arkadaşlar bunlar netten bulduğum bilgiler.. bu bilgilerden yola çıkarak raporlarımızı oluşturabiliriz.. özgün düşüncelerimizi de eklersek en azından amacına ulaşan bir çalışma yapmış oluruz..
Okul Öncesi Egitim Kurumları Programı ile ilgili Olarak:
Okul öncesi egitim programının modern program gelistirme anlayısına uygun olarak, konu merkezli degil; hedefler ve davranısların kazandırılmasına yönelik çocuk merkezli bir anlayısla yenilenmesi, okul öncesi egitimin etkinlestirilmesine yönelik bir çabanın ürünüdür. Takdir etmek gerekir.
Ancak 2002-2003 ögretim yılından itibaren uygulanmak ve denenip gelistirilmek üzere 31/05/2002 tarih ve 270 karar sayısı ile kabul edilen yeni program ile ilgili olarak uygulamada karsılasılan sorunlar olmus ve eksiklikler tespit edilmistir.
2.01. Programın Zamanında ilgililere Ulastırılmaması-Tanıtılmaması:
Program 2002-2003 ögretim yılı basladıktan sonra, internet üzerinden veya özel yayınevlerinin çabası ile gecikmeli olarak ögretmen ve yöneticilerin eline ulasmıstır. Bu durum, hedefler ve davranısların kazandırılmasına yönelik çocuk merkezli program ve ögretim anlayısının ögretmenler tarafından kavranıp, benimsenmesini, yıllık planların programın öngördügü anlayısa göre zamanında yapılmasını zorlastırmıstır. Halbuki çagdas program gelistirme süreci; taslak programın denenmesini, gerekli düzeltmeler yapıldıktan sonra programın genelde uygulanmasını, bu arada program ve ilgili materyallerin yeterli sayıda çogaltılmasını, programı uygulayacak olan tüm yönetici ve ögretmenlerin hizmetçi egitime alınmasını, düzenlenecek hizmetçi egitim yoluyla yeni programın özellikleri ve materyallerinin tanıtılıp açıklanmasını öngörmektedir. MEB Program Gelistirme Modeli’ne göre de yenilenen bir programın ülke genelinde uygulanmaya konulmasında süreç bu sekildedir.10
Ancak programın uygulanmaya konulmasında yukarıda kısaca deginilen süreç dikkate alınmamıstır. Yenilenen programın özellikle yönetici ve ögretmenlere tanıtılmadan; hatta metin olarak yönetici ve ögretmenlerin eline ulastırılmadan uygulamaya konulması, belirsizlige yol açmıstır.
Öneri:• Büyük bir emek ve çabanın ürünü olan programın, amacına uygun olarak kullanılması için, en kısa sürede ögretmenlere yönelik hizmetçi egitim seminerleri düzenlenmeli, bu seminerleri verecek personel yetistirilmelidir. Programı tanıtma konusunda MEB ile özel yayınevleri arasında yapılan isbirligi çerçevesinde bir çok ilde programı tanıtmaya yönelik seminerler düzenlenmistir. MEB’nin ihtiyaç tespiti yaptırıp program tanıtımını bütün illerde tamamlamalıdır.
2.02. Planlama:
Programda ve yönetmelikte ögretmenlerin yıllık ve günlük plan yapmaları öngörülmüstür. Ögretmenler arasında ünite planının yapılmayacak olması olumlu olarak karsılanmıstır. Ancak özellikle ögretim yılının sonuna dogru bir çok ögretmenden yıllık planların, uzun bir projeksiyon oldugu ve uygulamada ögretim yılı basında yapılan planlamanın öngörüldügü gibi sonuçlandırılamadıgı konusunda özelestiriler alınmıstır.
