" MİRAÇ KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN " - Sayfa 2


             

Ä°letiÅŸim


 05xx xxx xx xx


vbnetron


[email protected]

×

" MİRAÇ KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN "

  1. #11
    Gülbin HİCRİ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    04.Mayıs.2009
    Nereden
    Şanlıurfa
    Mesajlar
    15,302
    @Gülbin HİCRİ







    herkese iyi kandillerr..
    <CENTER><MARQUEE behavior=alternate>ÖNCE OKUL ÖNCESİ 6 YAŞINDA!</MARQUEE>
    <A< font>
    </CENTER>


    İnstagram hesabım : @madamteacherr

  2. #12
    Kübra AKÇİMEN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    16.Haziran.2009
    Nereden
    umut şehrii
    Mesajlar
    16,879
    @Kübra AKÇİMEN







    BÜTÜN OKUL ÖNCESİ AİLESİNİN MİRAÇ KANDİLİNİ KUTLUYORUM

  3. #13
    umut dalları - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    19.Şubat.2010
    Nereden
    Ağrı / fransa
    Mesajlar
    6,706
    @umut dalları







    Alıntı Cihan ÇAĞLAYAN (egitim-tr) Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster




    "Bir gece, kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye (Muhammed) kulunu Mescid-i Harâm'dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ'ya götüren Allah noksan sıfatlardan münezzehtir; O, gerçekten işitendir, görendir."


    Bu Mübarek Geceyi Nasıl İhya Edeceğiz?
    1- Mîrac gecesinde,mutlaka bir camide olun! Çünkü camide olmak ile evde olmak arasında çok büyük farklar var... Camide kılınan namaz, evde kılınan namazdan yirmiyedi kat daha sevaplı, eğer mescid ise... Cuma namazı kılınan büyük cami ise elli kat sevaplı... Bir de camiye giderken, gelirken attığın her adımdan insanın bir günahı affoluyor, bir hasene kazanıyor, bir derece de terfi ediyor, rütbesi yükseliyor.

    O’nun için Mîrac gecesinde dikkat etmeniz gereken şeylerden birisi yatsı namazında mutlaka camide olacaksınız. Sabah namazında da mutlaka camide olacaksınız. Çünkü Hz. Osman (R.A.) den rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz şöyle buyurdu:


    “Kim yatsı namazını cemaatle kılarsa sanki gecenin yarısını ihya etmiş gibidir. Kim de sabahı da cemaatle kılmışsa gecenin tamamını ihya etmiş gibidir.”


    Bu mükâfatı kaçırmamak lâzım!

    2- Geceyi oruçlu olarak karşılayalım ve ertesi günü de, yani Receb ayının 26 ve 27. günlerini oruç tutalım.


    Hz. Peygamber (S.A.V) Efendimiz buyuruyor:


    “Recep ayında bir gün ve gece vardır ki Receb’in 27. gecesidir. Kim o gün oruç tutar ve geceyi ibadetle geçirirse yüz sene oruç tutmuş ve yüz sene ibadet yapmış gibi olur”


    3- Salat ü selâm okuyalım.. Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimize hiç olmazsa bir tesbih, salat ü selâm okumalıyız. Can ü gönülden, “Es-salatü ve’s-selamü aleyke ya Resûlellah” demeliyiz.
    4- Bu mübarek gece kusur ve günahlarımızdan tevbe ve istiğfarda bulunmalıyız. En azından bir tesbih “Estağfirullah” demeliyiz.


    5- Namaz kılalım.. Bu geceyi namaz kılarak ibadetle geçirmenin sevabı çok büyüktür. Mîrac gecesi ve gündüzündeki namazları cemaatle kılmaya son derece gayret göstermelidir. Kaza namazı bulunan kimseler, bu namazlarını kaza etmeye çalışmalıdırlar.

    Üzerinde namaz borcu olan kimsenin bu gecede hiç olmazsa bir günlük namaz kaza etmesi uygun olur. Böylece hem borcunu öder hem de geceyi ihya etmiş olur.



    Yatsı namazından sonra 12 rek'at "Hacet namazı" kılınır.






