Taş Devri Nedir, İlk İnsanlar Hakkında Bilgi, Mağara İnsanları Hakkında Bilgi.
İlk insanlar, çok eski çağlarda, kulübe ve ev yapmayı öğrenmeden önce, mağaralarda yaşarlardı. Şüphesiz mağaralarda, ısınıp rahat bir hayat süremiyorlardı. Ama hiç olmazsa vahşi hayvanlardan, soğuk havalardan, fırtınadan, yağmurdan, kardan korunabiliyorlardı. Bu da onlara yetiyordu. İlk insanlar, mağaralarına vahşî hayvanlar girmesin diye sürekli ateş yakarlardı.
Vahşî hayvanların ateşten korktuklarını öğrenmek onlar için çok yararlı olmuştu. Eğer mağaralarında ateş yakmasını akıl edemeseydiler, insan soyu vahşî hayvanların yırtıcı dişleri arasında tükenecekti. Bugünün modern anlayışına göre ilk insanlar, pek düzensiz ve pasaklı insanlardı. Şu veya bu yüzden mağaraya giren pislik olduğu yerde bırakılır, yakılan ateşlerin külleri tas_devrikaldırılmaz, eti yenen hayvanların kemikleri de mağaranın içinde oraya buraya atılıp unutulurdu. Mağaralar, kelimenin gerçek anlamıyla bir çöplükten farksızdı. İlk insan, çeşitli silâh ve âletlerini de mağaranın bir köşesine kaldırmayı aklına getirmez, oraya buraya atıp bırakırlardı. Çoğu zaman bu âletler, küller, kemikler ve çeşitli pislikler arasında kaybolup giderdi. Bunlar da zamanla toprağa gömülür veya mağaranın yarı karanlığında ortadan kaybolurdu. Doğrusunu isterseniz, ilk insanların bu düzensizlikleri, kendileri için olmasa bile bizler için çok yararlı olmuştur. Tarihin ilk çağlarına ait bilgimizi, ilk insanların pisliğine, düzensizliğine borçluyuz desek yalan söylememiş oluruz. Eğer, o âletler, kemikler, mağaralarda toprağa gömülüp kalma-saydı, onların yaşayışları üzerinde hiç bilgi edinemeyecek-tik.
İlk insanlar, ölülerini de yaşadıkları mağaraya gömdükleri için toprak altından iskeletler de çıkarılabiliyor. Bu arada ilk insanların kullandıkları âletler, etini yedikleri hayvanların kemikleri, süs eşyası, çeşitli kap ve eşya, yapılan toprak kazılarında ortaya çıkarılmaktadır. Bu eski çağlarda yaşayan insanlar, madenleri ve onlardan yararlanmanın yollarını bilmiyorlardı. Bıçak, balta gibi âletlerini odundan, taştan ve hayvan kemiklerinden yapıyorlardı. Bu yüzden, mağaralarda yaşayan bu insanlara, taş çağı insanları denilmektedir. Avrupa’nın birçok memleketinde taş çağının mağara insanlarına ait eşya bulunmuştur.
Yapılan kazılarda, ele geçen eşyayı isterseniz beraber gözden geçirelim. Böylece ilk insanların nasıl yaşadıkları, yiyeceklerini nasıl buldukları üzerine bir fikir edinmiş olabiliriz.
İNSANLARIN İLK BESİNLERİ
İnsanların ilk besinleri yabani meyveler, otlar ve çeşitli köklerdi. Mağara adamları bu besinleri aramak için mağaralarının yakınlarındaki ormanlarda dolaşırlardı. Topladıklarını da uzun ot ve sazları örerek yaptıkları torbalara korlardı. Zamanla bu torbaların yerini çok ince dalların örülmesiyle yapılmış sepetler aldı.
Ağaçların içi boş gövdelerinde çoğunlukla bal petekleri buluyorlardı. Ama arılarla uğraşmak gerçekten çok zor bir işti. Ağaçlardaki içi bal dolu arı peteklerini almak isteyen ilk insan, kâse biçiminde bir kabı ateşle doldurup ağacın yanına giderdi. Ateş dolu kabın üzerine yaş ot ve yaprak koyup çıkan dumanların arıları kovanlarından kaçmaya zorlamasını beklerdi. Arılar uzaklaşır uzaklaşmaz, ilk insan da petekleri alıp arılara yakalanmadan kaçmaya bakardı.
