Sağlam, doğru, kusursuz - Temiz, içten
    SEMİH : Cömert, eli açık
    SEMİN : Çok değerli.
    SERCAN : Sevgili, sevilen
    SERDAR : Başkumandan, başbuğ
    SERGEN : Raf, vitrin - Tepelerdeki düzlük - Yorgun
    SERHAN : Kurt, canavar - Şarkıcıların başı
    SERHAT : Sınır - İki devlet arasındaki sınır
    SERKAN : Soylu kan, başkan
    SERKUT : Mutlu, talihli
    SERMET : Ebediyet, sonsuzluk
    SERTAÇ : Çok sevilen, sayılan
    SERTUĞ : Baş tacı edilen.
    SERVER : Başkan, reis
    SEZAİ : Uygun, yaraşan
    SEZER : Duyar, hisseder
    SEZGİN : Sezme yeteneği olan, duygulu, anlayışlı
    SITKI : İç temizliğiyle, doğrulukla ilgili
    SİMAVİ : Yüzle, çehreyle ilgili
    SİNAN : Mızrak, süngü gibi silahların sivri ucu
    SÖMER : Katışıksız güçlü
    SONER : Son doğan yiğit
    SONGUR : Şahin - Ağır, hantal
    SOYSAL : Uygar
    SÖKMEN : Yiğitlere veilen san
    SUAVİ : Değişmeyen - Kanıtlanmış
    SUNAR: Sunan, takdim eden
    SÜHEYL : Kutlu, uğurlu
    SÜLEYMAN : Saflık, temizlik
    SUMRU: Bir şeyin yüksek yeri, tepesi
    SUNA: Boylu, poslu, yakışıklı. Yaban ördeği.
    SURPERİ: Peri güzeli.
    SUZAN: Yakan,yakıcı.
    SÜHEYLA: Yumuşak ve iyi huylu,mütevazı kadın.
    SÜNDÜS: Ham ipek,ipekli.
    SÜSEN: Nisan-Haziran dönemlerinde açan güzel kokulu bir çiçek
    Şafak: Gündoğumundan önceki aydınlık.
    Şahane: Tam anlamıyla güzel.
    Şahika: Zirve, doruk.
    Şanal: Ünlen, ünün yayılsın.
    Şansal: Ünün yayılsın.
    Şayeste: Uygun, layık.
    Şaylan: Övünen, gururlu, neşeli.
    Şaziye: Sevinç, gönül ferahlığı.
    Şebnem: Su damlacığı, çiy.
    Şefika: Acıyan, esirgeyen.
    Şehnaz: Çok nazlı, Türk müziğinde bir makam.
    Şehrazat: Özgür.
    TAÇNUR : Mutluluk
    TAHİRE : Gündoğusundan esen rüzgar
    TAİBE : Tövbe eden, pişmanlık duyan
    TALHA : Güzellik
    TALİA : Güzel, şirin
    TALİHA : Rastlantıları düzenlediğine ve insanlara iyi veya kötü durumlar hazırladığına inanılan doğa üstü güç, şans, felek
    TAMAY : Dolunay, ayın on dördüncü
    TANAY : Secde eden
    TANSELİ : Şafak vakti gelen sel
    TANSU : Göğüsle ilgili
    TANYEL : Katıksız, arı - Seçilmiş
    TANYELİ : Tan vakti esen rüzgar
    TARA : Sahur zamanı doğan kız çocuğuna verilen ad
    TAYYİBE : 1.İyi davranış. 2.Yatıştırıcı, hoşa giden söz
    TENAY : Uygun, yakışan - Yetkili olan - Dine uygun hareket eden
    TENDÜ : Öz, asıl
    TENNUR : Yüksek, ulu
    TİJEN : Taç, taçlar
    TİLBE : Put - Güzel kadın
    TUBA : 1.Cennette bulunduğun inanılan büyük ağaç. 2.Güzellik, iyilik. 3.Rahat
    TUĞÇE : Küçük tuğ
    TULÜ : Doğuş, doğma (güneş için) anlamında
    TÜLAY : Ayın ince ışığı
    TÜLİN : Ayın çevresinde görülen ışık halkası
    TÜNAY : Gece ve ay
    TÜRKAN : 1.Kraliçe. 2.Güzel kız
    TÜRKÜ : Yankı, ses
    TÜRKAN : 1.Kraliçe. 2.Güzel kız
    TAHA : Kuran'da bir sure adı.
    TALAY : Gereğinden çok.
    TALİP : Arayan, isteyen - Alıcı müşteri
    TAMAY : Dolunay
    TAMER : Nitelikli, sayılan kişi