    Beher rek'atte Fâtiha-i şerîfeden sonra 10 İhlâs-ı şerîf okunur.



    Namaza niyet:


    "Yâ Rabbî, rızâ-i şerîfin için niyet eyledim namaza. Bu gece yedi kat gökleri ve bütün esrârını göstererek muhabbetin ile müşerref kıldığın sevgili habîbin Resûl-i Zîşan Efendimiz hürmetine ben âciz kulunu afv-ı ilâhîne, feyz-i ilâhîne ve rızâ-i ilâhîne mazhar eyle, Allâhü Ekber."


    Namazdan sonra:

    4 Fâtiha-i şerîfe, 100 defa: "Sübhânallâhi vel-hamdü lillâhi ve lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber. Ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil-aliyyil-azıym" 100 İstiğfâr-ı şerîf, 100 Salevât- şerîfe okunup duâ yapılır.




    Bu namazda, İhlâs-ı şerîfeler 100'er adet okunursa veya bu namaz 100 rek'at olarak kılınırsa; bunu yerine getiren mü'min huzûr-i ilâhîye namaz borçlusu olarak çıkmaz.



    Namaz borcu olanların hiç olmazsa 1 günlük namazlarını kaza etmeleri makbul olsa gerekir.

    6- Mirac gecesinden sonraki gün, mutlaka oruçlu olmalıdır. o gün öğle ile ikindi arasında 4 rekat namaz kılınır.

    Her rekatta Fatiha'dan sonra: 5 Ayetül Kürsi, 5 Kul ya Eyyühel Kafirün, 5 İhlası şerif, 5 Kul euzu birabbil felak, 5 Kul euzu birabbinas okunur.




    Not : Word Çıktısı Almak İçin Tıklayınız



    Mirac Gecesinde Neler Oldu?

    Mirac Gecesi, Recep ayının 27. gecesidir. Mirac mucizesi, hicretten bir buçuk yıl önce, 621 yılı başlarında vuku bulmuştur. Olayın iki aşaması vardır. Birinci aşamada Hz. Peygamber (s.a.v) Mescidül-Haram'dan Beytü'l-Makdis'e (Kudüs) götürülür. Kur'an'ın andığı bu aşama, gece yürüyüşü anlamında isra adını alır. İkinci aşamayı ise Hz. Peygamber (s.a.v)'in Beytü'l-Makdis'ten Allah'a yükselişi oluşturur. Mirac olarak anılan bu yükselme olayı Kur'an'da anılmaz, ama çok sayıdaki hadis-i şerifde ayrıntılı biçimde anlatılır.

    Hadis kitaplarında rivayet edildiği üzere:

    Hz. Peygamber (s.a.v) Burak ile Beytü'l Makdis'e vardıktan sonra oradaki büyük ve sert kayadan göğe çıkarıldı. Her bir gökte peygamberlerden biriyle görüştü, nice nice melekler gördü. Cennet ve cehennemin durumlarını gördü, Sidre-i Müntehâ'ya geçti, Allah'ın melekût âleminden bir çok acaib şeyler gördü. Nihayet beş vakit namazın farz kılınması emri ile aynı gecede geri döndü.

    Sabahleyin Mescid-i Haram'a çıkıp Kureyş'e haber verdi. Hayret etmek ve kabul etmemekten kimi el çırpıyor, kimi elini başına koyuyordu. İman etmiş olanlardan bazıları dönüp dinden çıktı. Birtakım erkekler Ebû Bekir'e koştular.

    Ebu Bekir;

    "Eğer o, bunu söylediyse şüphesiz doğrudur" dedi.

    Onlar:

    "Onu bu konuda da mı tasdik ediyorsun?" dediler.

    O da:


    "Ben onu bundan daha ötesinde tasdik ediyorum, sabah akşam gökten getirdiği haberleri yani peygamberliğini tasdik ediyorum" dedi. Bunun üzerine kendisine Sıddık unvanı verildi.


