Devlet Sanatçısı unvanlı 81 yaşındaki Yıldız Kenter KRALİÇE LEAR oyununda sahnede amuda kalkıyor.
Çeviren: Fatma Leyla Kenter Tepedelen
Yöneten: Yıldız Kenter
Oynayanlar: Yıldız Kenter, Sedef Şahin
Çellist: Feride Berin Varol / Jülide Calca Eke
Dekor/Kostüm: Osman Şengezer
Işık: Cem Yılmazer
Kostüm Uygulama: Çolpan İlhan atölyesi çalışanları
Oyun, yaşlanmak ve bunun çeşitli bedelleri, kuşak farklarından çıkan çatışmalar ve bunun getirdiği komik ve dokunaklı durumları anlatır. Ortaya temelinde kadın ve yaratıcılık olan sıcak bir dostluk öyküsü, bir aşk hikâyesi çıkar.
Sanat, özellikle insanın yaratıcılığı, yaşamın getirdiği tüm kayıpların bir noktada üzerinden gelebilmesini sağlar. Bu yolculukta en yalnız hissettiğimiz anda bile insan sıcaklığını, sevgisini duyabilme gücünü bize vermesi, sanatın birleştirici gücüdür.
Yaşlı bir oyuncu olan Jane, tamamen kadın oyunculardan oluşan bir Kral Lear prodüksiyonunda Lear rolüne hazırlanmaktadır. Ona ezberde yardıma gelen Heather ise liseli bir genç kızdır. Oyunun üçüncü kişisi ise bir viyolonselcidir ya da viyolonselin kendisidir. Çalgı ve ezgiler zaman zaman eski Yunan tiyatrosunda Koronun gördüğü işlevi yüklenir ve yaşlı oyuncunun bir çeşit "alter ego"su olur.
Oyunda izlediğimiz süreç, yaşlılığın gençlikle büyümesi, umarsız gençliğinse bir ihtiyarla hayatı tanıyıp umudu keşfetmesidir. Jane ve Heather hayatlarında değişik kayıplar yaşamışlardır. Oyuna hazırlanırken birbirlerini tanırlar ve anılarını paylaşırlar. Sanatın yapıcı gücü ve Shakespeare’in büyüleyici varlığı sayesinde, hem kendilerini hem de yepyeni dünyaları, duyguları ve yetenekleri keşfederler.
Kanadalı yazar Eugene Stickland, Kraliçe Lear'ı Urban Curvz Kadın Tiyatrosu'nun kurucularından Joyce Doolittle için özel olarak yazdı. Şubat 2009'da Urban Curvz'de seyirciyle buluşan oyun, Türkiye'de ilk defa Kent Oyuncuları tarafından Yıldız Kenter'in yönetmenliğinde sahneleniyor.
Hürriyet