Dr. Brenda Shoshanna
Sms, biz kadınlar için romantik bir araç bile olabiliyor.
Oysa erkekler için bizimle ilgilenmenin fazla vakit ve çaba harcamadan en kestirme yolu! İşte bu tembelliğe dur demenin yolları.
Eminiz ki gelen mesajlar kutunuzda; “Naber?” veya “Bu akşam görüşelim mi?’ gibi tonlarca mesaj vardır.
Bugünlerde, mesajlaşmak, her zaman olduğundan daha popüler. Türkiye’de günde 60-70 milyon adet SMS atılıyor.
Peki problem tam olarak nerede?
Zen And The Art of Failing in Love (Zen ve Aşık Olma Sanatı) adlı kitabın yazarı Dr. Brenda Shoshanna, “Mesaj yollama, erkeklere, ilişkileri için daha az enerji harcamanın yolunu açıyor.
İlişkinizde, SMS’ler yüzünden birbirinize karşı tembel bir hale geliyorsunuz” diye açıklıyor bu durumu.
İşte biz de, önünüze çıkabilecek bu tür tuzakları incelemeye karar verdik ve erkek arkadaşınızı bu alışkanlıklardan caydırmanın yollarını araştırdık.
*Teknolojik tehlike 1: Şansını denemekten çekiniyor
“Görüşelim mi” gibi belirsiz bir mesaj attığında, plan yapma sorumluluğunu sizin üzerinize atıyor demektir.
Bazı erkeklerin reddedilmekten (“İstemiyorsanız, cevap vermezsiniz, o da bunu kulağıyla duymaktan daha kolay kaldırabilir diyor Shoshanna) korktukları veya frene basmak için mesajlaşmayı seçtiklerini düşünüyor Washington’daki Internet ve Bilgisayar Bağımlılığı Merkezi’nin sahibi Hilarie Cash.
*Teknolojik tehlike 2: Bağlantı yok
Erkeklerle telefonda konuşmanın heyecanını bir düşünsenize. Seksi bir gülüş, coşkulu bir ses tonu duymak ne kadar da cazip. Ama mesajlaşma, bunları bir anda silip atıveriyor.
“Mesajlaşmak erkeklerin yakınlıktan kaçınmalarına olanak verir. Böylece iletişim çok yüzeysel kalır” diyor Cash.
Ayrıca, araştırmalara göre; erkekler ilişkiyi idare etmek için mesaj atarken, kadınlar ilişkiyi sağlamlaştırmak için yolluyor.
Bu şu anlama geliyor: O, karşılıklı iletişimi limitliyor ve sizin daha fazlasını istemenize sebep oluyor.
Bir dahaki sefer sizi aradığında, ona olumlu bir tepki verin.
Örneğin, “Sesini duymak ne güzel” diyebilirsiniz.
*Teknolojik tehlike 3: Hislerini anlamanız güçleşir
Cash, “Mesaj attığında sesini duymadığınız için, duygularını çözmeniz zorlaşır” diye açıklıyor.
“Dün gece çok eğlendim’ diye yazdığı zaman; ya sizinle vakit geçirmekten gerçekten hoşlanmıştır, ya da ilgisini çekmemişsinizdir ama size kibar davranmaya çalışıyordur.
Ama telefonda konuştuğunuzda, sesinin tonu ve vurgulamaları size bu konuda ipucu verecektir.
Mesajlarına cevap vermeyip, aradığında da onunla iyi bir tonda konuşarak, bundan vazgeçirebilirsiniz.
*Teknolojik tehlike 4: Tartışmalardan kaçıyor
Buluşma planınızı iptal etmek istediğini düşünelim.
“Sizin kızgınlığınızla yüzleşmemek için, bunu size mesajla bildirir” diyor Cash.
Shoshanna ise ilişkinizin ciddileşmesinden korkuyorsa, daha az mesaj atıp, sizi soğutmaya çalışıyor olabilir” diye ekliyor.
“Beni arayıp gelemeyeceğini söyleseydin daha iyi olurdu” diyerek size saygısızlık etmesinden hoşlanmadığınızı belirtebilirsiniz.
