Birinci düşüncen doğru.
6-7 yaşındayken ateşli bir hastalığa yakalandım. Muhtemelen anjin olmalıyım. Rahmetli babam hastaneye götürdü. İğne olmak istemiyordum, çünkü annem de mahallede komşulara iğne yapardı, beni içeriye almazlardı ama kimi kadınlar iğne olurken canı yanmış gibi ses çıkartırdı, iğneyi olduktan sonra da ''eline sağlık'', der güle oynaya çıkar giderlerdi...
Neyse beni sedyeye yatırdılar, iki kişi bacaklarımdan, iki kişi kollarımdan dört kişi beni tuttu ve sağlık memuru iğnemi yaptı. Üstelik penisilin. O devasa iğnenin acısı bir taraftan, penisilinin yakması diğer taraftan...
Ta ki, evleninceye kadar hiç bir kuvvet bana iğne yapamadı.
Bir gün idrar yolu enfeksiyonu oldum. Yine iğne olmam yine farz oldu
Öylesine ateşliyim ki hastaneye gidip iğne yaptıracak halim yoktu. Eşim mahalle iğnecisi (o zaman sağlık memuru bulmak ne mümkün? ) getirinceye kadar... Kadını karşımda görünce kalbim hızlı atmaya, midem bulanmaya başladı. Yatağın içine oturdum. ''Ben size iğne yaptırmam.'', dedim. Kadın:'' ben de meraklı değilim.'', dedi ve gitti.
Ben tin tin hastaneye...
O günden sonra doğum vs. derken iğneden korkum bitti.
İşte bu yüzden sürekli bebeklerimin poposuna iğne yapardım.
Başka iğne macerası olan var mı?