    TAN : Güneş doğmadan önceki alaca karanlık, şafak zamanı
    TANAY : Şafaktaki ay.
    TANBERK : Şafak çizgisi - Parlayan şimşek
    TANER : Şafak gibi aydınlık yiğit
    TANJU : Çinlilerin Türk hükümdarlarına verdiği ad
    TANKUT : Kutlu, uğurlu sabah
    TANSEL : Şafak seli, ışık seli
    TARCAN : Ayrıcalıklı dost.
    TARHAN : Oğuzlarda demirci ustası - Tüccarlar - Han ve komutan ünvanı
    TARIK : Sabah yıldızı, Zühre, Venüs
    TARKAN : İslam'dan önce Türklerin kullandığı vekil, vezir gibi san
    TAŞKIN : Coşmuş, taşmış halde bulunan - Akarsuların taşması
    TAYFUN : Okyanuslarda görülen fırtına
    TAYFUR : Küçük bir kuş türü
    TAYGÜN : Çocuk, torun
    TAYKUT : Kutlu, uğurlu çocuk.
    TAYLAN : Yakışıklı ve sırım gibi genç.
    TAYLAN : Yakışıklı ve sırım gibi genç.
    TEKAY : Eşi benzeri görülmemiş
    TEKCAN : Değerli, eşsiz
    TEKİN : Tek, eşsiz - Uyanık, tetikte
    TERCAN : Genç, delikanlı - Kırmızı buğday
    TEOMAN : Hun İmparatoru Mete'nin babası
    TEVFİK : Uygun düşme, uyma - Başarma - Allah'ın yardımına ulaşma
    TEZCAN : Telaşlı, heyecanlı
    TİMUÇİN : Moğol İmparatoru Cengiz - Katı, sağlam demir
    TİMUR : Demir - Türk-Moğol İmparatoru
    TOLAY : 1.Cemaat. 2.Topluluk.
    TOLGA : Savaşçıların giydikleri demir başlık
    TOPRAK : Yer kabuğunun yüzey bölümü
    TOYGAR : Tarlakuşu, turgay
    TUFAN : Nuh Peygamber zamanındaki güçlü yağmur
    TUGAY : İki alaydan oluşan askeri birlik
    TUĞRUL : Ak doğan - Selçuklu'nun kurucusu
    TUNA : Çok bol - Yavru - Görkemli, gösterişli - Bir akarsu
    TUNCAY : Tunç renkli ay
    TUNCER : Tunç gibi kuvvetli
    TUNÇ : Bakır, çinko, kalay karışımı
    TURAN : Türklerin en eski yurtlarına verilen ad
    TURGAY : Boz renkli, tarlalarda bulunan bir tür serçe
    TURGUT : Oturulacak yer, konut
    TURHAN : Soylu, seçkin UBEYDE : Tanrının kölesi
    UĞURGÜL : Uğurlu gül
    UHDE : Birinin yapmakla yükümlü olduğu iş, görev.
    ULYA : En yüce, en ulu, yüksek
    UMAY : Devlet kuşu
    UMUR : Görgü, deneyim LKÜ : Amaç, ideal
    ÜMRAN : 1.Bayındırlık. 2.Uygarlık, medeniyet. 3.İlerleme, mutluluk, refah
    ÜNZİLE : Gönderilmiş
    ÜZGÜ : Yersiz ve gereksiz olarak çektirilen üzüntü, eziyet
    UÇAR : Sezgi, anlayış, dikkat
    UFUK : Herşeye gücü yeten
    UĞUR : Becerikli,atılgan
    UĞURALP : Dünya,varlık
    UĞURCAN : Doğruluk gösteren-Adaletli davranan
    ULAÇ : Cennette ölümsüzlüğe kavuşan
    ULAŞ : Çok övülmüş,methedilmiş
    ULUÇ : Beyaz ay,dolunay
    ULUĞ : Yüce ve saygın kişi.
    UMUR : 1.Aldırış etme. 2.Tecrübesi çok olan, deneyimli.
    UMUT : Beyaz taç,gelin tacı
    URAL : Aydınlık gece
    UTKAN : Din uğruna çalışan
    UTKU : Yüce,ulu
    UYGUR : Şanı şerefi en yüksek olan
    UZAY : Kızıl kan ÜLKER : Boğa burcunda yedi yıldızdan biri
    ÜLGEN : Yüce, ulu - İyilik tanrısı
    ÜMİTCAN : Umutlu, hayırlı dost.
    ÜMİT : Umut
    Ünal : Adın duyulsun, tanın
    ÜNALP : Tanınmış, ünlü yiğit
    ÜNKAN : Tanınmış soydan gelen
    ÜNER : Tanınmış, ünlü
