Beşiktaş nakavt: 3-0
Sezonun ilk derbisinde Galatasaray, Beşiktaş önünde fazla pozisyon bulmadan 3-0 galip geldi. Beşiktaş, 5. haftada liderin 9 puan gerisinde kaldı.
Milli hüsran, yaşanan sel felaketi, Güneydoğu'daki şehitler, 12 Dev Adam derken derbiyi unutmuştuk. Bizi şöyle silkecek bir maç olsa iyi olurdu. Ligin en rahat gol atan takımıyla, en zor gol imkanı veren takımı oynuyordu. Beşiktaş kaybederse tabii ki matematiksel olarak bir şey kaybetmeyecekti ama 9 puanlık farkın ortalığı karıştıracağı kesindi.
Milli maç arasından geç gelenler gelmeyenler derken Mustafa Denizli'nin sahaya sürdüğü kadro yine basın tribünü sakinlerini puzzle çözmek zorunda bıraktı. Ekrem Dağ'ın defansın hemen önünde yer alması, Nihat'ın ileride tek forvet oynaması ve sakatlıktan yeni çıkan Yusuf'un varlığı beklenmeyen kararlardı.
Maça tempolu ve baskılı girdi Galatasaray. 4. dakikada kazanılan korner için Arda gerildi. Vuruşu havada bir kuş gibi süzülürken Rüştü ve savunma da hayran hayran izliyordu. İşi garantiye almak boş kaleye kafayı dokunan Mustafa'ya kaldı: 1-0.
Galatasaray geriye yaslanıp Beşiktaş'ı beklemeye başladı. 12'de Yusuf soldan kuğu gibi zarif hareketlerle geldi. Ortasında Serdar, ki genç yaşında bir derbiye kaptan çıkmıştı, Galatasaray savunmasının arasında dönüp vurdu. Top az farkla dışarı gitti.
22'de Galatasaray istediği türden bir kontra buldu. Keita sağdan Postacı Karl Malone'u andıran bir orta gönderdi. Uzak direkte gelişine vole Kewell'dan dışarıya yollandı. 30'da aynı Keita yine sağdan klas bir orta gönderdi. Kewell bu kez kafayla şansını denedi ama nafile.
İkinci yarıya başlarken Denizli, radikal kurgusunu radikal değişikliklerle normal hale getirdi. Fink ve Bobo sahadaydı. 53'te Yusuf'un uzun pasında Serdar ceza alanına girdi. Golü attı atacak derken Hakan ayağını uzatıp topu kornere çeldi. 57'de Serdar-Leo Franco karşılıklı olarak aradaki topa doğru koştular. Hmm, acaba Leo Franco ceza alanı dışında elle mi çıkardı? Muhtemelen öyle ama bunu düşünemeden 58'de Serdar sağ çaprazda net bir fırsat buldu. Genç oyuncu bunu da dışarı attı.
Beşiktaş baskısı 61'de Yusuf'un ceza alanı dışından şutunu getirdi. Leo Franco estetik şekilde yaylanarak topu yakaladı. Bu kaçan gollerin ardından Galatasaray kontratağı golle sonuçlandı. Kewell sağdan getirdi. Ortasını Ferrari çıkardı. Mehmet'in yumuşak vuruşunu Rüştü tutup elden kaçırdı. 65'te Baros için bu golü atmak çok kolaydı: 2-0.
Beşiktaş psikolojik olarak dağılmıştı artık. 82'de Elano'nun sağdan taa sol kanada uzun ama isabetli pas-ortası Kewell tarafından anında Baros'un önüne düşürüldü. O da görevini yerine getirdi: 3-0.
Beşiktaşlılar doğal olarak Leo Franco'nun pozisyonunu gündeme taşıyacaklar. Ama bu giden puanları geri getirmeyecek. Mustafa Denizli'nin geleceği konusunda da tartışmalar çıkacak. 5 haftada 9 puanlık bir fark var. Eğer Fenerbahçe de Bursa'da kazanırsa onunla da 9'a çıkacak fark. Kısacası geride 29 hafta daha var ama çok zor Beşiktaş'ın işi. Hele bir de Salı gecesi Manchester'la oynanack maçı düşünürsek. Avrupa'nın en fizikli, en organize takımlarından birisi önünde nasıl oynayacak bu takım? Bobo ve Holosko, oyuna girdikten sonra ne yaptılar?
Galatasaray ise iyi oynamadan kazandı. Bunu itiraf etmeleri gerek. En azından Rijkaard gibi zeki ve her şeyi gören bir teknik adamı var Galatasaray'ın. Onun tedbir için bir şeyler yapacağı kesin. Yoksa onlar için de çanlar çalıverir bir gün.
GALATASARAY-BEŞİKTAŞ: 3-0
Hakemler: Bülent Yıldırım, Bahattin Duran, Alper Ulusoy
Galatasaray: Leo Franco, Sabri, Emre Aşık, Servet, Hakan (81 Caner), Mustafa, Mehmet, Arda (59 Elano), Keita (70 Barış), Baros, Kewell
Beşiktaş: Rüştü, İbrahim Kaş (68 Holosko), Ferrari, Sivok, İsmail, Ekrem, Ernst, Serdar, Yusuf, Tabata (46 Fink), Nihat (46 Bobo)
Gol: Mustafa (4), Baros (65, 82)
Sarı Kartlar: Mustafa, Baros, Emre Aşık/ Ferrari, Tabata, Serdar, Sivok
ntvmsnbc