İlk insanın çözmek zorunda kaldığı en önemli mesele suyun taşınmasıydı. İçine su koyabileceği bir kap yapmayı akıl etmeden önce, su ihtiyacını gidermek için dere kıyısına veya kaynak başına gitmek zorunda kalıyordu. Bu da pek zor bir işti.
Uzun zaman, ilk insanın tek su kabı kendi avuçlarıydı. Daha sonra hayvanların kafataslarını ve boynuzlarını kullanmaya başladılar. Günün birinde kamış ve kilden sepetler, kaplar yapmasını öğrendiler. Böylece, en büyük dertlerinden birini gidermiş oldular.
Bir gün Taş çağı adamlarından biri, mağarasının yakınlarında dolaşan keçilerin yerde duran parlak beyaz kristallerle kaplı kayaları zevkle yaladıklarını gördü. Keçilerin bu durumlarından kayanın lezzetli bir şey olduğu anlaşılıyordu. Tuzun buna benzer bir yolla bulunduğu sanılıyor… İlk insanlar tuz kayalarını taş ile ezip küçük parçalara ayırmayı da zamanla öğrendiler. Böylece tuz insanların en önemli besinleri arasına girmiş oldu.
Taş çağı erkekleri büyük ve tehlikeli bir hayvanı avlamak istedikten zaman gruplar halinde toplanırlardı. Yakalayacakları hayvan onları görmesin, kokularını almasın diye de vücutlarını çamura bularlardı. Vücutlarına çamur sıvamış ilk insanlar, karşıdan bakıldıkları zaman, topraktan ayırt edilemezlerdi.
TAŞ DEVRİNDE AVCILIK
Yiyecek sebze bulmak oldukça kolaydı Ama et bulmak çok daha zor ve tehlikeliydi. Taş çağının avcıları yakalamak istedikleri hayvanlara karşı kullanacakları silahları hazırlamakta ve onlardan yararlanmak konusunda çok dikkatli davranmak zorundaydılar.
İnsanlar, gökte uçan yahut da bir ağaç dalında tüneyen kuşları öldürebilmelerine yarayacak silâhları ancak binlerce yıl sonra yapabildiler. Bunların ilki ok ve yaydı. İlk yaylar, kıvrılıp esneye-bilen ağaç dallarından yapılıyordu. Ölmüş hayvanların bağırsakları da kurutulduktan sonra yayların iki ucuna bağlanıyordu. Oklar ise kamışlardan yapılıyordu. Bunların uçlarına sivri taşlar bağlanıyordu.
Taş Devrinde İlk İnsanların Balık Avı:
Balıkların insanlar için çok kuvvetli ve iyi bir besin olduğunu hepimiz biliyoruz. Mağara çağından kalan yapıtlar da mağara adamının çok usta balıkçı olduğunu açıkça gösteriyor. Suda hiç durmadan yüzen bir balığı elle tutup yakalamak ilk bakışta yapılamayacak bir şey gibi görünür. Ama tarih öncesi çağlarında insanların bunu kolayca başarabil-dikleri anlaşılıyor.
TAŞ DEVRİNDE MUTFAK
İlk çağların yemek kaplan, ateşe dayanmıyordu. Onun için ateş üzerinde bu kaplarla su ısıtamıyorlardı. Ama mağara adamları su ısıtmanın çaresini bulmuşlardı. Toprak kapları ateşin üzerine koyacakları yerde ateşin yanma bırakıyor ve böylece sularını kaynatıyor, yemeklerini pişiriyorlardı.
Aradan uzun bir zaman geçtikten sonra, ilk insanlar dövülmüş kestane, ceviz, fındık unu, mısır tohumu, yeşil sebze ve yağlarla çorba pişirmeyi öğrenmişlerdi.
Tarih öncesi çağlarının ev kadını, etleri yumuşatmak için iyice döver, tuz ve çeşitli otlarla tadını güzelleştirmeye çalışırdı. Eti pişirmek istediği zaman ise kızgın taşların üzerine bırakırdı. Bazen de av hayvanları bir sopaya geçirilip bütün olarak ateşte pişirilirdi.
İlk insanların tabak yerine de büyük ve kalın yapraklan kullandıkları anlaşılmaktadır.