Vefa Lisesini bitirdi. Darülfünun’un açtığı imtihanı kazanarak edebiyat öğretmeni oldu. Orhan Seyfi Orhon’la birlikte çıkardıkları edebiyat ve mizah dergileriyle tanındı. Akbaba adlı mizah dergisini uzun yıllar çıkardı. Ordu milletvekilliği yaptı.
Edebiyata şiirle başladı. Önceleri aruz ölçüsünü benimsedi ve Hecenin Beş Şairi’nden biri olarak tanındı. Şiirin yanı sıra nesir yazıları da yazdı. Akıcı, yalın bir Türkçe’yle siyasi mizahi fıkralarıyla da tanınmıştır.
Eserleri: Şiir Akından Akına (1916), Cenk Ufukları (1917),Yanardağ (1928), Bir Selvi Gölgesi (1938), Kuş Cıvıltıları (1938 Çocuk Şiirleri), Bir Rüzgar Esti (1962)
yusuf_ziya_ortacTiyatro: Kördüğüm (1917), Binnaz (Manzum 1918), Latife (Manzum 1919), Nikahta Keramet (1923),
Roman: Kürkçü Dükkanı (1931), Şeker Osman (1932), Göç (1943), Üç Katlı Ev (1953).
Mizah: Şen Kitap (1919), Beşik (1943), Ocak (1943), Sarı Çizmeli Mehmet Ağa (1956), Gün Doğmadan (1960)
Göz Ucuyla Avrupa (Gezi 1958), Portreler (Hatıra 1960), Bizim Yokuş (Hatıra 1966), İsmet İnönü (Biyografi 1946).
Yusuf Ziya Ortaç, “Zeybekler” Şiiri
Ay doğarken şu tepeden iner zeybekler
Karşı bağın yosmaları dört gözle bekler.
Bir çardağın gölgesinde kurulur sini,
Dağ, taş dinler efelerin yanık sesini.
Uzanırlar çimenlerin üstüne bîtab,
Salkımlardan damla damla süzülür Mehtap.
Bir tarafta raksa başlar İzmir’in gülü,
Sırma saçlar topuklara kadar örgülü.
Zil sesleri uzandıkça karşı yakaya,
Genç efeler silâh çekip başlar şakaya.
Kimi oynar elde pala, kimi sendeler,
Karanlığın sükûtunu kurşunlar deler!