"bir piyanonun önündesin o piyanodan daha güzelsin. sonra zorla götürmüşlerdi fidan dikiyoruz. okul aile birliği hatıra ormanı. tek ağaç boy vermedi orada. zıvanadan çıkmış bu iki kurumun birlikteliğine de ancak böyle bir hatıra yakışırdı. sonra veda balosunda çenemi omzuna yaslamışım. bu veda balolarında tuhaf şeyler oluyor. herkesi birbirine bağlayıp her şeyi kördüğüm etmek isteyen doğaüstü güçlere geliyor sanki sahne sırası. sonra güneş vuran balkonda kahvaltı sofrası. bir elinde kızarmış ekmek diğerinde küçük çaya yirmi şeker atma arzusu. sonra aynı arzuyla iskelenin ucunda kollarını iki yana açmışsın. sütliman denizde tsunamiye hazırsın. sonra yeni yıla girerken yanaklarımızı birbirine yaslamışız. lunaparkta annesini kaybetmiş siyam ikizleri gibi. bir kahkahaya yapışmış iki deli. gözler bile kırmızı çıkmış. sonra ortak bir arkadaşın düğününde orkestranın tam önünde dans ederken sarılmışız. arka planda sıkıntıdan koşan bir çocuk var. işte o çocuk birazdan gelip bize çarpacak. sonra dostlarla bir masada herkes kadeh kaldırmış biz öyle bakışıyoruz. herhalde bu pozu da sonradan bakıp içeriz diye verdik. sonra yoldan geçen mısırcıya rica etmiştik o çekmişti. gün batıyordu neden diye sormuştun. ellerini tuttuysam uçuruma düşmemek içindi. güneşte ıslık çalan çocuklar içindi. aslında tek kişi sayılmaz mı karanlıkta iki kişi. kaybolan olursa elma diye bağırsın. ne çok şey konuşmuştuk orada ama yine sessiz çıkmışız. sonra albümü kapatıyorum zihnimde bambaşka bir fotoğraf. sanki hepsinin karıştığı bir an. onu da yazabilirdim ah böyle kıpırdayıp durmasan."
Emrah Serbes