Çocuklarımıza Ceza Vermek Çözüm mü?

PSİKOLOG OYA PAKYÜREK


Bir insan geçmişiyle ilgili anılarını hatırlarken kaç yaşlarına kadar inebilir? Bazı insanlar 2-3 yaşlarına kadar inebildiklerini söylüyorlar ama 5 yaşından önce hatırlayabildiğimiz şeyler olaylar değil, izlenimler, anı parçaları, fotoğraf kareleri. Ancak bu ilk izlenimlerin yaşantımızı en etkileyen izlenimler olduğunu unutmayalım.
Çocukluğumuza ait hatırladığımız şeylerin hoş,mutlu anılar olduğu oranda mutlu olduğumuz çarpıcı bir gerçek. O eski anılarda, izlenimlerde ne kadar baskı, ceza, şiddet varsa o denli mutsuzluk adayıyız. Ve ne yazık ki o yaşadıklarımızın çoğunu da çevremizdekilere özellikle en yakın olduklarımıza yaşatıyoruz. Çünkü iletişime ait ilk bilgilerimiz, ilk görgülerimiz, yaşamı ilk algılayış tarzımız onlar.
Sizlerden ve çocuklardan duyduğum ve öğrendiğim kadarıyla en sık rastlanan ceza yöntemi odaya kapama… Odaya gönderme, eğitsel olarak kullanılan yöntemlerden biri olabilir. Ancak unutmayalım burada amaç ceza vermek değil, çocuğun içgörü kazanması ve farkındalık yaşamasıdır. Çocuğun odasına gönderilmesi bulunduğu ortamdan çıkarılıp sakin bir ortamda yaptığını düşünmesi, farkındalık yaşaması amacını gütmelidir. Bu açıdan baktığımızda sakin mekanın ille de odası olması gerekmeyebilir. Yapılan hatalardan biri bunu ceza olarak algılamasına sebebiyet vermek, ikincisi zorbalıkla gerçekleştirmek, yani odasına atıp üzerinekapıyı kilitlemek…
Çocuklarla birebir konuştuğumuzda hep sorarım onlara evde ‘yaramazlık’ yaptıklarında en çok kimin nasıl tepki verdiğini. Ceza alıp almadığını, ne gibi cezalar aldığını. Yanıtlar çok ilginç ve çok öğretici… Çocuk ağır cezalar almışsa niçin ceza aldığını tarif edemiyor, sadece aldığı cezanın ne kadar kötü bir ceza olduğunu tarif ediyor. Cezanın kendine hissettirdiği kötü duyguları hatırlıyor. Kendine bu bu duyguları yaşatana olumsuz duygular geliştiriyor. Bu döngü süreklilik gösterdiği takdirde yaşam biçimi haline giriyor o da olumsuzluklar karşısında şiddet eğilimli oluyor, çevresine karşı her zaman savunmaya saldırmaya hazır bir tutum sergiliyor. Oysa olumsuz davranışları ile ilgili kısa, öz, kararlı ve istikrarlı konuşulmuş, olumsuz davranışını sergilediğinde yine kararlı ve istikrarlı bir tutum sergilemiş olan ebeveynin çocukları yaptıkları ‘yaramazlıklar’ın neler olduğunu tarif edebiliyorlar.
Şu gerçeği istesek de istemesek de kabul etmek zorundayız. Ceza bumerang gibidir. Çarpar, döner. Çocuğunu cezalandıran anne babalar da aslında kendilerini cezalandırmış olurlar. Ceza alan çocuk, sürekli uyarılan, baskılanan çocuk olumsuz davranışlarına değil kendi kuvvetsizliğine odaklanır. Kişilik bütünlüğünü sağlamak için karşı tutum geliştirerek karşısındakilere sürekli bir hiddetle karşılık verir. Eğer çocuk, bu duygusunu içine atıp bir kenara büzülüp oturursa, durum daha da acıdır. Çocukta zayıflık, güçsüzlük, yetersizlik, değersizlik duygusu uyandıracak her türlü davranıştan kendimizi kurtarmak zorundayız!!!
Şiddet, sürekli karşı şiddeti meydana getirir. Şiddeti, zor kullanmayı ve cezayı kaldırmak eğitimin en önemli konularıdır. Bırakalım çocukları yetişkinlerden sözedelim; verilen cezalar bugüne kadar kaç kişiyi doğru yola getirmiş acaba? Hapishanede ömrünü tüketmiş kaç insan dosdoğru ve ideal bir insan olarak dışarı çıkmış?
Çocuğumuzu eğitirken ceza ve şiddetten uzak duralım ve her türlüsünden uzak tutalım onları. ‘Anlamak affetmektir’ sözünü hatırlayalım. İşe onu anlamakla başlayalım…

Barış, Sevgi, Huzur diliyorum hepinize…