Film 2 ekim2009'da vizyona girecek, yaklaşık 2 hafta kaldı. ben şuanda kitabını okuyorum, gerçekten çok enteresan bir konusu var. film vizyona girmeden önce okumak istedim, benim gibi filmden önce okumak isteyenler var ise bu linkte kitabı tanıttım;
https://www.onceokuloncesi.com/zaman....html?p=101456
şimdi film ile ilgili bilgiler vermek istiyorum.
Konusu
Maceracı ruhlu Henry DeTamble'ın (Eric Bana) çok nadir rastlanan genetik bir bozukluğu vardır. Henry, istem dışı kendi hayatının farklı dönemlerine seyahat edebilmektedir. Bu farklı zamanlara yaptığı yolculukların birinde gelecekte eşi olacak 6 yaşındaki Clare Abshire (Rachel McAdams) ile tanışır.
Ressam olan Clare, yıllar sonra tekrar karşılaştıklarında uzun süredir beklediği Henry ile evlenir. Başta Henry'nin aniden ortadan kaybolmalarının üstesinden gelebileceğini düşünen Clare giderek yalnız kalmaya başladıkça aşkını da sınamak zorunda kalacaktır...
Notlar
Beni yeniden gördüğün zaman lütfen seni daha önce hiç görmemiş olduğumu hatırla. Sana bir yabancıymışsın gibi davranırsam sakın şaşırma; çünkü benim için yepyeni biri olacaksın.”
Bu satırlar, Amerikalı yazar Audrey Niffenegger’ın ‘Zaman Yolcusunun Karısı’ndan. Bir aşk hikayesi bu. Kitabın kütüphaneci -ve punkçı- kahramanı Henry çıkıyor karşımıza önce. 40 yaşında. Nabokov’un Lolita’sındaki gibi, 6 yaşındaki Clare’le tanışıyor. Bilmiyor ama Clare onun karısı. Gelin görün ki henüz evli değiller. Yıllar sonra, Clare 20 yaşına geldiğinde evlenecekler. O zaman da kendisi 30 yaşında olacak.
Çok karışık, farkındayım. Üstelik bu daha sadece başı. Karışıklığın sebebi Henry’nin ‘kronik yer değiştirme bozukluğu’ndan mustarip oluşu. Henry istemsizce zaman içinde yer değiştiriyor. Haliyle, geçmişe gittiğinde zaten henüz gelmemiş olan ‘geleceği’ unutmuş oluyor. Önlenemez biçimde, birdenbire. Epilepsi krizinin gelişi gibi.
Kendini hep başka yerlerde ve zamanlarda bulan adamla ve onu hep bekleyen karısının hikayesi trajik. Clare bir bakıma ipliğini eğirerek ufka bakıp kocası Odysseus’u bekleyen Penelope gibi. Beklediği hiç gelmeyebilir de.
Zaman Yolcusunun Karısı, sabır ve özveriyle var edilen bir aşkın hikâyesi. Yazar, insanoğlunun geçmişine sığınma ihtiyacıyla, geçmişinden kaçma çabası arasındaki paradoksu ve aslında her insanın geçmişine yaptığı ziyaretlerle gelecek umutları arasına sıkışmış zaman yolcuları olduğunu düşündürüyor okura. Satır aralarında ise; zamanın uçuculuğu vurgulanırken, geçmişten ve gelecekten vazgeçip günü yaşamanın değeri hatırlatılıyor.
Romantizm ve bilimkurgunun iç içe olduğu, konusuyla ve kurgusuyla özgün ve etkileyici bir kitap...
--------------------------------------------------------------------------
Robert Schwentke'nin yönettiği; Rachel McAdams, Eric Bana, Arliss Howard ve Ron Livingston'un oynadığı Zaman Yolcusunun Karısı (Time Traveller's Wife), 2 Ekim 2009'da vizyona giriyor.
Çok satan aynı adlı kitaptan uyaralanan "Zaman Yolcusunun Karısı" zamana üstün gelen bir aşkı anlatıyor. Filmin konusu kısaca şöyle:
Clare (Rachel McAdams) bütün hayatı boyunca Henry'i (Eric Bana) büyük bir aşkla sevmiştir. Clare, kaderlerinde birlikte olmalarının yazıldığına inanmaktadır, tabi ne zaman ayrılıvereceklerini de bilmez çünkü Henry bir zaman yolcusudur: Genetik bir anomali nedeniyle zaman içinde ileriye ve geriye doğru, kendi kontrolü dışında gidip gelmektedir. Henry'nin ansızın geliveren bu yolculuklarının onları ne zaman ayıracağını ve ne zaman tekrar biraraya getireceğini bilmese de, Clare, tek aşkı ile bir hayat kurabilmek için uğraşmaktan vazgeçmez.