Trekking nedir?
Trekking doğa sporlarının en hafif kollarından biridir. Uzun ve yorucu yürüyüş anlamına gelir. Hiking ise günübirlik doğa gezisi anlamına gelir. Dilimize İngilizce'den geçen "trekking" sözcüğü İngilizce'de "doğal engellerle dolu bir arazi parçasını herhangi bir ulaşım aracı kullanmaksızın yürüyerek aşmak" anlamına geliyor. Asıl anlamı ise" Güney Afrika'da kağnı ya da yaya olarak göç" demek.
Her yaştan insan trekking ve hiking yapabilir. Ülkemizde trekking ve hikinge uygun birçok bölge bulunuyor. Seyahat acenteleri Akdeniz, Ege ve Marmara bölgesi başta olmak üzere birçok küçük yöre, dağ köyü, yaylalara turlar düzenliyor.
Trekking ve hikingde yürüyüş süresi parkurun zorluk derecesine göre değişiklik gösterir. Orta dereceli bir parkur yaklaşık olarak 5-6 saat sürer. Kalabalık ve gürültülü şehir hayatından bir an olsun uzaklaşmak, doğayla başbaşa bir gün geçirmek ve doğadaki güzellikleri grup arkadaşlarıyla paylaşmak isteyenlerin uğraştıkları bir spor aktivitesidir. Amaç şehirde özlenen doğal yaşama bir gün olsun ayak uydurabilmektir. Tabii bunu yaparken belli bir oranda yorgunluğu göze almalısınız.
Bu aktivite için yürüyüşünüzü kolaylaştırması ve tatsız sürprizlerle karşılaşmanıza engel olması için bir yürüyüş ayakkabısı ve orta boy bir sırt çantası dışında teknik bir malzemeye ihtiyacınız yoktur. Ayrıca grup rehberlerinin parkurun zorluk derecesine göre verecekleri küçük ipuçları dışında teknik bir bilgiye sahip olmanıza da gerek yoktur. Fakat son zamanlarda bu tür organizasyonlar yapan acenteler macerayı sevenleri de göz önünde bulundurarak teknik malzeme ve bilgi gerektiren zorlu parkurları da programlarına dahil ettiler. İstemediğiniz bir durumla karşılaşmamak için acentenizden mutlaka parkurla ilgili ayrıntılı bilgili isteyiniz.
NASIL YAPILIR?
Trekking aktiviteleri düzenleyen birçok acente bulunmaktadır. Trekking turları günübirlik olduğu gibi, daha uzun süreli de olabilmektedir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya, Karadeniz'e düzenlenen turların süreleri kimi zaman bir haftayı bulmaktadır. Acentelerin bünyelerindeki rehberler sizin tüm danışmanlık ihtiyaçlarınızı karşılayacaklardır. Günübirlik parkurların İstanbul'a yaklaşık olarak 1,5-2 saat uzaklıkta olmaları bu tür turların tercih edilme oranını arttırmaktadır.
Yolculuğa genellikle sabah çok erken çıkılır. Günübirlik gezilerde, gezi bir günün içine sığdırılacağından amaç güne erken başlayarak zamanı olabildiğince iyi kullanmaktır. Yolculuk sırasında rehberlerden programla ilgili bilgi almalısınız. Unutulmaması gereken en önemli nokta turu satın almadan önce parkurun zorluk derecesiyle ilgili bilgi almaktır. Çünkü ilk defa böyle bir tura katılıyorsanız nispeten kolay ve sizi çok zorlamayacak bir parkurla başlamalısınız. Zamanla tecrübe kazandıkça parkurların zorluk derecesini arttırabilirsiniz.
NEREDE YAPILIR?
Türkiye’de trekkinge uygun birçok bölge bulunuyor. Genel olarak baktığımızda trekking turları üç ana güzergahta toplanıyor: Toroslar, Kaçkarlar ve Kapadokya. Fakat bu üç ana güzergah dışında Ege, Akdeniz ve Marmara’da da birçok yere günübirlik trekking turları düzenleniyor.
Özellikle Marmara çevresinde haftasonu düzenlenen trekking turlarından birine katılmak, sizi kentin kalabalık ve gürültüsünden uzaklaştıracak; doğada yapacağınız birkaç saatlik yürüyüşler yeni bir haftaya daha dinç başlamanızı sağlayacaktır.
Trekking parkurlarını bölgesel olarak kısaca tanıtacak olursak, en yakından, Marmara'dan başlayalım.
MARMARA BÖLGESİ VE ÇEVRESİ
Marmara bölgesi ve çevresinde günübirlik trekking turlarına uygun sayısız parkur vardır. Trekking turları düzenleyen acenteler, neredeyse her yeni gün bir parkur daha keşfedip tur seçenekleri arasına katarlar. Eğer doğa yürüyüşlerinden zevk alıyorsanız kendi arkadaş grubunuzu oluşturarak bu bölgeleri kendi başınıza keşfedebileceğiniz gibi, düzenlenen turlardan birini seçebilir ve yeni dostluklar kurabilirsiniz.