Öneri:• Yıllık planların ögretim yılı basında ve egitim bölgeleri bazında, o egitim bölgesinin sartlarına uygun olarak, egitim bölgesindeki anaokulu ve ana sınıfları için, Egitim Bölgeleri Zümre Baskanlarının isbirligi ile ortak olarak yapılması, hedef ve davranısların sadece kodlanması, gezi gözlem, aile katılımı, egitim durumlarının belirlenmesinde yıllık planda ayrıntıya girilmemesi, hazırlanan ortak yıllık planın internet ortamında veya egitim bölgeleri zümre baskanları aracılıgı ile ögretmenlere ulastırılması, ögretmenlerin ise, ortak olarak hazırlanan ve kendilerine ulastırılan yıllık plana dayanarak, kendi ayrıntılı aylık planlarını yapmaları daha uygun olacaktır. Bir baska ifadeyle, ögretmen görev yaptıgı okulun egitim bölgesi için hazırlanmıs yıllık planı kendi grubuna (sınıfına) göre detaylandırarak planını aylık olarak hazırlamalıdır.
2.03. Gelisim Alanları-Hedefler ve Kazandırılması Beklenen Davranısların Gelistirilmesi:
Programın içeriginde yer alan gelisim alanları, hedefler ve kazandırılması beklenen davranısların eksik oldugu anlasılmaktadır.
Bunlar:
a) Çocugun gelisim alanları sayılırken bir çok bilim adamı ahlak gelisimini, sosyal ve duygusal alandan ayrı olarak ele alıp degerlendirirken; programda ahlak gelisimi ile ilgili hedef ve davranısların olup olmadıgı varsa bunların neler oldugu anlasılmamaktadır.
b) Çocugun saglıklı bir kisilige sahip olması için, cinsel kimligi ve gelisimi ile ilgili olarak, okul öncesi dönemde bilinçli olarak desteklenmesine ihtiyaç varken; bu hususta programda yeterli davranıs yoktur.
c) Mesleki rehberligin okul öncesi dönemi de kapsadıgı bilinmekte iken; programdaki mesleki rehberlik ile ilgili hedef ve davranısların yetersiz oldugu görülmüstür.
d)Bilissel ve dil gelisimi “Bilissel Alan ve Dil Alanı” olarak bir baslık altında ele alınmıstır. Ancak dil alanı ile ilgili hedef ve davranıslar yeterli degildir.
e)Bayragımızın tanıtılması ve sevdirilmesi ile ilgili hedeflerin olmadıgı ile ilgili olarak programın uygulayıcıları olan ögretmenlerden geri bildirim alınmıstır.
Öneri:• Ahlak gelisimi, sosyal ve duygusal gelisimden bagımsız olarak veya programda yer alan sosyal ve duygusal alanların içinde, gelistirilerek yer almalıdır. Dogruluk, sözünde durma, fedakarlık, baskasının veya kamunun mallarına zarar vermeme, israftan kaçınma, baskaları ile iliskilerinde empatik düsünme ile ilgili daha açık hedef ve davranıslar gelistirilmelidir. Ayrıca ahlak gelisimi içinde yer alabilecek, dini bayramlarımız, ibadetler, ibadet yerleri, özel günler-kandiller, okul öncesi çagda çocuga tanıtılması ve kazandırılması gereken davranıslar olmalıdır.
• Cinsel kimlik, cinsel kimlige göre toplumsal roller, tutum ve davranıslar, tercihler, aile ile isbirligi çerisinde okul öncesi dönemdeki çocuklara saglıklı olarak kazandırılmalıdır. Cinsel gelisim ile ilgili, çocukların sorularına cevap olabilecek hedef ve davranıslar programda yer almalıdır.
• Mesleki rehberlik ile ilgili olarak da; Sosyal-duygusal alanın 7. Hedef 1. ve 2. davranıslarının yetersiz oldugu, meslekleri tanıtmaya, her meslege ihtiyaç oldugunu, herkesin bir meslegin gereklerini yerine getirerek topluma faydalı oldugu, herhangi bir meslege karsı ön yargılı olunmaması gerektigi gibi hedef ve davranısların programda yer alması gerekmektedir.
• Çocugun dil gelisimi ile ilgili hedef ve davranıslar, büyük oranda Türkçe dil etkinlikleri ile çocuklara kazandırılmaya çalısılmaktadır. Dil gelisimi aynı zamanda Türkçe ögretiminin de temelini olusturmaktadır. Bu bakımdan programda dinleme, anlama, anlatma, konusma alanları ile ilgili hedef ve davranısların, ayrıntılı olarak yer alması gerekmektedir.
• Bayrak sevgisi, bayragın tanıtılması ve özellikleri ile ilgili de hedef ve davranıslar programda yer almalıdır.
