Çandarlılar


Osmanlı Devletine hizmet etmiş asil bir Türk âilesi. Bu âileden en yüksek ilmî, idârî, mülkî, askerî makamlarda vazîfe almış şahsiyetler çıkmıştır.
Çandarlı âilesinin atası Kara Halil Hayreddin Paşa, Eskişehir’in Sivrihisar kazâsının Cendere köyündendir. Kara Halil Hayreddin Paşa, ahîlerden olup, Şeyh Edebâlî’nin akrabâlarındandı. Bilecik, İznik ve Bursa’da kadılık yaptı. Bursa kadısıyken, Birinci Murad Han zamânında, 1362’de, Osmanlı Devletinin o devirdeki en yüksek ilmiye makâmı olan Kazaskerliğe tâyin edildi. Sultânla Rumeli’ye geçip Karaferya, Serez ve Selânik fethinde, Arnavutluk’ta da askerî harekâtlarda bulundu.

Kara Halil Hayreddin Paşa, iyi bir teşkilâtçıydı. Beyliğin ilk askerî teşkilâtı olan yaya ve müsellem teşkilâtını kurarak, muntazam askerî birliklerin ilk temelini attı. Ancak, fetihlerin ilerlemesi ve elde fazla kuvvet bulundurulması zarûret hâline gelince, yine Kara Halil’in tavsiyesiyle, muhârebede esir düşen genç Hıristiyanların, Türk köylüsünün yanına verilmek sûretiyle, İslâm terbiyesi üzere yetiştirilip, Türkçe'yi de öğrendikten sonra, acemi ocağına verilmesi ve oradan da yeniçeri olmaları usûlü kabul edildi. Bu sûretle kurulan ocağa, yeniçeri ocağı denildi. Kara Halil, ulemâdan Kara Rüstem’le birlikte mâliye teşkîlâtını kurdu. Osmanlılarda vezirlerin idârî, mâlî işlerinden başka, mülkî ve askerî bütün işlerine bakan ilk veziri Kara Halil Hayreddin Paşadır. O, Balkanlarda fetihler yaparken, oğlu Ali Paşa da, Sultan Birinci Murad Hanın yanında Anadolu’da gazâlara katılıyordu.

Çandarlı Kara Halil Paşanın Osmanlıya hizmetleri, devlet içinde bu âileye verilen değeri arttırdı. 1387’de Paşa’nın Serez’de vefâtıyla, oğlu Ali Paşa, vezirliğe getirildi. Ali Paşadan sonra, kardeşi İbrâhim Paşa, Fetret devrinden sonra Çelebi Mehmed Han tarafından önce vezirliğe, sonra da vezîriâzamlığa getirildi. Vezîriâzam İbrâhim Paşa, ölüm târihi olan 1429’a kadar bu görevde kaldı. İbrâhim Paşanın iki oğlu vardı. Büyük oğlu Halil Paşa, babasından sonra vezîriâzam olmuştur. Küçük oğlu Mahmud Çelebi de, Çelebi Mehmed’in kızı Hafsâ Sultanla evlenmiştir.

Sultan İkinci Murad’ın fevkalâde îtimâd ettiği vezîriâzamı Çandarlı Halil Paşanın, 1444’te Osmanlı tahtının yeni sâhibi küçük yaştaki İkinci Mehmed Han devrinde de devleti bildiği gibi idâre etmesi, genç Sultan’ın dikkatinden kaçmıyordu. Bu arada Macar kralı, Osmanlı tahtında genç birisinin bulunmasından faydalanmak istedi. Fâtih’in şahsiyetine bütünüyle vâkıf olmayan vezîriâzam Çandarlı, Osmanlı menfaati için Segedin Antlaşmasından sonra Manisa’ya çekilmiş olan İkinci Murad’ı tekrar hükümdâr îlân ettirmek için çâreler aradı ve Osmanlı sarayındaki devşirmeleri harekete geçirip, İkinci Mehmed Han aleyhinde propagandaya sebep oldu. Sonunda İkinci Mehmed Hanı da iknâ edip, babası İkinci Murad Hanın tekrar tahta çıkmasını temin etti. Murad Han, Osmanlı ordusuna, 1448’de Kosova’da, büyük bir zafer daha kazandırdı. İkinci Murad Hanın ölümünden sonra, yerine ikinci defâ tahta geçen İkinci Mehmed Han (Fâtih) zamanında da vezîriâzamlık görevini sürdürdü. İstanbul’un fethi öncesi ve fetih esnâsında, aleyhinde yapılan propagandaların netîcesinde, Haziran 1453’te azledilerek, çocuklarıyla berâber Yedikule zindanına hapsedilip, mallarına da el konuldu. Bir süre sonra, Çandarlı Halil Paşa öldürüldü. Çocukları serbest bırakılıp, malları da geri verildi. Halil Paşanın kabri İznik’tedir.

Halil Paşanın iki oğlu vardı. Büyüğü Süleymân Çelebi, kazasker; küçüğü İbrâhim Çelebi de Bursa kadısı idi. Çandarlı Halil’in oğlu İbrâhim Paşa, önce kadılıktan azledilip zindana atıldı ise de serbest bırakıldı. Fâtih Sultan Mehmed Han, Çandarlı İbrâhim Paşayı, Amasya kadılığına tâyin etti. Şehzâde İkinci Bayezid Han, babasının vefâtından sonra, lalası Çandarlı İbrâhim Paşayı İstanbul’a götürüp önce kazasker sonra da vezîriâzam tâyin etmiştir. 1499 İnebahtı Seferi esnâsında vefât eden vezîriâzam Çandarlı İbrâhim Paşa, babası Çandarlı Halil Paşanın İznik’teki türbesine nakledilmiştir.

Çandarlı âilesinden, 1499’da vefât eden İbrâhim Paşadan sonra vezîriâzam tâyin edilmemiştir. İbrâhim Paşanın oğullarından Hüseyin Paşa, Diyarbakır, Îsâ Paşa da Şam Beylerbeyliklerinde vazîfe yapmışlardır. Îsâ Paşanın oğlu, şâir ve edebiyâtçı Halil Beyden sonra Çandarlı Sülâlesinden, 1791’de vefât eden vezir Ali Paşadan başka, kayda değer bir devlet adamı görülmemiştir.




.ALINTIDIR.