Marmara bölgesi civarındaki trekking parkurlarını genel olarak üç ayrı bölgede toplayabiliriz. Bunlar Adapazarı-İzmit, Yalova-İznik ve Trakya bölgeleridir.
Adapazarı civarında Sülüklügöl, Maden Deresi, Kazankaya, Sapanca-Şahinkaya ve Çiğdem Yaylası ilgi gören parkurlardandır. Sülüklügöl İstanbul'a yaklaşık 3,5 saatlik uzaklıkta ve toplam yürüyüş süresi 5 saati bulan zorlu bir parkurdur. Daha çok tecrübelilere önerilir. Maden Deresi ise İstanbul'a en uzak parkurlardan biridir ve Adapazarı'nın Karasu ilçesinde bulunur. Oldukça zorlu bir parkurdur. Dere içi yürüyüşleri vardır. Çiğdem Yaylası İstanbul'dan 4-4,5 saat uzaklıkta ve bölgedeki diğer parkurlara oranla nispeten kolay olan, yaklaşık 5 saat uzunlukta bir parkurdur.
İstanbul'a doğru yaklaşacak olursak, İzmit civarında meşhur birçok parkurdan sözedebiliriz. Bunların arasında Aytepe, Menekşe Yaylası, Serindere, Kandıra ve İnönü Yaylası, Ballıkayalar Kanyonu sayılabilir. Ballıdere Kanyonu, Gebze Tavşanlı köyü yakınlarındadır; bu bölge 1995 yılında Tabiat Parkı ilan edilmiştir. Aytepe, Menekşe Yaylası, İnönü Yaylası ve Serindere, Yuvacık civarında olan parkurlardır. Yuvacık İstanbul'dan yaklaşık 2 saat uzaklıktadır. TEM otoyolundan İzmit'e doğru yol alırken Bursa girişinden saptığınızda birkaç kilometre sonra kime sorsanız size bu yaylaları tarif edebilir. Bu bölge doğa yürüyüşleri için her mevsim farklı seçenekler sunar. Yazın Serindere veya Sıcakdere kollarında yürünebileceği gibi, orman içi parkurlarda bir süre devam ettikten sonra da derelere girilebilir. Bölge parkurları yaklaşık 4-4.5 saat uzunluktadır.
Yalova ve İznik civarına geldiğimizde yürüyüş parkurları olarak Erikli Yaylası, Sudüşen, İznik Gölü ve Sansarak Kanyonu'ndan sözedebiliriz. İstanbul'dan Yalova'ya feribotla geçtiğinizde, Çınarcık'tan sonra Erikli Yaylası parkuruna ulaşabilirsiniz. Sudüşen ise Gemlik yakınlarında, İstanbul'dan gemi dahil 3.5 saat uzaklıktadır. Sudüşen parkuru oldukça zorlu bri parkurdur. Eğer yazın geliyorsanız yanınıza mayo almanızı tavsiye ederiz. Gelmişken Yalova Termal Tesisleri'ni ziyaret edebilirsiniz. Sansarak Kanyonu İstanbul'dan araba vapuru geçişi dahil 4 saat uzaklıktadır. Eskihisar-Topçular vapur hattını kullanabilirsiniz. Bu parkur, oldukça zorludur ve daha önce trekking yapanlara önerilir. Burası için de yanınıza mayonuzu almanızı öneririz. Parkur üzerinde doğal havuzlara rastlayacaksınız.
Tekirdağ civarında ilk akla gelen parkurlar Uçmakdere ve Kıyıköy'dür. Kıyıköy İstanbul'dan 2.5 saat uzaklıkta, Kırklareli sınırlarındadır. Oldukça hafif ve kolay bir parkurdur. Yazın yapacağınız yürüyüşlerinizi denize girerek sonlandırabilirsiniz. Uçmakdere ise Tekirdağ'da Ganos dağı eteklerinde bir köydür. Muhteşem bir Marmara denizi manzarası eşliğinde zevkli bir yürüyüş yapabilirsiniz. Eğer Mayıs-Haziran ayları arasında burada olursanız, kiraz mevsimine denk gelir, enfes kirazlardan bol bol tadabilirsiniz. Ayrıca bölgede Rumlardan kalma 100 yıllık tarihi evler, kiliseler ve şaraphaneler bulunmaktadır. Uçmakdere, hem kültürel hem de doğa yürüyüşlerinden hoşlananlar için ideal bir parkur.
Marmara bölgesi civarında daha birçok parkur vardır. Dediğimiz gibi, her geçen gün yeni bir keşifle yeni bir seçenek eklenmektedir bunlara..
TOROSLAR
Toros Dağları, Rodos Adasından Suriye sınırına kadar uzanan bir dağ zinciridir. En yüksek noktası Aladağlar bölgesi olan Toroslar'da bahar aylarında yapacağınız bir trekking turunda yörük obalarına rastlayabilirsiniz. Çünkü havaların ısınmasıyla yörede bulunan yörükler yaylalara göçmeye başlarlar. Yörükler son derece misafirperver olurlar. Bir yörük obasına rastladığınızda grubunuzla birlikte bir süre burada konaklarsanız, sizi büyüleyecek geleneklere tanık olabilirsiniz.