2.04. Anlasılamayan veya Çocukların Gelisim Düzeyleri için Agır Gelen Davranıslar:
Programı hazırlayan saygın kurullar ve komisyonların programda yer alan bütün hedefler ve kazandırılması gereken davranıslar ile neyi amaçladıklarını ayrıntılarıyla bildiklerinden kusku yoktur. Ancak alandaki uygulayıcıların, programda yer alan bir çok hedef ve kazandırılması beklenen davranıs ile neyin kastedildigini yeteri kadar anlamadıkları, bazı hedef ve davranısları ise eksik-yanlıs anladıkları, çocukların gelisim düzeylerine göre bazı hedef ve davranısların ise agır geldigi görülmüstür. Bu durumda birçok hedef ve davranısın açıklanmaya ihtiyacı vardır.
Öneri:• Programın zamanında ögretmenlere ulastırılmadıgı ve ögretmenlerin program ile ilgili hizmetçi egitimden geçirilmedikleri bilinmektedir. Bu durumda programda yer alan bütün hedef ve kazandırılması beklenen davranısların açıklanması, örneklendirilmesi, örnek etkinliklerle ögretmenlere rehberlikte bulunulması bir zorunluluktur. Bir baska ifadeyle program kitapçıgının bir “ögretmen kılavuz kitabı” seklinde olması gerekmektedir. Veya programı hazırlayan ekip tarafından ayrıca bir ögretmen kılavuz kitabı hazırlanmalı ve ögretmenlere sunulmalıdır.
Bu öneri programı hazırlayanlar ve uygulayıcılar için bir elestiri degil; bir gerçegin ifadesidir. Programda öngörülen hedefler ve kazandırılması beklenen davranısları açıklama, örneklendirme, örnek etkinlikler sunma ve degerlendirmeleri içeren ögretmen kılavuz kitabı hazırlama MEB Program Gelistirme Modeli’nin de geregidir11.
5. Sonuç;
Çagdas uygarlıgın yapıcı, yaratıcı, seçkin bir ortagı olacak isek; degisen ve gelisen dünya sartlarında okul öncesi egitimi görmezlikten gelemeyiz. Ülkemizdeki okul öncesi egitimin mevcut durumu nicelik ve nitelik olarak yeterli degildir. Okul öncesi egitimin yaygınlastırılması milli egitimin öncelikli hedefleri arasında olmalıdır.
Bu baglamda;
1. Yönetmelik hükümleri, okul öncesi egitim ile ilgili her kademedeki yöneticinin ve ögretmenin aynı seyi anlayacagı ve ilgililere sorun çıkarmayacak sekilde olmalıdır. Tasra teskilatları sorumlu ve yetkili kılınmalı, okul öncesi egitiminin yaygınlastırılmasında gösterdikleri gelisme, tasra teskilatlarının degerlendirme ölçütlerinden biri olmalıdır.
2. Programda gelisim alanları mümkün oldukça ayrıstırılmalı, hedef ve kazandırılması beklenen davranıslar belli kalıplar içerisine sıkıstırılmamalı, her ögretmenin veya usta ögreticinin anlayacagı sekilde “açık-seçik” yazılmalı, etkinliklerle örneklendirilmelidir. ihtiyaca ve istege baglı olarak, idareci ve ögretmenlere okul öncesi egitimde drama, yaratıcılık, fen ve doga çalısmaları, dil gelisimi gibi alanlarda hizmetçi egitim olanagı sunulmalıdır.
………………………………………………………………………………………………………………………
Okul öncesi eğitime yönelik programlarda da önemli değişiklikler yapıldı. Yapılan değişiklikler program kitapları ve kılavuz kitaplarıyla öğretmen, yönetici ve diğer ilgi duyanlara daha anlaşılır bir şekilde açıklanmaya çalışılıyor. Aslında hem ilköğretim programları hem de okul öncesi programlarının özellikle kılavuz kitaplar aracılığıyla uygulayıcılar tarafından daha kolay anlaşılmasının sağlanması büyük bir değişiklik. Şimdiye kadar programların uygulanmasına dair bu kadar kapsamlı kılavuz kitap hazırlanması görülmemişti. Bu yönüyle bakanlık güzel bir uygulama yapıyor diyebiliriz. Programın nasıl anlaşılması gerektiğinin, uygulamaların nasıl olacağının yetkili kişilerce ayrıntılı ve örnekleriyle açıklanması uygulayıcıların işini kolaylaştırıyor.