    Kureyşliler içinde Beytü'l-Makdis'i o zamanki haliyle bilenler vardı. Bunlar, onun vasıfları ve durumuyla ilgili sorular sordular, tanımlamasını istediler. Derhal Hz. Peygambere Beytü'l-Makdis gösterildi. Bunun üzerine ona bakıp anlatıyordu.

    "Gerçi Beytül-Makdis'i tanımlamada isabet etti." dediler.

    Sonra:

    "Haydi bakalım bizim kervandan haber ver, o bizce daha önemlidir, onlardan bir şeyle karşılaştın mı?" dediler.

    Peygamber (s.a.v)

    "Evet, falancanın kervanlarıyla karşılaştım, Revhâ'da idi. Bir deve kaybetmişler arıyorlardı. Yüklerinde bir su kadehi vardı. Susadım onu alıp su içtim ve yine eskiden olduğu gibi yerine koydum. Geldiklerinde sorun bakalım kadehte suyu bulmuşlar mı?" buyurdu.

    "Bu da diğer bir alâmettir" dediler. Sonra sayıların, yüklerini ve görünüşlerini sordular.

    Bu defa da kervan olduğu gibi Hz. Peygambere gösterildi ve sorduklarının hepsine cevap verdi ve buyurdu ki:
    "İçlerinde falan ve falan önde, boz renkte bir deve üzerinde dikilmiş iki harar olduğu halde falan gün güneşin doğması ile beraber gelirler".

    Bunun üzerine:

    "Bu da diğer bir âyettir" dediler ve o gün hızla Seniyye'ye doğru çıktılar. Güneş ne zaman doğacak da onu yalancı çıkaracağız diye bakıyorlardı. Derken içlerinden birisi:

    "Güneş doğdu!" diye haykırdı. Diğer birisi de:

    "İşte kervan geliyor, önünde boz bir deve ve içlerinde falan ve falan da var, tıpkı (Hz. Muhammed'in) dediği gibi" dedi. Böyle olduğu halde yine iman etmediler de:

    "Bu apaçık bir büyüdür." dediler. Bazıları göğe yükselmenin de "Burak" üzerinde meydana geldiğini söylemişler ise de gerçek olan şudur: Mescid-i Aksâ'ya kadar İsrâ (gece yolculuğu) Burak ile olmuş. Ondan sonra Mirac, asansör kurulmuştur.

    Ebu Sa'îd-i Hudrî'den rivayet olunduğu üzere Resulullah buyurmuştur ki:

    "Beytü'l-Mak-dis'te olanları bitirdiğim zaman Mirac getirildi ki, ben ondan güzel bir şey görmedim. Ve o, odur ki, ölünüz can çekişme vaktinde gözlerini ona diker. Arkadaşım, beni, onun içinde kapılardan bir kapıya ulaşıncaya kadar çıkardı ki, ona "Koruyucu melekler kapısı" denir. Koruyucular kapısı, gök koruyucularının beklediği dünya göğü kapısıdır.





    Nitekim bu konuda : "



    Ve onu, her kovulmuş şeytandan koruduk" buyurulmuştu.


    (Hicr, 15/17)



    Ve Ebu Sa'îd-i Hüdrî'nin diğer bir rivayetinde şu detaylı açıklama vardır:

    "Sonra Mirac getirildi -ki insanların ruhu onda göğe yükselir. Baktım ki, gördüğüm şeylerin en güzeli; görmez misin ölmek üzere olan kimse, ona nasıl gözünü diker? Bunun üzerine dünya göğü kapısına kadar yükseltildik. Cebrail kapının açılmasını istedi. "O kimdir?" denildi.

    "Cibril" dedi.


    "Yanındaki kim?" denildi.


    "Muhammed" dedi.


    "Öyle mi?


    O Peygamber olarak gönderildi mi?" denildi.


    O, "evet" dedi.

    Hemen kapıyı açtılar ve beni selamladılar. Bir de ne bakayım görevli bir melek gördüm ki göğü koruyor ve ona İsmail deniliyor, emrinde yetmişbin melek ve her birinin emrinde yüzbin melek var.