KAÇKARLAR
Karadeniz’in güneydoğusunda yer alan Kaçkar Dağları, yeşilin yüzlerce hatta belki binlerce tonuyla, yöre halkının farklı yaşam tarzıyla, iklimiyle sizi büyüleyeceğine emin olduğumuz bir bölgedir.
Kaçkarların güney eteklerinden kuzey eteklerine uzanan gezi boyunca, yöre halkının yaylalara çıkmak için geçtiği yolları izlersiniz. Daha sonra yaylalar gelir. Yükseldikçe inanılmaz manzaralar sizi büyüler. Ve en sonunda zirveye ulaşırsınız: sonra Kaçkar Dağı!.
Bu bölgede, trekking parkurları olarak Çamlıhemşin, İkizdere, Uzungöl, Fırtına Vadisi ve Borçka'yı sayabiliriz.
Fırtına Havzası Türkiye’nin en fazla yağış alan bölgesidir. Tropikal bölgelerle kıyaslanabilecek yoğunluk ve çeşitlilikteki bitki örtüsünü bu iklim şartlarına borçlu olan Fırtına Havzası, yukarı bölümlerde,Ayder ve Çat havzası olmak üzere ayrılır. Bu havzaların daha üst kesimlerinde ise Kaçkar dağlarını oluşturan Ayder, Aşağı ve Yukarı Kavran, Palavit, Aşağı ve Yukarı Ceymakcur, Hazindak, Pokut, Tirovit, Balakçur yaylaları bulunur.
Çamlıhemşin sınırları içindeki Ayder ve İkizdere yaylalarında her yıl yaz aylarında birtakım yöresel şenlikler yapılmaktadır. Yaz aylarında bir trekking turuna katılacak olursanız Çamlıhemşin yaylalarında Ağustos ayında yapılan Vartevor şenliğini kaçırmamalısınız. Yöre halkının yöresel kıyafetleriyle katıldıkları, tulum ve kemençe eşliğindeki bu şenlik görülmeye değer!
FAYDALI BİLGİLER:
İşte unutmamanız gereken birkaç şey:
Yürüyüş ayakkabılarınızı ve çantanızı unutmayın. Çantanıza su, yağmurluk, yedek çorap ve giyisi koyun. Untmayın ki doğayla başbaşasınız yağan yağmur ya da bir dere geçişi sizi tahmininizden çok daha fazla ıslatabilir. Ayrıca çantanızda, size dağıtılan ve mola yerlerinde yiyeceğiniz yiyeceklerinizi taşıyacaksınız.
Üzerinize rahat şeyler giyin. Rahat edemeyeceğiniz kıyafetlerle uzun süre yürümek sizi sıkabilir. Fakat bunu yaparken hava şartlarını da göz önünde bulundurun. Kışın yanınıza kazak, yazın mutlaka şapka alın.
Katılacağınız geziyi piknikle karıştırmayın. Uzun süre yürüyeceksiniz. Bu yürüyüş daha önceden planlanmış bir yürüyüştür. Yani rehberler gideceğiniz noktaya ulaşan en kısa yolu değil sizin daha fazla doğa güzelliği göreceğiniz ve bu geziden daha fazla zevk almanızı sağlayacak yolları tercih ederler.
Gruptan kopmayın. Bu konuda rehberlerin talimatlarına uymaya özen gösterin. Kimsenin sizi göremeyeceği şekilde farklı yollara sapmayın. Eğer gruptan kısa süreli ayrılacaksanız ( Örn: Su içmek ya da çiçek toplamak vb. şeyler için) mutlaka gruptan bir kişiye bu durumu bildirin.
Yanınıza fotoğraf makinesi almak ve böyle değişik ve güzel bir günde fotoğraf çekmek isteyebilirsiniz. Fakat makinenizin yağmur sonucu ya da bir dere geçişi sırasında zarar görebileceğini unutmayın.
Dere içinden ya da kaya üzerinde yürürken çok dikkatli olun. Dere içindeki taşlar yosun tuttuklarından kaygan olur. Yavaş ve emin adımlarla yürüyün. Böyle durumlarda ayağınızdaki yürüyüş ayakkabısının önemi daha da artıyor. Rahat ederim düşüncesiyle altı düz spor ayakkabılardan kaçının. Altı girintili çıkıntılı ve kaymayan yürüyüş ayakkabılarını tercih edin.
Yanınıza kullanmayacağınız malzeme almayın. Aşırı yükten kaçının. Yürüyüş uzun olduğundan aşırı yük sizi normalden daha fazla yoracaktır. Kullanmayacağınıza inandığınız malzemeleri yürüyüşe başlamadan önce arabada bırakın.
Dönüş saatinde rötar olabilir. Bunun en önemli nedenlerinde biri aynı parkuru ayrı grupların farklı sürelerde yürümeleri. Dönüş saati konusunda esnek ve hoşgörülü olmayı unutmayın.
alıntı....