Garip kalan sevgili buruk bir veda ile sevgilinin yolunu gözlerken, gönül sazının teline dokundu.
Ey gel diye bekleyenim neredesin
Yolu gözlerken garip kaldım
Allah bize ayrılığın yüzünü göstermesin
Gel ey gönül bahçemin açmadan solan gülü
Nerede isen koş gel bana adım adım
Gözlerinde ıslak yaşlar sazın üzerine damlarken, sazın tellerine dertli dertli dokundu.
Gel bana sevgilim seninle gönlüm olur bahtiyar
Sensiz dünyan karanlık yediğim lokma olur zehir
Ömür geçiyor belim büküldü kaldım ihtiyar
Sensiz kaldım ben ve seninle gülümseyen bu şehir
Kulağını yola verdi uzaktan çağlayarak akan ırmağın sesini duymak isteyen birisi gibi sevgilinin ayak sesini duymak istercesine kulağını yola verdi. Anlaşılmaz sesler yollarda uğuldarken sevgilisinin ayak sesinden hiç ses yoktu. Sevgilisine ait tek bir tıkırtı bir söz koku yoktu, hüzünle gönül sazın teline dokundu.
Gel ey sevgili sensizlik yüreğime saplanan oktur
Sanki hasret ile yüreğime kor alev düşmüşsün
Sensiz tüm dertlerimin dermanı yoktur
Sen kalbimde açan çiçek açan gülsün
Yüreğindeki kederi teselli edecek bir kıpırdanma olmayınca gözlerinde akan yaşları silerek, sazını yanındaki kayanın üstüne bıraktı. Toprağa bağdaş kurarak kendini keder selinden kurtaracak nazlı yârin yolunu bekleme devam eder. Hasret ile yüreği yanıyordu sanki tanıdığı herkes tüm dünya kendisinden uzaklaşmış gitmişti tek başına kalmıştı.
Sevgilisine bir solukta bir çırpıda kavuşmanın sevincini yaşamak istiyordu ama aşk sınamadan aşığa tüm mutluluk dolu gülümsemeyi hemen tattırmıyordu.
Mehmet Aluç