    "Burada Resulullah (s.a.v) şu âyeti okudu:


    "Biz o ateşin koruyucularını meleklerden başkasını kılmadık. Ve onların sayısını inkar edenler için yalnızca bir fitne (konusu) yaptık ki, kendilerine kitap verilenler, kesin bir bilgiyle inansın, iman edenlerin de imanları artsın; kendilerine kitap verilenler ve iman edenler (böylece) kuşkuya kapılmasın. Kalplerinde bir hastalık olanlar ile kafirler de şöyle desin:


    "Allah, bu örnekle neyi anlatmak istedi?" İşte Allah, dilediğini böyle şaşırtıp-saptırır, dilediğini böyle hidayete erdirir. Rabbinin ordularını Kendisi'nden başka (hiç kimse) bilmez. Bu ise, beşer (insan) için yalnızca bir öğüttür."
    (Müddessir, 74/31)


    ve buyurdu ki:

    Derken bir adam ile beraberim ki, şekli Allah'ın yarattığı günkü gibi, ondan hiçbir şey değişmemiş, kendisine soyundan olan insanların ruhu arzediliyor: "Mümin ruhu, hoş ruh, hoş kokuludur. Bunun kitabını (iyilerin defterin)de kılın" diyor. "Kâfir ruhu ise; kötü ruh, kötü kokuludur. Bunun kitabını (kötülerin defterin) de kılın" diyor.

    "Ey Cibril! bu kim?" dedim.

    "Baban Âdem" dedi. Ve o, bana selam verdi, gönlümü aldı, hayır ile dua etti

    "Hoş geldin salih peygamber ve salih evlad" dedi.

    Sonra baktım bir toplum gördüm ki, dudakları deve dudağı gibiydi. Onlara bir takım memurlar görevlendirilmişti, dudaklarını kesiyorlar ve ağızlarına ateşten bir taş koyuyorlar, bu taşlar makadlarından çıkıyordu.

    Ey Cibril! Bunlar kimler?" dedim.

    O: "Yetimlerin mallarını haksızlıkla yiyenlerdir" dedi.

    Sonra baktım bir toplum vardı ki, derilerinden sırım kesiliyor ve ağızlarına tıkılıyor. Ve yediğiniz gibi yiyiniz deniliyor. Ve bu onlara en iğrenç bir şey oluyor.
    "Ey Cibril! Bunlar kimler?" dedim.

    "Bunlar o koğucular, fitnecilerdir ki, insanların etlerini yerler ve sövmek ile ırz ve namuslarına saldırırlar." dedi. "
    Sonra baktım bir toplum var ki, önlerine bir sofra kurulmuş, üzerinde benim gördüğüm etlerin en güzellerinden kebaplar var, etraflarında da leşler var. Onlar, o güzel etleri bırakıp bu leşlerden yemeğe başladılar.

    "Bunlar kim? Ey Cebrail!" dedim.



    O:





    "Bunlar zinakarlar" dedi. "Allah'ın helal kıldığını bırakırlar da haram kıldığını yerler."


    Sonra baktım bir toplum var ki, karınları evler gibidir. Bunlar Firavun ailesinin yolu üzerinde bulunuyor. Firavun ailesi sabah ve akşam ateşe atılırken bunlara uğruyor, uğradı mı bunlar bir fırlıyorlar, fırlayınca her biri karnının ağır basması ile düşüyor ve bunun üzerine Firavun ailesi bunları ayaklarıyla çiğniyorlar.

    "Ey Cibril! Bunlar kimler?" dedim...

    Dedi ki:

    "Bunlar, karınlarında faiz yiyenlerdir. "onların misali kendisini şeytan çarpmış olan kimse gibidir".
    Sonra birtakım kadınlar memelerinden asılmış ve birtakım kadınlar, baş aşağı ayaklarından asılmış.

    "Ey Cibril! Bunlar kimler?" dedim. O:

    "Bunlar zina eden ve çocuklarını öldüren kadınlardır" dedi.

    Sonra ikinci göğe çıktık. Orada Yusuf ile buluştum. Ümmetinden kendine tabi olanlar da etrafında idi. Yüzü, ayın ondördündeki dolunay gibiydi. Bana selam verdi, hoş geldin dedi.