Siz talep ettikten sonra, eğer hâlâ sizi aramayıp, mesaj atmaya devam ediyorsa, cevap yazmayı kesin.
Belli ki, sizinle fazla ilgilenmiyor ve size değer veren yeni bir sevgili ve mesaj arkadaşı bulmanız gerekiyor.
*ERKEKLERE NEDEN SMS ATILMAZ?
Sevgiliniz ya da sevgili adayınızla yaptğınız telefon mesajlaşmaları, bazı durumlarda ilişkiniz için tehdit unsuruna dönüşebilir.
Hangi durumlarda mı?
Mesajlaşmak, ilişkilerde telefonla konuşmaktan daha sık başvurulan bir iletişim yöntemi haline geliyor.
Dolayısıyla gün geçtikçe mesaj atmaya daha çok alışan parmaklarınız, ilişkilerinizin iyi ya da kötü anlarında her an başrolü kapmaya hazır durumda bekliyor.
Ancak bu alışkanlığın ilişkilere çok büyük zararları olduğunu aklınızdan çıkarmamalısınız.
“Mesajlaşmayı abartmak bazı durumlarda erkekleri çıldırtabilir” diyen Arlene Krieger, bunun erkekleri istemedikleri zamanlarda cevap vermeye zorlayan bir hareket olduğunu söylüyor.
Bu ve bunun gibi birçok durum ve neden mesajlaşmayı ilişkiler için tehlikeli hale getiriyor. Özellikle de o ilişki daha tam olarak rayına oturmamışsa…
*İlk buluşma sonrası
Rüya gibi bir akşam geçirdikten sonra sevgili adayınıza mesaj atmamak için kendinizi zor tutuyor olabilirsiniz ama tutmalısınız.
Çünkü bu mesaj, içinde az da olsa bir dürtme ve ısrar isteği barındırıyor.
Hatta psikolog Diane Kirschner’a göre randevu sonrası attığınız bu adım, onun sizin peşinize düşme hevesinin azalmasına neden olabiliyor.
*Sarhoşken
Cep telefonlarında alkolmetre teknolojisi olmadığı sürece, içkiliyken kime ne mesaj atacağınızın kontrolünü kendiniz sağlamak zorundasınız.
Özellikle onu görmek istediğinizi söyleyen, yalvarır moddaki bir mesajla tüm ipleri karşınızdakinin eline vermiş olursunuz.
*Kızgınken
Aranmamanın ne kadar sinir bozucu olduğunu biliyoruz.
Ama atacağınız “Neden beni aramıyorsun?” mesajının da onun gözünde sizi küçük duruma düşürecek bir mesaj olduğunu bilmelisiniz.
Ayrıca karşınızdakini kızdıracaktır da.
Kirschner’in tavsiyesi kendinize kızgınken mesaj atma yasağı getirmeniz. Bazen hiç mesaj atmamak bile bundan daha iyi bir çözüm olabilir.
*Espri yapmaya çalıştığınızda
Karşınızda sizi, yaptığınız espriyi anlayacak kadar tanımayan bir insan varsa belki de içinde imalar, alaylar ve zor anlaşılacak espriler olan mesajları ona hiç atmamalısınız.
İyi niyetle attığınız bir mesaj, kelimelerin yanlış anlaşılması sonucu amacına ulaşmayabilir, hatta ters bir şekilde algılanabilir.
*O günkü ilk mesajlaşmanız değilse
Yeni başlayan ilişkinizde gün içinde düzenli ve sık bir SMS trafiği yaşamak istiyor olabilirsiniz.
Birbirinizden haberdar olmak istemeniz de son derece normal.
Ancak sürekli SMS iletişimi yapmak birbirinizi telefonla aramanız için bir neden kalmamasına sebep olabilir.
Nitekim erkeklerin büyük çoğunluğu, bir tercih yapmaları gerekirse kısa kısa kelimeler yazarak değil net telefon konuşmalarıyla iletişimde kalmayı tercih ettiklerini söylüyorlar.