Çocuk Eğitiminde Duyguların Öğretilmesi Önemli
Çocuklar Problem Çözüyor
Ayşe öğretmen, oldukça etkili bir okul öncesi eğitimi öğretmeniydi. Çok iyi bir eğitim almış, yaparak öğrenme ve çocuğa saygı, çocukla beraber büyümek, öğrenmek, oynamak kavramlarına inanıyordu. Çocuklar bütün bedenleriyle öğrenirler. Bir çocuk için hareket etmemek, nefes almamak ile eş değerdir. Araştırarak çocuklar kendi sorularına cevap bulurlar, meraklarını giderirler.
Gün boyunca hem çocuklar hem de kendisi hareket halindedirler, düşünürler, problem çözerler, beraberce oynarlar, çocukların kendilerine yardım etmelerini öğrenmelerine yardımcı olmaya çalışmak, çocuklara sunabileceğimiz en büyük hizmet ve bırakılabilecek en önemli miraslardan biridir görüşüne inanır.
Gün boyunca çocukların oyuncaklar ve oyunlar arasından seçim yapmalarını teşvik eder, çocuklar gün boyunca keşifler yaparlar, sorularını sorup, cevaplarını bulurlar, sınıftaki arkadaşları ve yetişkinlerle ilişki kurarlar. Tüm bu girişimler değerli hayat dersleridir. Ayrıca bu sayede duygusal zekaları da gelişmektedir, destekleyici ve sevecendir.
Bir gün yuvada sınıftaki çocuklardan Seren’in taşımakta olduğu kırmızı boya kabı elinden yere düşer ve dökülen boylardan bir miktarı yakında oynayan Can’ın beyaz lastik pabuçlarına sıçrar.
Yakında oynayan Yasemin bağırmaya başlar. “Hey! Bakın! Seren ne yaptı! Can’ın ayakkabıları boya oldu. Kan gibi duruyor! Can, annen seni dövecek!”
Can ağlamaya başlar, Seren bir köşeye kaçıp, masanın altına yerde büzülür. Ayşe öğretmen Can’ın bulunduğu köşeye gelir. “Can, ne oldu?” diye sorar. Can: “Yasemin diyor ki, annem beni dövecekmiş, ayakkabılarım yüzünden, kan gibi duruyor.”
Diğer köşeden bağıran Seren: “Kimse beni dövemez!” der. Öğretmen: “Kimse kimseyi dövmeyecek, ancak yerde temizlenmesi gereken bir miktar kırmızı boya var” der ve Seren’in masanın altından çıkmasına yardım eder.
Seren: “Geçen gün yaptığım gibi fırçayı kullanabilirim” der.
Öğretmen, “Fırçayı kullanabilirsin” diye tekrar eder.
Seren süngerli fırçayı almaya gider.
Öğretmen: “Beyaz lastik pabuçlarına ne yapalım Can?” der.
Can: “Umut ile çamurda oynadığımızda annem onları lavaboda yıkamıştı” der.
Öğretmen: “Ayakkabılarını annenin yaptığı gibi lavaboda yıkayabilirsin” der.
Seren: “O zaman tamamıyla ıslanacaklar” der.
Yasemin: “Ben biliyorum, güneşe koyun pabuçları. Anneannem böyle yapar.”
Can: “Annem onları kurutma makinesine koyar. Komik sesler çıkarırlar” der, ayakkabılarını çıkarır ve soğuk suda onları yıkamaya başlar.
Burada Ayşe öğretmen çocukların kendi davranışlarının sorumluluğunu almalarını teşvik etmiştir. Oluşturduğu sınıf ortamında herkes arasında samimiyet, güven, destek, beraber olmaktan mutluluk duymak vardır.
Ayşe öğretmenden sınıfında sık sık şu ifadeleri duyulabilirsiniz; “Ali, Ahmet’e vurma. Vurmak onun canını acıtıyor.” “Sedef, Selin’e neye ihtiyacın olduğunu söyle ki sana nasıl yardımcı olabileceğini bilsin.” “Arda’ya çok kızgın hissediyorsun. Arkadaşına isim takmanın kesilmesi gerekiyor. Biliyorum çok üzgünsün. Bu problem hakkında konuşalım.”
Ayşe öğretmen, bir başka gün, şöyle bir olay yaşar sınıfında; yuvada sınıfta bulunan Ayşe Öğretmen ve yardımcı öğretmen bağrışmaları ve ağlama seslerini duyarlar. Çocuklardan biri olan Can, yanağını tutarak öğretmenlerden bir tanesine doğru koşar. Diğer çocuk olan Ali, kitap köşesine koşarak saklanır ve başını yastıkların altına sokar. Ayşe öğretmen Ali’nin yanına giderek, Can’ın çok üzgün olduğunu ve onun yanına gidip konuşmaları gerektiğini söyler. Ali ayağa kalkar. Öğretmenin ona uzattığı eli tutar. Can’ın yanına gidip otururlar. Can sınıftaki diğer öğretmen olan Yasemin öğretmen tarafından rahatlatılmaktadır. Can’ın ağladığını gören Ali de ağlamaya başlar. Böyle bir durumda her iki çocuk da duygularının kabul edilmesi, duygularının tarif edilmesi ve probleme çözüm bulmaya yardım edilmesi ihtiyacındadır.
Yasemin öğretmen: “Can gerçekten üzgün” der.
Ali, Ayşe öğretmene ağlayarak bakar.
Ayşe öğretmen: “Sen de gerçekten üzgün hissediyorsun Ali. Ne oldu acaba?”
Ali’nin ağlaması durana dek beklerler. Daha sonra Ali her ikisinin de trapezde sallanmak istediklerini söyler.
Can: “Yanağıma vurdu” der sessizce.