    Sonra üçüncü göğe geçtik. Orada iki teyzeoğlu; Yahya ve İsa ile buluştum. Giyimleri ve saç sakalları birbirine benziyordu. Bana selam verdiler. Hoş geldin dediler.

    Sonra dördüncü göğe geçtik. İdris ile buluştum. Bana selam verdi, hoşgeldin dedi.Nitekim yüce Allah:

    "Biz onu yüce bir yere yükselttik" (Meryem, 19/57) buyurmuştur.

    Sonra beşinci göğe geçtik. Orada milletine sevdirilmiş olan Harun ile buluştum. Etrafında ümmetinden birçok tabileri vardı, uzun sakallı idi. Sakalı hemen hemen göbeğine değecekti. Beni selamladı, hoşgeldin dedi.



    Sonra altıncı göğe çıktık, Orada Musa b. İmran ile buluştum. Çok kıllı idi. Üzerinde iki gömlek olsaydı kılları onlardan çıkardı. Musa dedi ki:



    "İnsanlar beni "Allah katında en şerefli olan yaratık" diye iddia ederler. Bu ise Allah katında benden yalnız daha şerefli olsaydı aldırış etmezdim. Fakat her peygamber ümmetinden kendine uyanlarla beraberdir. "
    Sonra yedinci göğe geçtik. Ben, orada İbrahim ile buluştum. Sırtını Beyt-i Ma'mur'a dayamıştı. Beni selamladı.
    "Salih Peygamber ve Salih evlad hoş geldin" dedi. Bunun üzerine bana denildi ki:
    "İşte senin yerin ve ümmetinin yeri."
    Sonra Resulullah,


    "Gerçekten İbrahim'e insanların en yakını, zamanında ona tabi olanlarla şu Peygamber (Hz. Muhammed) ve ona iman edenlerdir. Allah müminlerin yardımcısıdır."



    (Al-i İmran, 68) âyetini tilavet etti ve buyurdu ki:




    "Sonra Beyt-i Ma'mur'a girdim, içinde namaz kıldım. Ona her gün yetmişbin melek girer, Kıyamete kadar geri de dönmezler. Sonra baktım bir ağaç var ki bir yaprağı bu ümmeti bürür. Bunun kökünde bir kaynak akıyor, iki kola ayrılıyordu.

    "Ey Cibril! Bu nedir?" dedim. O:

    "Şu rahmet nehri, şu da Allah'ın sana verdiği Kevser'dir" dedi. Bunun üzerine rahmet nehrinde yıkandım, geçmiş ve gelecek günahlarım bağışlandı. Sonra Kevser'in akış istikametini tuttum ve nihayet cennete girdim. Bir de ne bakayım orada hiçbir gözün görmediği, kulağın işitmediği, insan kalbine gelmeyen şeyler var.


    Namaz Emri




    Sonra yüce Allah bana emrini emretti ve elli namaz farz kıldı. Ondan sonra Musa'ya uğradım.

    "Rabbin ne emretti?" dedi.


    "Üzerime elli namaz farz kıldı" dedim.


    O:

    "Dön, azaltması için Rabbine yalvar. Çünkü ümmetin bunun altından kalkamaz" dedi.


    Rabbime döndüm, azaltması için yalvardım. O benden on vakit namaz indirdi. Sonra Musa'ya döndüm. Bu şekilde Musa'ya uğradıkça Rabbime dönüyordum. Sonunda beş vakit namaz farz kıldı.


    Musa, yine:


    "Rabbine dön, azaltmasını iste" dedi.


    Ben:


    "Çok müracaat ettim, artık utandım." dedim.


    Bunun üzerine bana denildi ki:

    "Sana bu beş vakit namaz, elli namazdır. Bir iyilik on katı iledir. Her kim iyilik yapmaya gayret eder de onu işlemezse, onu bir iyilik yazılır, işleyene de on iyilik yazılır. Her kim de bir günah yapmaya teşebbüs eder de işlemezse bir şey yazılmaz, işlerse bir günah yazılır."