    ÜNAY : Ay gibi güzel ve şöhretli
    VAHİBE : Hibe eden, bağışlayan.
    VAHİDE : Tek yalnızca bir tane.
    VARİDE : Gelen, erişen - Söylenti
    VEDİA : Korunması için bırakılan emanet
    VERDA : Gül.
    VİLDAN : Yeni doğmuş çocuklar YAĞMUR : Bulutlardan yeryüzüne düşen su damlacıkları.
    YAPRAK : Bitkilerin solunumunu sağlayan, yeşil ve türlü biçimlerdeki ince bölüm
    YAREN : Dost, arkadaş
    YASEMİN : Çeşitli renklerde kokulu çiçekleri olan bir bitki
    YAŞAM : Hayat
    YELDA : 1.Uzun. 2.Yılın en uzun gecesi
    YELİZ : Ferah yer, aydınlık, havadar
    YEŞİM : Açık yeşil ve pembe renkli kolay işlenen değerli bir taş
    YILDIZ : Gökyüzündeki ışıklı cisimlerin her biri.
    YONCA : Çiçekleri kırmızı veya mor renkli çayır bitkilerinin genel adı
    YUDUM : Bir içimlik sıvı
    YÜKSEL : Başarı kazan, yücel VAHA : Çöl ortasında sulak ve yeşil yer.
    VAROL : Sağlıklı, uzun yaşa
    VASFİ : Nitelikle ilgili
    VEDAT : Sevgi, dostluk
    VEFA : Sözünde durma, dostluğunu sürdürme
    VELİT : Yeni doğmuş çocuk
    VOLKAN : Yanardağ
    VURAL : Vurarak al YAĞIZ : 1.Esmer 2.Doru. 3.Yiğit.
    YAĞIN : Yağmur - Yiğit
    YAHYA : Zekeriya'nın oğlu olan peygamber - Allah lütufkardır anlamında
    YAKUT : Parlak kırmızı, değerli taş
    YAKUP : Erkek keklik - Takip eden, izleyen
    YALÇIN : Sarp - Düz, kaygan - Parlak
    YALMAN : Kılıç, kama gibi şeylerin ucu - Sarp, dik
    YAMAN : 1.Gücü ve becerisi alışılmışın üzerinde olan.2.Korkulan.
    YASİN : Kur'an'ın 36.Suresi
    YAŞAR : Doğan çocuğun uzun ömürlü olması dileğiyle konan bir ad
    YAVUZ : İyi, güzel - Mert, cesur
    YEKTA : Tek, eşsiz
    YENER : Üstün gelen, kazanan
    YILDIRAY : Parlak, ışık veren ay
    YILDIRIM : Buluttan yere elektrik boşalması
    YILMAZ : Bıkmayan, azimli
    YİĞİT : Güçlü, yürekli, kahraman, alp.
    YUSUF : Yakup Peygamberin oğlu
    YÜCEL : Yüksel, yüce hale ge
    ZEHRA : Çok beyaz, parlak yüzlü
    ZEHRE : Çiçek.
    ZELİHA : Züleyha, su perisi
    ZENNAN : Kadınlar
    ZENNUR : Zinnur, nurlu, ışıklı
    ZEREN : Anlayışlı, kavrayışlı.
    ZERİN : Altından ya da altına benzer olan.
    ZERRİN : Altından yapılmış.
    ZEYNEP : Süs, bezek.
    ZİNNUR : Nurlu, ışıklı
    ZİŞAN : Şanlı, şerefli - Bir tür lale
    ZUHAL : Satürn gezegeninin adı.
    ZULAL : Hafif, güzel, soğuk su.
    ZÜBEYDE : Öz, asıl
    ZÜHRE : Çoban yıldızı, venüs.
    ZÜLAL : Saf, temiz, hafif tatlı su.
    ZÜLEYHA : Su perisi - Hz.Yusuf'un karısı
    ZÜMRA : Akıllı, çabuk kavrayan kadın.
    ZÜMRÜT : Cam parlaklığında, yeşil renkte, saydam bir süs taşı
    ZAFER : Amaca ulaşma, başarı - Düşmanı yenme
    ZAHİT : Parlak yıldız
    ZAHİR : Zekeriya'nın oğlu olan peygamber - Allah lütufkardır anlamında
    ZEKAİ : Zeka ile ilgili
    ZEKERİYA : Erkek - Bir peygamber
    ZEKİ : Çabuk anlayan, kavrayan
    ZEYNEL : Zenelabidin'in kısaltılmışı
    ZİHNİ : Akılla ilgili
    ZİYA : Aydınlık, nur
    Konu LL_MeraL tarafından (29.Ağustos.2011 Saat 00:49 ) değiştirilmiştir.