Okul öncesi eğitim programının değerlendirmeye yönelik kısımlarıyla ilgili de ayrıntılı açıklamalar program ve kılavuz kitapta yapılmış. Hatta kitabın baş kısmına kitabın nasıl kullanılması gerektiğine dair tıpkı açık öğretim kitaplarındaki gibi açıklamalar da yapılmış. Buna rağmen uygulayıcıların kafasında hala soru işaretleri devam ediyor. Ölçme değerlendirmede kullanılacak araçlar konusunda yine kitapta verilmiş örnekler uygulamacıların kafasını karıştırıyor. Aslında değerlendirme ile ilgili bölümde yapılan açıklamalarda bu konuda da açıklamalar yapılmış. Yapılan açıklamalardan öğrencilerin tanınmasının önemi, yöntemi, yararı, kullanılacak araçların nasıl kullanılacağına dair bilgiler edinmek mümkün. Yapılan açıklamalardan değerlendirmeye dair gözlemlerin mutlaka kayıt edilmesi, öğrencilerin tanınmasında tek tip araç kullanmak yerine çeşitli araçların kullanılması gerektiği, kullanılan araçların somut, gözlenebilir olması, çocuğun her alandaki gelişim özelliklerinin takip edilmesi, eğitim öğretim faaliyetlerinin sonucunda edinilen ürünlerin niteliğini ölçmek yerine sürecin ve ürünün birlikte ölçülmesi, ölçümlerin sürekli olması gibi hususların vurgulandığı görülmektedir. Kullanılacak araç gereçler olarak gözlem kayıtları, anekdot kayıtları, Gelişim Kontrol listeleri ve standart testler, Gelişim Dosyaları ve Gelişim raporları şeklinde sıralandığı görülmektedir.
Bu araçların nasıl hazırlanacağı, kullanılacağına dair uygulayıcıların kafalarında oluşan soru işaretlerinin yanıtlanması bu araçların kullanımında verimliliği daha da artıracaktır. Gözlem Kayıtları ile ilgili olarak program kitabında oyun gözlem formu ve sistematik gözlem formlarının kullanımı konusunda verilmiş olan örnekler uygulayıcıların kafalarını karıştırmaktadır. Aslında verilen formlar sadece birer örnektir. Şekil olarak illa bu formları çoğaltıp kullanılacak diye bir zorunluluk yoktur. Şekle takılmadan içeriğe bakmak gerekmektedir. Formların içeriğinde istenen bilgiler öğrencilerin çeşitli etkinliklerdeki durumlarına ilişkin tespitler bulunmaktadır. Önemli olan öğrenciye dair gözlemin ne zaman yapıldığı, gözlemin ne amaçla yapıldığı, gözlemin ne kadar sürdüğü gibi hususlardır. Uygulayıcıların dikkat edeceği hususlar bu temel kurallardır. Bu temel kurallara dikkat ettikten sonra şekil olarak ister bir form kullanılır isterse bir defter kullanılır. Öğrenciye dair yapılan gözlemler belirli aralıklarla yinelenmeli, aile ve diğer ilgili kişilerle bu tespitler paylaşılmalı ve değerlendirilmelidir. Burada yine dikkat edilmesi gereken bir diğer husus gözlem sayısı ile ilgilidir. Her öğrenciyle ilgili aynı sayıda gözlem yapılacak diye bir kural da yoktur. Bazı öğrencilerle ilgili her zaman gözlem yapılırken bazı öğrencilerle daha az sayıda gözlem yapılabilir. Yine her öğrenci için her gün aynı türdeki gözlem araçları mutlaka kullanılacak diye bir zorunluluk da yoktur. Bazı öğrenciler için sistematik gözlem yapılırken bazı öğrenciler için rastgele gözlem, bazı öğrenciler için anekdot kaydı diğer bazıları için ise diğer araçlar kullanılabilir. Bu nedenle standart formların peşine düşmek yerine içeriği anlayıp buna göre özgün araçlar geliştirmek hedeflenmelidir.