Umudum kırıldı... Kendim bile sormuyorum nedenini. Ulan yaşasak ne olacak. Neden ileriyi düşünüp duruyorum. Neden hayat yaşamaya değer oluyor. Yerdeki otların bile bir faydası varken, neden deli gibi dakikalar harcayıp duruyorum. Neden yaşıyorum? Kendi hayatımı devam ettirmek için mi? Başkaları için yaşıyorum desem; bir bakıyorum ki ölülerin acısı günler bile geçmeden unutulmuş. İyi de neden?
Var belki de bir cevabı. Ben bilemiyorum artık nedenini. Daha doğrusu artık ilgilenmek istemiyorum dünya denen çöplükle. Bütün o zenginlikler, dönen dolaplar akan kanlar ne için. Bir çok kere ateşin içinde yanarken buldum kendimi. Yanıyordum evet. Cehennemdeydim. Bağırmak istiyordum ama bağıramıyordum. Büyük, çok büyük acılar içinde kıvranıyordum.
Yaşım çok genç olmasına rağmen, kafam almıyor işte bazı şeyleri. Belki de ben bir deliyim, deliyim evet! Bütün bu yazdıklarım, söylediklerim, düşündüklerimi kendi kafamdan uyduruyorum. Belki de dünya çok güzeldir kimbilir. Belki de hiçbir şeyden haberi olmayan bir şizofrenim.
Umudum kırıldı ama bunu biliyorum bir tek. Bütün bir ömrü bu düşüncelerle geçirecek olma fikri delirtiyor işte beni. Yaşasak ne olacak dedim. Bütün bu hareketlilik, dönen dünya, devletler, çıkarlar, para, güç ve savaş. Ya ölen binlerce masum insan. Hiçbir şeyden haberi olmayan bebeklerin öldürüldüğü dünya dediğimiz cehennem. Peki ya bunlar ne olacak! Bütün bunlar ne olacak peki!
İşte ben bunun için yaşamak istemiyorum. Kendimi de kandırdığım zamanlar oldu tabi. Büyük büyük laflar ettiğim zamanlar. ....ya özgürlük! diye bağırdığım zamanlar da oldu. Şimdi benim gibi bağıranlara sesleniyorum. Hiçbir şey değişmedi. Hala çocuklar ölüyor ve küçücük dünyasında yaşam mücadelesi veren; küçücük bir insan olan ben...
Ben artık ileriyi düşünmek istemiyorum. Her bir çocuk öldüğünde ruhumdan bir parça sökülüp gidiyor ve umut mu yaşamak sevincimi artık her neyse yok olup gidiyor.