    (alıntı



    AYRICA CİHAN BEY ÇOK TEŞEKKÜR EDERİZZZ BU GÜZEL GÜNÜ DAHADA ANLAMLI KILMAK ADINA PAYLAŞTIĞINIZ YAZINIZ İÇİN
    saraylar saltanatlar çöker
    kan susar birgün
    zulüm biter.
    menekşelerde açılır üstümüzde
    leylaklarda güler.
    bugünlerden geriye,
    bir yarına gidenler kalır
    bir de yarınlar için direnenler...


    ADNAN YÜCEL /yer yüzü aşkın yüzü oluncaya dek

  4. #14
    Meltem YANIKOĞLU - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    01.Mart.2009
    Nereden
    İstanbul
    Mesajlar
    16,374
    @Meltem YANIKOĞLU







    Tüm dostlarımızın kandilini kutlar, dualarının kabul olmasını dileriz.

    "Önce Okul Öncesi Ekibi"

  5. #15
    Emel Hoca - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    05.Mart.2009
    Nereden
    Eskişehir
    Mesajlar
    13,302
    @Emel Hoca







    NAMAZIN FARZ OLUNDUĞU BU GECE,


    DUALARINIZIN KABULÜNÜ DİLERİM.

  6. #16
    Sevim ERGENE - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    09.Nisan.2009
    Nereden
    İSTANBUL
    Mesajlar
    6,952
    @Sevim ERGENE







    herkesin kandili mübarek olsun dualarınızın kabul olması dileğimle
    ÖNCE OKUL ÖNCESİ 9 YAŞINDA!

  7. #17
    d kara - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    19.Nisan.2009
    Nereden
    KASTAMONU
    Mesajlar
    8,423
    @d kara







    Tüm önceokulöncesi ailesinin kandili mübarek olsun...
    BEN BİR DELİYİM


    ANLAMAYANA AZ GELİRİM,ANLAYANA ÇOK

  8. #18
    HALE GAMZE - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    08.Mart.2009
    Nereden
    İzmir-İstanbul-İspanya-İtalya ( i lerden gidiyorum,hayırdır... :)
    Mesajlar
    31,583
    @HALE GAMZE







    herkesin kandili mübarek olsun arkadaslar.
    81gamze81



    Önce Okul Öncesi Ekibi sizlerin de desteğiyle 10 yıldır okul öncesi eğitime destek vermektedir.
    10. yaşımız kutlu olsun!!!


  9. #19
    Emine TURAN TUNÇ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    21.Mart.2009
    Nereden
    İSTANBUL
    Mesajlar
    28,261
    @Emine TURAN TUNÇ







    dualarımızın kabul olmasını dilerim
    hayırlı kandiller

  10. #20
    evrem rık - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    11.Mayıs.2009
    Mesajlar
    26
    @evrem rık







    tüm müslümanların kandili mübarek olsun

YORUM BIRAKMAK İÇİN ÜYE OLMALISINIZ !

ÜYE OLMAK İÇİN TIKLA

Benzer Konular

  1. " BERAT KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN "
    Konu Sahibi TURKUAZ-E Forum SERBEST KÜRSÜ
    Cevap: 14
    Son Mesaj : 04.Temmuz.2012, 20:21
  2. MEVLİD KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN (14 ŞUBAT 2011)
    Konu Sahibi Emine TURAN TUNÇ Forum SERBEST KÜRSÜ
    Cevap: 19
    Son Mesaj : 15.Şubat.2011, 01:44
  3. REGAİP KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN....
    Konu Sahibi kimya84 Forum SERBEST KÜRSÜ
    Cevap: 13
    Son Mesaj : 18.Haziran.2010, 00:33
  4. MİRAÇ KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN
    Konu Sahibi Emine TURAN TUNÇ Forum SERBEST KÜRSÜ
    Cevap: 14
    Son Mesaj : 20.Temmuz.2009, 13:21
  5. "elifba" ve "kaya" doğum gününüz kutlu olsun...
    Konu Sahibi HALE GAMZE Forum DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN
    Cevap: 9
    Son Mesaj : 02.Haziran.2009, 00:25

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Facebook ile Baglan Giriş