    Batı Aşığı !

    @sevgininsinifi

  • #2
    Gizem ÇELİKKOL (gigy) - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10.Mart.2010
    Nereden
    İSTANBUL/EYÜP
    Mesajlar
    13,558
    @Gizem ÇELİKKOL (gigy)







    maşallah canım
    ÖnceOkulÖncesi

  • #3
    Gülşah MUTLU - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    15.Mart.2009
    Nereden
    Tekirdağ ve İstanbul=)
    Mesajlar
    32,039
    @Gülşah MUTLU







    GÜLŞAH: Gül dalı; Güzelliğiyle ün salmış olan


    aaayyy..
    umut dalları likes this.
    6. yaşımız kutlu olsun!!!
    Ögretmen, insan davranislarini ve yeteneklerini gelistiren bir davranis mühendisidir.


    10.Yıl
    Önce Okul Öncesi

    #DİRENKPSS2015

  • #4
    BURCU-BAŞKAL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    13.Haziran.2009
    Nereden
    İZMRRR
    Mesajlar
    6,266
    @BURCU-BAŞKAL







    benimki yok darıldım şimdi

  • #5
    Gizem ÇELİKKOL (gigy) - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10.Mart.2010
    Nereden
    İSTANBUL/EYÜP
    Mesajlar
    13,558
    @Gizem ÇELİKKOL (gigy)







    bende göremedim varmış olmasada olur gerçi çok zor değil
    ÖnceOkulÖncesi

  • #6
    r@m@z@n - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    20.Mayıs.2010
    Nereden
    Sinop,İstanbul ve artık Mersin:))
    Mesajlar
    8,122
    @r@m@z@n







    RAMAZAN : Doğruluk gösteren - Adaletli davranan

    bende insanlık diz boyu



    "Mutluluk, herkes gibi yaşarken kimse gibi olmamaktır."





