Tiyatro mu ? O da ne demek ?
Hiç sordu mu? çocuğunuz tiyatro nedir diye?. Sadece ismi var belleklerinde...
O da duyduysa eğer!... Sahi, kaçımızın çocuğu haberdar, kaçımız anlattık, kaç kere tuttuk elinden götürdük o sihirli ortamlara?... Yapmadıysak neden?..
Yaptıysak ne kadar?... Sormadılar belki ama, ya sorarlarsa ne anlatacaksınız?
Tiyatro nedir?... Ne demek Anne?!!!... Veya Baba..
Yok aslında biz tiyatroyu seviyoruz. Bakmayın gidemediğimize biz yine de seviyoruz Tiyatroyu. Yalanlar yalanlar....ne kadar çok yalan söylüyoruz değil mi? .... Bunların hepsi yalan...tiyatroyu falan sevmiyoruz biz...sadece öyle sanıyoruz....tıpkı kendimiz gibi...
Hayatin seyirci koltuğundan bedeli para ile seyredilen kısmı......Eğitici ve öğretici....Bir ders verici insanlara.... Fakat anlayabilen sayısı az olduğu müddetçe soyu tükenme tehlikesi ile karşı karşıya.....Tiyatro sanatçılarının mesleğinin ne denli zor olduğunu biliriz... En ufak bir hata seyirciyi oyundan soğutmaya yeterde artar bile... Onun için her oyun mükemmel olmalıdır....
Hüzünlü bir anda gülerse, güleceği yerde ağlarsa, veyahut sahne olsun başka şey olsun, yapacağı şeylerin bulunduğu konuma göre hesaplayamaz çirkin görünmesini sağlarsa, oyunda büyüsünü yitirir.... O yüzden en çok saygıyı hak eden sanatçılar olduğunu düşünüyorum, bu denli işi bir arada kusursuz yapan....
Yaşamı anlayabilmek ve anlatabilmek için baktığımız pencere.
Sanatsız bir yaşam, karanlıklar içerisinde oturmaktır.
Sanat, aydınlığı getirmek için uzandığımız bir elektrik düğmesidir.
sahte yaşamların canlandırılması sanatıdır
Gündüzlere taç giydirecek akşam yok,
Her gün arafeymiş, ne yazık bayram yok,
Mevzu sayısız, model bol, eller fırça,
Bez var, boya var bizde fakat ressam yok... ( Arif Nihat Asya )
'Sanat yok, sanatkâr yok, hareket, hararet, kıyamet yok. Yeni nesil kuvvetsiz, gayesiz, nizamsız... Nerede beklenilen sanatkâr? ' Beklenen sanatkâr yolda! Eğer fazla yaklaşınca göreceği manzaranın dehşetinden ürküp geriye dönmezse... (N.Fazıl Kısakürek)
Arkadaşlığın için teşekkür ederim sana.
Bana yaşama coşkusu ve arzusu verdin,
beni saplantılarımdan kurtardın,
arzularımı tatmin ettin,
sevmeyi ve sevilmeyi öğrettin,
kendimle ve dünyayla
uyumlu olma mutluluğunu tattırdın,
yaşadığımı ve özgürlüğümü hissettirdin.
"Tiyatrom"
Arkadaşlığın için teşekkür ederim sana.
Anladım işi, sanat Allah'ı aramakmış;
Marifet bu, gerisi yalnız çelik-çomakmış... Necip Fazıl Kısakürek
Ne mutlu Tiyatro`yu kendi ideolojilerinden ayıran ve insanlara faydalı olmak
için yapan ve hayata neden geldiğini bildiği gibi Tiyatroyu da neden
yaptığını bilen sanatçılara. İşte asıl tiyatrocular onlardır.
Alıntıdır.