Bir şeyler beni öldürmüştü; ama yine de yaşıyordum.
Ne ki, adsız, anısız bir yaşamaydı bu; umuttan da pişmanlıktan da kurtulmuştum.
Bir geçmişim olmadığı gibi, geleceğim de olmayacak gibiydi; beni öldüren yaranın boşluğuna canlı canlı gömülmüştüm.
Ben yaranın kendisiydim.