  • #7
    Gülşah MUTLU - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    15.Mart.2009
    Nereden
    Tekirdağ ve İstanbul=)
    Mesajlar
    32,039
    @Gülşah MUTLU







    Alıntı r@m@z@n Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    RAMAZAN : Doğruluk gösteren - Adaletli davranan

    bende insanlık diz boyu
    ramazan= 11 ayın sultanı
    MinikFare006 likes this.
    6. yaşımız kutlu olsun!!!
    Ögretmen, insan davranislarini ve yeteneklerini gelistiren bir davranis mühendisidir.


    10.Yıl
    Önce Okul Öncesi

    #DİRENKPSS2015

  • #8
    Gülşah MUTLU - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    15.Mart.2009
    Nereden
    Tekirdağ ve İstanbul=)
    Mesajlar
    32,039
    @Gülşah MUTLU







    isimlerle kişiliklerin uyuştuğunu söylerler hep.
    şuan dikkat ettim.

    ACUN : Dünya,varlık

    ACUN'UN GEZMEDİĞİ ÜLKE,KALMADI
    umut dalları and mavişmerve like this.
    6. yaşımız kutlu olsun!!!
    Ögretmen, insan davranislarini ve yeteneklerini gelistiren bir davranis mühendisidir.


    10.Yıl
    Önce Okul Öncesi

    #DİRENKPSS2015

  • #9
    BURCU-BAŞKAL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    13.Haziran.2009
    Nereden
    İZMRRR
    Mesajlar
    6,266
    @BURCU-BAŞKAL







    Alıntı Gülşah ALTAY MUTLU Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    isimlerle kişiliklerin uyuştuğunu söylerler hep.
    şuan dikkat ettim.

    ACUN : Dünya,varlık

    ACUN'UN GEZMEDİĞİ ÜLKE,KALMADI

  • #10
    r@m@z@n - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    20.Mayıs.2010
    Nereden
    Sinop,İstanbul ve artık Mersin:))
    Mesajlar
    8,122
    @r@m@z@n







    Alıntı Gülşah ALTAY MUTLU Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    ramazan= 11 ayın sultanı

    benden mi bahsediyosunuz yoksa oruçtan mı hocam



    "Mutluluk, herkes gibi yaşarken kimse gibi olmamaktır."





  • YORUM BIRAKMAK İÇİN ÜYE OLMALISINIZ !

    ÜYE OLMAK İÇİN TIKLA

    Benzer Konular

    1. İskambil kağıtlarındaki şekillerin anlamı nedir?
      Konu Sahibi DarkMagic Forum BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?
      Cevap: 3
      Son Mesaj : 18.Ağustos.2010, 21:24
    2. Eğitim Nedir? Tanımı, Anlamı...
      Konu Sahibi Ayşe Turan BAL Forum MAKALE-ARAŞTIRMA ve BİLİMSEL YAZILAR
      Cevap: 1
      Son Mesaj : 20.Nisan.2010, 20:43
    3. isminizin anlamı nedir?
      Konu Sahibi Gülşah MUTLU Forum SERBEST KÜRSÜ
      Cevap: 36
      Son Mesaj : 09.Aralık.2009, 00:02
    4. Ne gribisiniz öğrenin!
      Konu Sahibi Gülşah MUTLU Forum SAĞLIK
      Cevap: 0
      Son Mesaj : 02.Aralık.2009, 14:34
    5. İmdat çağrısı S.O.S 'in anlamı nedir?
      Konu Sahibi gulcinnnnn Forum BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?
      Cevap: 4
      Son Mesaj : 12.Eylül.2009, 19:02

    Bu Konu için Etiketler

    Yetkileriniz

    • Konu Acma Yetkiniz Yok
    • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
    • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
    • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
    •  

    Giriş

    Facebook ile Baglan Giriş