Ayşe öğretmen Ali’ye bir şey istediğinde vurmanın kabul edilir olmadığını hatırlatır.
Ali, tam trapezde sallanmaya başlamakta olduğunu söyler.
Ayşe öğretmen: “Oh! Demek ki o sırada trapeze uzanıyordun ve Can’ın yanağına kaza sonucu vurdun” der.
Ali üzgün bir şekilde başını “evet” anlamında sallar.
Ayşe öğretmen sıkıca Ali’ye sarılarak, “Bu durum sonucunda gerçekten çok üzgün hissediyorsun. Demek ki problem şu, ikinizde o sırada trapezde sallanmak istediniz.”
Can “evet” anlamında başını eğer ve ağlaması kesilir. Çocukların duyguları hafifledikçe, trapezde sallanma istekleri daha açığa çıktı.
Can, Yasemin öğretmenin dizinden kalktı ve trapezde sallanmaya başladı. Ali’nin de ağlaması kesildi ancak Ayşe öğretmenin dizinde oturmaya devam etti.
Ayşe öğretmen Can’a bakarak, “Can problemin henüz çözüldüğünü sanmıyorum” der ve Ali’ye bakarak “Ali hala trapezde sallanmak istiyor musun?” diye sorar.
Ali “evet” anlamında başını sallar.
Öğretmen problemi özetler: “Can, Ali de hala trapezde sallanmak istiyor ve Seda şu anda diğer trapezde sallanıyor. Bunu çözmek için sence ne yapabiliriz?” Heyecanlı bir şekilde Can şöyle der “Ben biliyorum. Çift binelim.” Ayşe öğretmen tepki göstermeyen Ali’ye döner ve “Bu ne demek biliyor musun Ali?” diye sorar.
Ali “hayır” anlamında başını sallar. Can, Seda’yı yanına çağırır. Can: “Hey Seda, buraya gel! Benimle çift bin, Ali’ye gösterelim” der. Seda gelir, yüzünü Can’a döner, trapezin çubuğunu tutar, bacaklarını Can’ın bacaklarına dolar, Can itmeye başlar ve sallanırlar. Mutlulukla gülerler. Can: “Gördün mü Ali!” der. “Evet” der Ali ve öğretmenin dizinden kalkar. Ali, Seda’nın yerini alır trapezde iki çocuk da sallanırlar, gülerler, farklı biçimlerde sallanmaya devam ederler.
Ayşe öğretmen: “Bu problem çözülmüşe benziyor” der ve “Doğru mu Can? Ali?” diye sorar. İki çocuk da cevap vermez. Her ikisi de sallanmaya ve gülmeye devam ederler. Ayşe öğretmen çocukların istek ve ihtiyaçlarını dinlemek, anlamak ve kabul etmek onları zamanla bağımsızlaştıracak ve kolaylıkla problemlerini iletişim becerileri yoluyla çözebilir duruma getirecektir görüşüne inanıyordu.
Çocukların duygularını kelimelerle ifade etmelerini öğrenmelerine yardımcı olmak için Ayşe öğretmen; “Çok üzgünsün”, “Gerçekten üzgün hissediyorsun”, “Korktuğunu görebiliyorum”, “Kızgınsın” gibi ifadeleri sınıfta sıklıkla kullanır. Böylelikle çocuklar duyguların isimlerini öğrenmektedirler. Problem yaşadıklarında, duygularını vücutlarıyla değil, sözcüklerle anlatabilmektedirler. Bu tür ifadeler, çocukların duygularını boşaltmalarına yardımcı olur. Çocuklar duygularına saygı gösterildiğini ve desteklendiklerini hissederler.
Duygular hafifledikten sonra, çocuklar probleme nasıl çözüm bulabileceklerini düşünmeye başlayabilirler. İleride çocuklar “hassasiyet” ve “nezaketle” başkalarına kendi istek ve ihtiyaçlarını ifade edebileceklerdir. Küçük yaşta bu becerilerin temellerini alan çocuklar daha sonraki yıllarda “okulda” ve “hayatta” başarı sağlayabileceklerdir.
Hikayenin Yazımında Yararlanılan Kaynaklar
Evans, B. (2002). Listening for children’s needs and wants. Extensions, 16 (4), 1-8.
Fathi, L. (1992). High/Scope okulöncesi eğitimi programı ve uygulamaları. 8. Ya-Pa Okulöncesi Eğitimi ve Yaygınlaştırılması Semineri (sayfa 162-165). İstanbul: Ya-Pa Yayınları.
Graves, M. (1999). A child development approach to rules and limits. Extensions, 14 (3), 1-8.
Graves, M. (2001). Building a community through the daily routine. Extensions, 15 (5), 1-8.
Hohmann, M, Banet, B. ve Weikart, D.P. (1979). Young children in action: A manual for preschool educators. Ypsilanti, Michigan: High/Scope Press.
Hohmann, M. ve Weikart, D.P. (1995). Educating young children: Active learning practices for preschool and child care programs. Ypsilanti,Michigan: High/Scope Press.
Hohmann, M. ve Weikart. D. P. (2000). Küçük çocukların eğitimi: Okulöncesi ve çocuk bakım programları için etkin öğrenme uygulamaları. S. Saltiel Kohen ve Ü. Öğüt (Editörler). Hisar Eğitim Vakfı Yayın No.1. İstanbul: Yeşerim Matbaacılık.
Marshall (1996). “My way”-children at the computer area. Extensions, 11 (2), 1-8.
Marshall, B. (2001). Trust in children’s play. Extensions, 15 (4), 1-8.
Schweinhart, L.J. (1988). A school administrator’s guide to early childhood programs. Ypsilanti, Michigan: High/Scope Press.
.ALINTIDIR.